“Esas uzmanlığımız doğru ölçüm”
Önceliğini ihracat olarak belirleyen Ortem, bu kapsamda dolaylı yapılan ihracatı da direkt olarak yapacak.
Tüm dünyada distribütör olarak konumlanmayı planlayan Ortem, önce Avrupa, Rusya ve Arap bölgesi, ardından Uzakdoğu pazarlarını hedefliyor. 2019 yılında bu kararı aldıklarını, söz konusu pazarların da otomotiv üretimi gerçekleştirilen, otomotiv üst yapı alanında yetkin ülkeler olduğunu vurgulayan Ortem Genel Müdürü Ömer Şahin Karaman, “2019’da bu hedeflerimiz kapsamında uçtan uca yetkin distribütörlerle bağlar kurduk” bilgisini verdi. Bunların birkaç tanesiyle satış sözleşmesi noktasına gelindiğini ifade eden Ömer Şahin Karaman, yılın ilk çeyreğinde bunların 3-4 tanesi ile anlaşma yapma hedefine vurgu yaptı. “Katma değer ve ihtiyaca uygun modelleme yetkinliği olan distribütör üzerinden ilerlemek, hedeflediğimiz distribütörün de bölgesinde kendi iş ortağı ağını kurabilmesi önemli” hatırlatmasını yapan Ömer Şahin Karaman’a göre, gelinen noktada Ortem gibi katma değerli distribütörler otomotiv sektörü için çok önemli. Karaman ile kurumsal hedeflerden Ar-Ge önceliklerine, birçok başlığı konuştuk:
Ortem’in Ar-Ge stratejisi ve öncelikleri hakkında bilgi verir misiniz?
Girilmemiş sektörlerde geliştirilmemiş teknolojilere odaklanıyor, böylece açık bir pazarı yakalıyoruz. Uzmanı olduğumuz üç sektör var: Otomotiv elektroniği, savunma teknolojileri ve telemetri. Telemetride araç takip ürünümüz ile arka plandaki oyuncuyuz ve ulusal pazarda yüzde 65 payımız, 2020 itibariyle Türkiye’de 700 bin çalışan cihazımız var. Bunlara aktif hizmet veriyoruz. Biz B2B çalışarak, son kullanıcıya ulaşmak isteyen firmalara da teknolojimizi veriyoruz. 2017 yılında Mahrek Teknoloji firmamızı kurduk ve son kullanıcı know-how’ını alıp, makine öğrenmesi ve yapay zeka veriler üzerinden yorumlama ve analiz yaparak, özellikle araç takip sektöründe tahminleme araçları sunuyoruz. Mahrek bu yönüyle Ortem’in birikimini alıp, yeni bir disipline kanalize ediyor. Yapay zeka ile prediktif olmak önceliğimiz. Kendi geliştirdiğimiz, doğruluk payı yüzde 90 olan 3-4 algoritmamız var. Yapay zekayı kullandık ve bunları cihazınıza entegre ettik. 700 bin tekil cihaz kontrolümüzde ve müşteri onayını alarak aldığımız araç ve kişi bilgileri var. Örneğin; 20 yaşında bir şoförün kullanımı ve alışkanlıkları ile 35 yaş ve 50 yaş arasında fark vardır. Tüm bu farklı verileri toplayarak, fayda oluşturacak 3-4 tane algoritmalarımız var.
Sektör ilgisi ve farkındalık ne seviyede?
Burada danışmalık yetkinliğimiz öne çıkıyor. Otomotiv ve telemetri için baktığımızda, teknolojik olarak belli bir seviyedeler. Biz işin elektronik tarafındayız ve bu alanda otomotiv odaklı çalışan firma sayısı az. Bu nedenle sektör ilgisini biz oluşturuyoruz. Telemetride de benzer bir durum var. 2004 yılında bu sektöre adım attık ve 2008 yılında araç takip dışındaki sektörlere, tarıma, hayvancılığa, tutuklu takibi gibi alanlara girmeye başladık. Geliştirdiğimiz teknoloji ve doğru ölçümle karşı tarafa doğru yönetebilme imkanı verdik. Çünkü bizim esas uzmanlığımız ölçebilmek. Ölçmeye başladıkça gördük ki, aslında birçok sektör bakir, sektör spesifik veri toplayan yok. Konvansiyonel metotları aşarak, bu konuda çalışmalar yaptıkça, sektörün ilgisini aslında biz oluşturuyoruz. Şu anda Ar-Ge birimimizde 2022, 2023 yıllarının projelerini çalışıyoruz. Yeni çıkardığımız ürünler de en az 2 yıldır üzerinde çalıştıklarımız.
