Esnek yapı, istihdam için çoklu fayda demek
Fransa’da ‘60’lardan, İtalya’da ‘90’ların ikinci yarısından itibaren uygulanmaya başlanan, İngiltere ve Hollanda’da da geçmişi çok daha eskiye dayanan “Esnek İşgücü Yasası”, resmi adı ile “Geçici İş İlişkisi Kanunu”, Türkiye’de geçen yıl itibariyle onandı.
Bu kapsamda, özel istihdam büroları aracılığıyla geçici iş ilişkisi kurulmasına imkân tanıyan kanunun çıkması sonrası, 2017 içinde bu hizmeti vermek için başvuruda bulunan ve İŞKUR’dan onay alan özel istihdam bürolarının başlattığı hareketlilik, kanuna yönelik farklı başlıkları da beraberinde getirdi. Bu noktada da İngiltere’de ilk defa uzmanlık istihdamını gerçekleştiren işe alım ve danışmanlık bürosu REED’in, Türkiye yapılanması REED Türkiye’nin düzenlediği bilgilendirme toplantısında soru işaretlerine yanıtlar arandı. REED’in dünyada 5 bini aşkın kuruluşta, 20 bini aşkın geçici iş ilişkisi kurduğunu anlatan REED Global Yürütme Kurulu Başkanı Tom Lovell, “Avrupa’da istikrarlı bir şekilde artan özel istihdam büroları üzerinden geçici süreli iş ilişkisi, genel istihdamın yüzde 2’sini oluşturuyor. Geçici İş İlişkisi Kanunu kapsamında istihdam edilen çalışanlar arasında yapılan ve Kasım ayında yayımlanan bir araştırmaya göre; çalışanların yüzde 48’i esnek işgücü sisteminin kendilerine sınırsız süreli sözleşmeli bir işten daha iyi bir kariyer büyümesi sunacağı kanısında. Yüzde 38’i kendini daha avantajlı ve güvende hissederken, yüzde 63’ü ise sistemin kendilerini daha donanımlı bir hale getirdiğine inanıyor” dedi.
REED Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Livio Manzini ise Türkiye İş Kurumu’ndan Geçici İş İlişkisi Yetki Belgesi Lisansı alan ilk istihdam bürolarından biri olduklarını belirterek, “Bir süre önce kuruduğumuz Esnek İşgücü Birimi ile çalışmalarımıza başladık. Esnek işgücü çalışma modeli; küresel ekonomik dönüşüm ve teknolojik gelişmelerin yarattığı en önemli istihdam modellerinden biri” dedi. Yasanın çalışan ve işveren tarafındaki avantajlarına da değinen Manzini, şöyle devam etti:
Sendikalara bu yapıyı anlatmalıyız
“Esnek işgücü modeli; genellikle işveren tarafından ele alınsa da, çalışan açısında da kazançlı bir model. Böylece yeni mezunlar iş hayatına katılırken, farklı sektör ve firmalarda deneyim kazanma şansına sahip oluyor. İşverenlerin bir bölümü, bu kişileri işe alma noktasında çekimser olabiliyor. Bu grupta değerli uzmanlıklara sahip kişiler de var. Bu kitlenin büyük bir bölümü, sonraki dönemlerde kalıcı işlerde tekrar çalışmaya başlıyor. Esnek çalışma modeli, ağırlıklı olarak nitelikli mavi yaka ve beyaz yakaya hitap ediyor. Yasa sayesinde planlanmamış iş yoğunlukların üstesinden gelinebiliyor. Doğum veya askerlik iznine gitmiş olan personel, kendi yokluğunda işlerin belli bir düzende devam ettiğini biliyor. İşveren ise bu dönemde işgücü kaybını yerine koyacağı gibi dönemsellik arz eden işlerde esnek işgücü çözümü ile zamanında, hizmetini ve ürününü üretebiliyor. Kadro sınırı nedeniyle sahip olunamayan yeteneğe de bu model sayesinde sahip olabilmek mümkün. Esnek işgücü istihdamı ile kadın işgücünün çalışma hayatına katılım oranının yükselmesini, genç nüfusun işsizlik oranının düşmesini ve kayıt dışı istihdamın azalmasını bekliyoruz. Yasa; Uluslararası Çalışma Örgütü ILO’nun sözleşmeleri gereği hayata geçirildi. Çalışanın haklarının istismar edilmesi ILO’nun kuruluş amaçlarına aykırı. Böyle olsaydı, önce ILO sisteme karşı çıkardı. Bu noktada, sendikalarımız ile birlikte çalışmamız, yasayı ve yasanın hem işverene hem de işçiye getirdiklerine dair mutabık kalmamız gerek.”