Esnek sistemlerle etkin kaynak kullanımı
Sanallaştırma, uzmanlar tarafından genel olarak bir sistemdeki kullanılmayan atıl kaynakların birden fazla işletim sistemi tarafından paylaşılması ve dinamik bir yapının oluşturulması olarak tanımlanıyor. Ağlardan, uygulama ve masaüstüne oradan da sunucu ve veri depolama sanallaştırmasına kadar uzanan noktalarda çözün sunan sanallaştırmanın, avantajları ise oluşturduğu esnek yapı çevresinde şekilleniyor. Avnet Technology Solutions Sanallaştırma Bölümü Teknik Danışmanı Serhat Akkalyoncu’ya göre sunucu tarafında sanallaştırma dinamizm sağlıyor. Çalışan sanal makinelerde normalde fiziksel sistemde olan bellek ve CPU gücünün üzerinde tanımlama yapma şansı da bulunduğunu belirten Akkalyoncu, “Eğer sanal sisteminiz, normalde düşük bir CPU ihtiyacına sahipken bazı dönemlerde, gün içinde, artışlar gösteriyor ise, artış gösterebileceği kadar CPU’nun tanımlı olması bir esneklik sağlıyor.Bu sayede 8 birimlik bir gücü 12 birimlik bir güç gibi dağıtabiliyorsunuz. Eğer sistem dağılımlarınızı düzgün oluşturduysanız makinelerin güç ihtiyaçlarında bir esneklik sağlamış oluyorsunuz. Sonuç olarak bakıldığında sanallaştırma çözümleri sizin çalışan sistemlerinizi inceliyor ve ihtiyaç çerçevesinde sanal makinelerinizi uygun fiziksel makinelere izin vermeniz durumunda aktarabiliyor” diye konuştu. Kaynak tasarrufu, sunucu konsolidasyonu, yönetim kolaylığı konuşulduğunda sanallaştırmanın tüm bunların sunulduğu bir altyapı ortamı olarak ortaya çıktığını da vurgulayan Akkalyoncu’ya göre bugün artık sanallaştırma ile anlık kapasite ve sistem ihtiyaçlarının giderilmesi, hızlı geri dönüş zamanları ve insan kaynağının en iyi şekilde kullanılmasından bahsediliyor. Bimsa Sistem, Depolama, Sanallaştırma Danışmanı Cem Güneyli’ye göre de sanallaştırma, günümüz makinelerinin sahip olduğu yüksek kapasiteleri efektif bir şekilde kullanabilmenin tek yolu. Günümüzde sunucular için 4-6 çekirdekli işlemciler olduğunu ve normal bir sunucunun günün herhangi bir anında işlemcisini kullanma oranının en iyi ihtimalle yüzde 40’ların altında olduğunu belirten Güneyli, “Yapılan istatistiklere göre sanallaştırma olmadan makinenin işlemcisinin yüzde 8 ile yüzde 15 arasında kullanıldığı tespit ediliyor. Bu işlemciye yatırılan paranın yüzde 80’lik kısmının boşa yatırılması demek. Benzer hesaplamaları hafıza ya da disk için yapmak da mümkün. İşte sanallaştırma kaynaklarımızı maksimum seviyede kullanabilmemizi sağlayan, bunu yaparken de esnek olabilen bir teknoloji. Bunun yanında fiziksel olarak ayrı ayrı çalışan makineleri tek bir fiziksel makinede konsolide ederek elektrik, soğutma ve operasyonel maliyetlerin düşürülmesi de sağlanıyor” şeklinde konuştu. Oytek Kurumsal Satış ve Çözüm Danışmanlığı Grup Yöneticisi Tolga Erbilgin de sanallaştırma ile kaynaklar çok daha verimli kullanıldığı görüşünü paylaşıyor. Erbilgin, sanallaştırmanın donanım, lisans, cihaz parkı, veri merkezi altyapısı, enerji vb. maliyetleri azaltırken, diğer taraftan kaynakların yönetimi, yedeklenmesi, ilave kaynak taleplerine hızlı cevap, kullanım oranlarının raporlanması, merkezi yönetim vb. birçok ilave faydayı da birlikte getirdiğini vurguladı. F5 Türkiye Yöneticisi Mutlu Güngören’e göre de sanallaştırma bir servisten ziyade mevcut altyapıdan daha fazla yararlanma yöntemi olarak ifade edilebilir. Son zamanlarda bu kadar önem verilen bir konu haline gelmesinin en büyük sebebinin kurumların sanallaştırma ile daha geniş faydalar sağlamaya başlamaları olduğunu belirten Güngören, “Örneğin, mevcut sunucu kapasitesinin daha etkin kullanımı, yönetimin kolaylaştırılması, güvenilirliğin artmasını sağlayan daha iyi bir mimari, enerji maliyetlerinin düşmesi” diye konuştu.