5G, tüm bu çalışmaları nasıl geliştirecek?
Herkes 5G için yatırım yapma hevesinde, ama geçiş devasa yatırım demek. Baz istasyonlarından yazılımlara uzanan, ülkenin yatırım yapması gereken başlıklar söz konusu. 5G, bireyselden ziyade reel sektöre etkileri olacak dönüşüm sağlayacak. Bu da Ortem tarafında kullanılan 2G cihazların 5G’ye geçmesi demek. Bunu otomotiv yanında tarım gibi faaliyet gösterdiğimiz diğer sektörler için de düşündüğümüzde, bütünsel dev bir değişim söz konusu oluyor. Her bir sektörde farklı ihtiyaçlar için spesifik geliştirmelerimiz bu yönüyle bizi farklı kılıyor ve kılacak. 5G geliştirmelerinde önce küresel ihtiyaçları ve küresel adımları okuyoruz. Bu konuda ülkenizin stratejisi olması, regülasyonların ne şekilde geliştirileceğini görebilmeniz lazım. Sonrasında da siz neler yapabileceğinizi analiz edebilmeli ve bunu nasıl ticarileştirebileceğinizi bilmelisiniz. Bu sistemimiz ve süreç takibimiz, örneğin hangi Ar-Ge çalışmamız için ne kadar istihdamı yönlendirebileceğimizi görmemiz adına kritik önemde.
Otomotiv elektroniğinde rota nereye gidiyor?
Elektrikli araçlarda otonoma, yani sürücüsüz araçlara doğru gidiş var. Bunun altında yatan unsur yapay zeka ve gelişimi. 2010’da bu geleceği öngörmüştük. Algılama yazılımları gibi çalışmaları yapmaya başladık. Bu perspektifte ilerliyor, 2022’de bu yetkinlikte araçlar çıktığı zaman sunacağımız teknolojileri geliştiriyoruz. Sektörde de değişim var. Bence 2030’da sektördeki firmaların büyük bölümü değişmiş olacak, bir konsolidasyondan ziyade, startup’lar çıkacak. Otomotivde toplu taşıma başlığı da var. Örneğin; otomotivde bireysel sahiplik vardır. Ama artık beni ofise getiren araba da toplu taşımaya evrilecek ve ben ofisteyken parkta duran arabam başkası tarafından kullanılabilecek. Böylece ‘sahiplik’ kavramı değişecek ve bireysel araç kullanımı azalacak. Bu nedenle araç üreticilerinin iş modelleri de değişim içinde. Kişiye satılan araç değil, toplu satış ön planda olacak.
Bu beklentiler Ortem’in kurumsal stratejisini nasıl etkiliyor?
Dünyanın önde gelen otomotiv firmalarına çalışıyor, bu yönüyle aslında dolaylı ihracat yapıyoruz. Kısa vadeli hedefimiz 2019’da tohumlarını attığımız çalışmalarla 2020’de yaptığımız sözleşmelerle satış arzı oluşturmak. Misal, Polonya’da distribütörümüz olarak bir temsilci ile o pazardaki firmalara ulaşmak. Orta vadede bu başlıkta küresel bağı oluşturup distribütör ve altında yerleşik bayi sistemi ile satışları gerçekleştirirken, globalde farklı Ar-Ge merkezleri kurmak da istiyoruz. Küresel bazda rekabet ve işbirliğini buluşturabilmek gerek. Hedefimiz; bu küresel Ar-Ge merkezlerini kurup, söz konusu ülkelerdeki teknolojinin Türkiye’ye transferini sağlamak. Mesela Çin, pil teknolojileri konusunda yetkin ve orada bir Ar-Ge merkezi kurup orada pil geliştirip bunu ülkeme çekebilirim. Elektronik yüzde 60’ımız, yüzde 40’lık kısım ise bilgisayar teknolojileri, yazılım teknolojileri, mekanik teknolojileri. Bu başlılarda da Ar-Ge yapıyoruz. Çünkü önümüzdeki yıllarda tüm bu disiplinler bütünüyle değişecek. Uzun vadede en büyük hedefimiz küreselde otomotiv denildiği zaman yarattığı know-how ve teknolojisi ile Ortem’in akla gelmesi. Yapay zekanın gelişimi paralelinde karşılıklı veri alışverişi kritik. Hedefimiz bunun yazılımlarını da yapmak, mekanik yetkinliğimizi yazılımda da güçlendirmek.