Entegrasyon, verimlilik ve kesintisizlik önemini pekiştirdi
BTvizyon Dijital’in “Veri Merkezlerinde Yeni Teknolojiler 2020” toplantısı veri merkezlerinin geleceğini, artan ihtiyaçlara karşılık özellikle koronavirüs ile öne çıkan yeni gerekliliklere odaklandı.
22 Mayıs’ta düzenlenen toplantının açılış konuşmasını “Veri Merkezi Hizmetlerinde Teknoloji ve Siber Güvenlik Güvencesi” ile EY Türkiye Şirket Ortağı ve Siber Güvenlik Hizmetleri Lideri Ümit Yalçın Şen yaptı. İşin risk boyutuna odaklandığını vurgulayarak sunumuna başlayan Ümit Yalçın Şen, şunları söyledi:
“Veri merkezi hizmetlerine yönelik bir ihtiyaç artışı var. Veri büyüyor, veriyi işlemek ve depolamak için kaynak ihtiyacı var. Bu da dış kayak kullanımı gerektiriyor verimlilik ve maliyet açısından. İşin ‘as a service’ kısmı da artacak bulutla beraber. Koronavirüs sonrası bazı bulut hizmetlerinde artış olacak. Beklentiler bu yönde. Veri merkezi operasyon hizmetlerinin kapasite artışı olacak, ama bunu sağlarken bu hizmetlerin daha fazla kontrol edilmesi ve bundan güvence istenmesi önemli. Buluta geçişle veri merkezi hizmetlerini dışarıdan temin ederken, yönetim performansı gibi ek güvenceleri de isteyeceğiz. Yönetişim, organizasyon, kaynak planı ile yönetim gibi birçok konu bir güvence aramaya muhtaç. Belli otoriteler ve düzenlemeler var ve onlar da zaten bu güvenceleri istiyor. Bu hizmetleri sunduğumuz müşteriler, iş ortakları ve alt yükleniciler, tedarikçiler ve bu altyapı ve sürdürülebilirliği ile kamunun bizzat kendisi var. Yani herkesin bir güvence bekleyişi var. Ülkemizde bu alanda doğrudan düzenlemeler var ama yenileri de geliyor. Bankacılık, haberleşme, sigorta sektöründe halka açık şirketlerde değerlendirmeler yapılıyor. Bu üçlü ilişki de böylece daha yoğun kurulacak. Servis sağlayıcıların bu güvenceyi sunması gerek. Bunlar standartlar, bazı denetim fonksiyonları şeklinde olabilir.”
Container tabanlı yapılar önem kazanacak
BTvizyon Dijital toplantısının Premium sponsoru Dell Technologies’in Modern Veri Merkezi Sistemleri Sorumlusu Taylan Tandoğan, “Değişen Veri Merkezi İhtiyaçlarına Genel Bakış” sunumu ile dijitalleşmenin temeli olan veriye odaklandı. Hep dijital dönüşüm mesajı alıyoruz, ama bu dönüşüm her şirkette farklı algılanıyor. Bu gerçeğe dikkat çeken Taylan Tandoğan, şöyle devam etti:
“Biz farklı birimlerin kullandığı yapıların ve uygulamaların birbiri arasındaki entegrasyonunun ve sinerjisinin önemine inanıyoruz. Şirket içindeki entegrasyon kadar dış servislerle entegrasyon da önemli. Kurumsal organizasyon olarak bakış bu, ama bu ekosistemi desteleyen yapılara bakınca bir alt katmanda mikro veri merkezleri, yapay zeka, ML gibi kurumların verileri tutabilmesini sağlayan teknolojiler var. Çoklu bulut yapıları günümüzün gerçeği. Talebi bir şekilde kendinizin karşılaması mümkün değil ve dış kaynak