Her noktada sanallaştırma ile verimlilik artıyor
Sanallaştırma farklı şekillerde kaynakların daha verimli kullanımını sağlayabiliyor. Bunlar arasında ağ, uygulama ve masaüstü sanallaştırma ve sunucu ve veri depolama sanallaştırma yer alıyor.
Ağ sanallaştırma: Sanallaştırma teknolojisi, ağ sanallaştırmasında kurulan sanal altyapının uç noktasındaki bütünleştirmeyi sağlar. Ağlar arasında esnekliği ve mobiliteyi artırma, ağ güvenliğini üst düzeyde sağlama, ağ cihazlarını çoğullama, ağ kaynaklarını verimli şekilde kullanma ve fiziksel portları büyük oranda azaltma gibi çeşitli çözümler sağlamaktadır.
Uygulama ve masaüstü sanallaştırma: Sanallaştırma ile uygulamalara ve sanal masaüstü bilgisayarlara uzaktan erişimin sağlanması, merkezileştirme, bilgiye erişimi, denetleme ve kontrol altına alma, uyumluluk ve sürüm çakışmalarının önlenmesi, lisans yönetimi, lisanslama maliyet avantajları gibi konularda çok çeşitli faydalar ve yenilikler getirmektedir.Uygulama ve masaüstü sanallaştırma tekrar gerektiren işlemleri tekile indirme, binlerce masaüstü işletim sistemini sadece bir imajdan “boot” ettirme, uygulama sanallaştırma ile de hangi uygulama hangi işletim sisteminde çalışır, hangi uygulamayla çakışır gibi sorunlara kökünden çözümler gibi getirmektedir.
Sunucu ve veri depolama sanallaştırma: Sanallaştırmanın, sunucu ve veri depolama çok önemli çözümleri bulunmaktadır. Bunları felaket kurtarma merkezleri, dinamik olarak veri merkezlerinin taşınması, yeni altyapının hızlı ve verimli bir şekilde kurulması, altyapının merkezileştirilmesi ve kolay yönetimi gibi çok çeşitli alanlarda ve konularda çözümler olarak sıralanabiliyor. Yüzlerce fiziksel sunucuyu yönetmek ve bunların bakımını yapmak için birçok BT uzmanı gerekirken, yüzlerce sanal makineyi yönetmek için 1-2 BT uzmanının yeterli olduğu görülüyor. Merkezileşme ve kaynakların etkin bir şekilde paylaşılması dünyada “Cloud Computing” denen yeni bir yaklaşımı doğurmuştur. Bu yaklaşım ile herkesin servis sağlayıcılardan dilediği kadar kaynağı dinamik olarak kullanabilmesi ve sadece kullandığı kaynak kadar ödeme yapması da söz konusu. Bu kaynaklara internetten kolayca erişilebilirken herkes kendi sanal veri merkezini bulutlar arasında dinamik olarak da taşıyabilecek.
Sürat Teknoloji Genel Müdürü İsmet Akyüz’e göre sanallaştırmanın temelinde fiziksel sistemlerin sanal kopyalarının oluşturulması var. Sanallaştırma sayesinde işlemci (CPU), bellek (RAM), sabit disk ve ağ adaptörleri gibi mevcut fiziksel kaynakların mantıksal bölümlere ayrılabildiğini ve her mantıksal bölümün farklı bir bilgisayar gibi davranmasının sağlanabildiğini belirten Akyüz, “Sanallaştırma teknolojisi; donanım platformu üzerine kurulu olan ana bir yazılımın, bir bilgisayar ortamını simüle eden sanal bir makine oluşturulması ve bu sanal makine içerisinde “konuk” yazılımları çalıştırabilmesi temeline dayanır. Genellikle bir işletim sistemi olan bu “konuk” yazılımlar, tıpkı bağımsız bir bilgisayardaymış gibi çalıştırılabilirler. Şirketler sanallaştırma ile mevcut sunucuların birleştirilmesi ile son derece başarılı sonuçlar elde ediyor; birleştirmenin sağladığı avantaj ile birlikte sunucularının kullanım oranlarını yüzde 50’lere varan oranlarda yükseltebiliyorlar. Sanallaştırma konusu özellikle sunucu ve veri depolama (storage) konusunda çok hızlı ilerliyor. Bilgi merkezlerinde, maliyetler bugün çok yüksek kalemler olarak karşımıza çıkıyor. Şirket yönetcileri bu maliyetleri aşağı çekmek için mevcut yatırımlarını bu yönde planlıyor ve sanallaştırmada bu noktada cankurtaran bir çözüm olarak BT yöneticilerinin karşısına çıkıyor. Sunucu birleştirmenin kuruma getireceği en ciddi kazanımlar bilgiişlem gücü tedarikinde daha büyük esneklik ve hız sağlama, boştaki CPU’ların daha iyi kullanılması, iş sürekliliğinin ve felaket kurtarma operasyonlarının hızlandırılması, uygulama ve sistem kullanılabilirliğinin artırılması” şeklinde konuştu.