Eti ATM’den aldım
24/7 yaşam kültürü + teknoloji + pazarlama = yeni satış biçimi. Adres: İspanya’nın kuzeyinde kasap “Izarzugaza.” 1906’dan beri Mundaka kentinde faal. Burası, Biskay Körfezi’ne bakar. Fransa’dan karayoluyla, İngiltere’den denizden ulaşılır. Cazip bir turistik bölge.
Kasap bey şöyle düşünmüş: Müşteri ille dükkanıma gelip siparişini bana mı vermek zorunda? Ben, ona seçenekleri internetten sunsam? Ayrıca, dükkana bir otomat yapsam? En çok satılan ürünleri oraya koysam? Müşteri gelse. Otomattan seçse. Parasını verip etini alıp gitse.
Aynı sistemi turistik bölgelerde mayo, parfüm, terlik satışında da görüyoruz. Marka olmayan, sadece gündelik kullanım amacıyla basit alışveriş. Aynı sistem kuru ve konserve gıda için de uygulanıyor.
Yine İspanya’dan, farklı bir yenilik: Daha doğrusu, Katalonya’dan diyelim. Çünkü uygulama Barcelona’da. Orası, kendini İspanyol saymaz… Neyse, Barcelona’da “Lof,” otomatta organik gıda satıyor. Bademden hazır organik salataya, sandviçlere, İspanyolların soğuk çorbası gazpaçoya kadar. Öyle tek başına bir elma parçası değil. Bir gıda tasarımı geliyor önünüze. “Lof”, İspanyolca “taze” anlamına “Lo Fresco”nun kısası. Turistlere ideal. Satıcıyla çatpat konuşmaya gerek yok. Hızlı. Üstelik 24/7.
Otomatlardan, hızla bozulan et, gıda, sebze/meyva satış fikri yeni. Bunu sağlamak için daha gelişkin ve soğutmalı dolaplar kullanılıyor.
Kuzey İspanyalı kasap, internetten aldığı siparişi, hemen soğutmalı araçlarla müşteriye yolluyor. Satış menüsünde hem çok çeşitli etler, hem av etleri, tavuk, şarküteri, lüks gıda maddeleri (kaz ciğeri gibi), deniz mahsülleri ve bütün bunlara eşlik etsin diye şarap da var. Yüzyıllık kasap, böylece kendini aşmış. Tam teşekküllü bir 24/7 catering şirketine dönüşmüş.