kullanımı şart. Her sağlayıcının kendi mekanizması ve çalışma prensibi var. Biz burada standardizasyonun önemine inanıyoruz. Yani bulut koordinasyonunu standart bir platforma oturtmanız bu noktada önemli. Şirketler birden fazla sağlayıcıdan kaynak kullanmaya devam edecek ve biz de bunu standart bir platforma oturttuk. Satılan sistemler ‘all-flash’ ve bellek seviyesine yakın depolama yapıları da öne çıkıyor. Hızlı veri medyalarına ihtiyaç vardı ve biz de buna uygun ürünleri pazara sunuyoruz. Sonuçta şirketler hızı artırmak ve cevap süresini düşürmek için bu yatırımları yapıyor. Network için anahtar hızı önemli ve otomasyon da burada öne çıkıyor. Yeni yazılımlar da bu medyayı kullanmayı öğrenecek ve yapısal değişiklikler kendini gösterecek. Bellek seviyesinde veri depolama sistemleri dönüşümü öne çıkacak. Bir konu da verimlilik. Daha az yatırım ile daha fazla verimlilik ön planda. Veri depolamada akıllı depolama ve tekilleştirme ve sıkıştırma teknolojileri öne çıkacak ve akıllı sistemler de bu saklama imkanını sunacak. Esneklik ve çeviklik, ölçeklenebilirlik sistemlerimizde temel aldığımız prensiplerden. Yazılım tabanlı veri merkezleri revaçta bir konu. Kubernetes entegrasyonu beklenen özelliklerden biri olacak ve ‘container’ tabanlı mimariler de önem kazanacak. Böylece bir güncelleme için tüm sistem kodunu değil, ilgili fonksiyonu güncellemeniz yeterli oluyor ve platformlar arası taşımaya imkan veriyor. Bu yönüyle container tabanlı yapılar önem kazanacak.”
İşlem kapasitesi katlanarak artacak
“Veri Merkezlerinde 400G’ye Giden Yol” ile aynı zamanda sunum sponsoru olan Commscope’tan Altyapı Sistem Mühendisi Kutlugün Sürmeli, Ethernet ve hız dünyasındaki gelişiminin kendileri için önemine dikkat çekti. Buna karşılık, ethernet arayüz hızı için virajlı bir yolumuz olduğu gerçeğine de vurgu yapan Kutlugün Sürmeli’ye göre, bu kolay ulaşılabilir bir hedef de değil. Ethernet standartlarının belirlendiği 2010’lardan sonra, 2015’ten başlanarak hız arayüzü tanımlanmaya başlandığı bilgisini veren Kutlugün Sürmeli, devam etti:
“Bunun sebebi öncelikle IoT. Çünkü IoT tabanlı çalışan cihazlar network’leri domine etmeye devam edecek ve milyarlarca cihaz network’te olurken, IoT ve M2M bu dilimin yüzde 60’ını oluşturacak. Bu esnada 5G ve bulut tabanlı servisler de bulut tabanlı servisler üzerinde baskıyı artıracak. Veri merkezlerinde işlem kapasitesi de yıllık bazda yüzde 35 artacak. Veri merkezleri genişlerken yepyeni veri merkezi yatırımları da göreceğiz. Gecikmeler azalacak, kritik zamanlı operasyonların önemi de aratacak. Otonom araçlar da bunun ilk akla gelen örneği olacak. Veri merkezlerinde network ve kablolama mimarisinde radikal değişiklikler gördük. Bağlantıların tüm omurgalarını fiber üzerinden oluşturmaya başladık. Fiber optik bağlantı ve kablolama daha da kritik hale geliyor.”
