Facebook yine sınıfta kaldı
O terörist, Christchurch katliamını Facebook’tan “canlı” yayınladı çünkü Facebook’un “işi”, insanların neyi isterse, nasıl isterse, ne zaman isterse, istediği herkese “canlı” yayınlamasını sağlamak. Harvard’da erkek öğrencilerin, kız öğrencilerle ahbap olup olamayacaklarını hesaplayan sistemden, şimdi kaç milyar kişinin günde kaç saat kullandığı bir iletişim/iletim sistemine evrildi Facebook. Üstelik, kendisini bir medya şirketi olarak da görmüyor. Mark Bey, 21 Eylül 2017’de bu konuda (özet olarak) gayet açık:
“Ben, sistemimizdeki bütün kötü ve zararlı içeriğin farkına varacağız ve bunları yakalayacağız diyemem. Biz, insanların, bir şey söylemeden önce ‘ne söyleyeceklerini’ kontrol edemeyiz. Sanırım, kullanıcı kitlemiz de bunu istemez. Özgürlük şu demektir: Bir şey söylemek için izin almak zorunda olmamak, ve söyleyeceğini istediğin gibi söylemek. Eğer bizim ilkelerimizi çiğner veya yasalara karşı gelirseniz, bunun elbette yaptırımı olacaktır. Ama, herkesi her an hemen yakalayamayız.”
Facebook’un iletişim/iletim kanalının nasıl çalıştığını bilen, viral etkinin nasıl yayıldığını anlayan, cinayet işlemeye kararlı kişi bütün bu teknik olanakları, kendi sapık zihnindeki planı uygulamak için kullandı. Çünkü mümkündü.
Bu ayın başında Mark Bey, bu konuda bir şeyler yapmak zorunda olduğunu nihayet idrak edip, “İnsanlar artık daha mahremiyet istiyor, biz bunu sağlayacağız” dediyse de bir şey yapmadan/yapamadan Christchruch katliamı oldu bitti. Bari, elini çabuk tutsa da bir sonraki katliama (her nerede, ne zaman, nasıl olacaksa) kadar yeni önlemlerini alsa. Çünkü yapamazsa, hükümetler birer ikişer bu işe el atacak. Vergi ile başlayan kuşatma, iletişim/iletim kanalını “yeniden tanımlama” aşamasına kadar gelecek. Zaten Yeni Zelanda Başbakanı, “Facebook, teröristin canlı yayınını nasıl ve neden fark edemedi, neden yayını daha hızla kesemedi?” diye bizzat Facebook’a soracağını açıkladı (18.03).
Bir katliam videosunu 24 saatte değil, 24 saniyede yayından kaldıracak ve bu 24 saniyenin dahi başka kanallara yayılmasını önleyecek bir sistem geliştirmesi gerekiyor. 2016 ABD Başkanlık Seçimi’ne Rusya’nın karıştığı iddiaları üzerine Facebook, 2018 sonuna kadar 5 bin kişiyi “içerik tarasınlar” diye işe almıştı. Şimdi ise, dünya çapında 7 bin 500 “içerik düzenleyici” kişinin 7/24 vardiya ile çalıştığı biliniyor. Google da YouTube’a zararlı video konulmasıyla mücadele amacıyla 10 bin bilişimciyi işe aldığını açıklamıştı. Ama sorun, “insan sayıları” ile çözülemeyecek. Hakkında övgüler düzülen yapay zekayı kullanarak, Christchuch Katliamı benzeri bir durumda “konuyu birkaç saniyede kavrayıp” yayını kesmesini sağlamak, Facebook başta hepsinin odaklanması gereken tek hedef olmalı. Çünkü BuzzFeed’in 2017’den kalma bir araştırmasına göre, Facebook’un Canlı Yayın (Live Feed) uygulamasının başladığı Aralık 2015 ile Haziran 2017 arasında 45 tane “canlı yayın cinayeti, intiharı, tecavüzü, darp ve şiddeti” yayınlanmış. 2017’den bu yana acaba kaç tane daha yayınlandı? Christchurch dahil…