7/24 ayakta olmak esas
BTvizyon Dijital buluşması, “Veri Merkezlerinde Yeni Teknolojiler ve Yeni Normalde Kurumların Beklentileri” başlıklı bir panele de ev sahipliği yaptı. Yönetim Danışmanı Sadi Abalı’nın yönettiği panelin konuşmacıları ise NGN Veri Merkezi ve Bulut Çözümleri Direktörü Beyazıt Öztürk, İGA IT ve Güvenlik Grup Müdürü Emrah Bayarçelik, LC Waikiki BT Sistem ve Datacenter Müdürü Kemal Tümhan Demirkan ve Dell Technologies Modern Veri Merkezi Sistemleri Sorumlusu Taylan Tandoğan oldu. Koronavirüs sürecinin veri merkezindeki iş süreçlerine etkisine dikkat çekerek, “Önce insan diyerek, sağlığı koruma önceliği ile sistemler uzaktan çalışabilir durumda. Veri merkezi 7/24 ayakta” diyen Beyazıt Öztürk, şöyle devam etti:
“Vardiya sistemlerini düzenledik. Bizde soğuk hava önemli ve temiz hava kullanmaya başladık sistem odasında. Ayrıca müşterilerin ziyareti için ultraviyole hava temizleyici ışık kullanımına başladık. Veri merkezi birçok sertifikasyonla denetleniyor. Ama ilk defa pandemi gibi bir denetime girdik. Temizlik ve iş sağlığı güvenliği ekiplerimizle pandemiye karşı çalışanların neler yapması gerektiği gibi önlemleri ele aldık. Müşterilerden gelen cihazları temizleyerek içerde bekletmek gibi adımlar attık. Biz önlemlerimizi yılsonuna kadar sürdüreceğiz. Veri merkezimiz deprem, sel, elektrik kesintisi gibi durumlara hazırlıklı. İnsan sağlığı konusunda büyük bir organizasyon olduğumuz için 16 Mart’tan önce başladık uzaktan çalışmaya ve bu da bizim için avantaj oldu. 7/24 işlemlerimize devam ediyoruz. Önce insan, sonra süreklilik ve sürdürülebilirlik dedik. NGN mail yapısını yakında anons edeceğiz. Sanal masaüstü de ilgi görüyor ve bunlardan birkaç proje yapıp sunduk. Kapasitenin artışını gördük. 2021 altyapı yatırımını planlamıştık, ama bunu 2020ye çektik. Veri merkezi yatırımı oldukça yüksek ve bu veri merkezi yatırımlarının yanında sistem entegratörü ve bulut platformuna da sahip. Kendi geliştirdiğimiz bir altyapı bu ve bunu da sunuyoruz. Müşteriler bizim bulut altyapımızı daha fazla kullanıyor. Altyapıda Dell kullanıyoruz ve sunucularımız performanslı. Biz de bu hız ve performansı müşterilere sunabiliyoruz. NGN Cloud kendi mühendislerimiz tarafından geliştirilmiş yerli bir bulut platformu ve bunu son kullanıcıya kadar indirmeyi planlıyoruz.”
Sahayı dinlemek önem taşıyor
Koronavirüs sürecinde daha fazla çalışmaya başladıkları gerçeğine işaret eden Taylan Tandoğan da şunları söyledi:
“Toplam 7 şirketiz ve daha verimli, iş akışımıza yansımaya bakarsak büyük veri merkezlerinde uzun soluklu projeler oluyor. Bu açıdan krizden önceki projelerde bir sekte, bir değişiklik görmedik. Hatta yeni projeleri konuşuyoruz. Yeni çalışmalar devam ediyor. Geniş bir portföyde iş yapıyoruz ama burada müşteri öncelikleri ile burada portföyde denge değişti. Laptop talebi ve veri merkezi tarafında uzaktan çalışmayı destekleyecek hızlandırma oldu. Uzaktan çalışma ile ilgili projelerde pandemiyi adreslemekten ziyade kalıcı, daha uzun vadeli noktalara bakıyor müşterilerimiz. Şirketler de belli bir ölçeğe kadar uzaktan çalışmaya geçişe sıcak bakıyor. Bu yönüyle pandemi sonrası esnek çalışma modeli, farklı KPI modelleri bekliyorum. Dijital platformların bu şekilde kullanımının kalcı olmasını bekliyoruz. Örneğin piyasada web cam falan da kalmadı ve müşteri beklentileri oraya kaydı. Ülke olarak iyi bir sınav verdik. Bölgemizden örnek vereyim. Türkiye olarak, bölgedeki ülkelerden daha rekabetçiyiz. Ülke olarak teknik birikimimiz veri merkezleri düzeyinde çok iyi durumda. Dell EMC olarak çok fazla ürünle pazara gidiyoruz. 180 ülkede faaliyetimiz var ve sunucu, network, veri depolama ve veri yedekleme gibi her konuda çözümümüz var. Sahayı dinleyip, sahaya uygun vizyoner ve uygun çözümler duyurmaya önem veriyoruz.”
Uç noktalarda tam hakimiyet
Kemal Tümhan Demirkan, “Korona ile birlikte sürecin ciddi anlamda bize de dokunacağı konusunda analizlerimizi yapmıştık ve biz de tüm perakendeciler gibi biz de ‘önce sağlık mottosu’ ile tüm dünyadaki mağazalarımızı kapattık” diyerek sözlerine başladı. Satış operasyonlarını online olarak bile kısa bir süre sağlık amaçlı olarak kapattıklarını bilgisini veren Kemal Tümhan Demirkan, devam etti:
“Bir takım tedbirleri alırken müşterilerin güvenli alışverişine önceli verdik, ama her zamankinden daha yoğun olduk. Sürekli toplantılar yapılması gereken işler öne çıktı. Bu tarz durumlar bazı konularda da fırsat sağlıyor. 48 ülkede 48 bin çalışana hizmet veren bir yapının veri merkezini yönetiyoruz. 25 bin uç nokta olunca, bu veri merkezlerinde işlem yapmak da kolay olmuyor. Bu yönüyle bir anlamda gelecekte ihtiyaç duyulacak çalışmaları hayata geçirdik bu vesileyle. Tüm çalışanlar ofisteymiş gibi aynı erişebilirlik ve stabilite ile hizmet verebilmemizi bekledi. Güvenliği de sağlamak gerekiyordu uzaktan çalışma esnasında. Üçüncü parti yapılarla da kol kola çalışıyoruz. Pandemi ile bulutta bir veri merkezimizde çalışanlarımıza sanal masaüstü sunmaya başladık. Bu da bizi yeni donanım tedariğinden kurtardı ve arkadaşlar da ofise gelip sağlık riskini üstlenmek zorunda kalmadı. Bölge ve hizmet şartlarına uygun kullanım yapıyoruz.”
“Bu dönemi avantaja dönüştürdük”
İGA olarak sahada çok operasyonları olduğunu belirterek konuşmasına başlayan Emrah Bayarçelik, koronavirüs paralelinde masaüstü bilgisayarları sanallaştırdıklarını belirtti. Böylece herkesin evinde çalışabilme imkanına kavuştuğuna dikkat çeken Emrah Bayarçelik, şöyle devam etti:
“Evinde bilgisayar olmayana da temin ettik ki operasyon devam etsin. İnsanları birlikte oldukları ortamdan ayrı ayrı evlerine çıkartıyorsun ve yüz yüze iletişimi kaldırıyorsun. Bu noktada video konferans sistemimizi hızla buluta taşıdık ve insanlar birbiri ile hızlı görüşebilsin istedik. Eğitimlerin devamı için webinar sistemini devreye aldık. Güvenlik önemli ve veri paylaşımı bizde çoktur. Bunun güvenli olması için dosya paylaşımı sistemlerinin kapasitelerini artırdık. Ekipler arasında işbirliğinin artması için ‘İGA Social’ uygulamasını devreye aldık. Bu dönemi avantaja da dönüştürmeye çalıştık ve bunun bir örneği olarak, bakım operasyonlarının yüzde 90’ını 16 Mart’tan bugüne gerçekleştirdik. Bu süreçte çok daha fazla çalışmaya başladık. Biz ülke olarak da bu süreci çok iyi yönettik. Teknoloji altyapımız iyi ve insanlar da hızlı adapte oldu.”