FATİH Projesi’nin kurgu ve mimarisi en doğru şekliyle hayata geçirilmeli
FATİH Projesi ile ilgili sektörün en fazla dikkat çektiği nokta ise projede BT yönetiminin en iyi şekilde planlanması ve mimarinin en doğru şekilde kurgulanması. Bu kapsamda birçok büyük kamu ve özel sektör projesi gerçekleştirmiş olan şirketler bu kurguların ve mimarilerin tüm yönleriyle tartışılmasını istiyor.
Dünyada benzer birçok proje olmasına karşın gerek Türkiye’nin fiziki büyüklüğü, fiziki şartlarının zorlu olması gerekse nüfusun büyük olması projenin en doğru şekilde kurgulanmasının önemini daha da artırıyor.
FATİH Projesi’nin, iyi bir vizyon ve planlama ile Türkiye’nin BİT sektörü açısından uluslararası pazarlarda da yer bulabilecek özgün çözümlerinin geliştirilip sunulabilmesi için çok önemli bir fırsat olduğuna değinen Probil İcra Kurulu Üyesi Ahmet Hamdi Atalay, “Dünyada örneği olmayan bu boyuttaki bir BİT projesi, tüm dünyada ses getirip bu projede yer alacak şirketler için çok önemli bir referans olacaktır” şeklinde konuştu.
FATİH benzer
projelere göre
çok büyük bir yapı
Dünyada FATİH Projesi’ne benzer projelerin olduğunu ancak Türkiye’nin nüfus, okul sayısı, öğretmen ve öğrenci büyüklüğü açısından bu çapta bir proje olmadığını vurgulayan Sürat Teknoloji Ankara Bölge Müdürü Serkan Çalışıcı, “Başlangıç her zaman sıkıntılı ve zor bir süreçtir. İlk zamanlarda mutlaka eksikler olacaktır. Ancak Türkiye’nin potansiyeli ve birikimleri göz önüne alındığında FATİH Projesi’nin mutlaka başarılı olacağına inanıyorum” dedi. Bu proje, kısa vadede hızlıca bitirilmesi gereken, buna bağlı olarak da orta ve uzun vadede yaratacağı etkinin artacağı büyük ve farklı bir proje diyen Labris Teknoloji Stratejik Planlama Müdürü Seçkin Gürler şunları söyledi: “Çalışmalar sırasında
projenin sorumluluğunu da alan karar vericilere güvenmek, onları desteklemek elimizdeki her tür bilgiyi, tecrübeyi paylaşmak gerekir. Süreç içinde bazı popüler konular proje ana ekseninde kaymalara yol açabilir, bu yüzden farklı fikirleri dillendirirken işin özünden çok da ayrılmamak gerekli.”
Bilgisayarlı eğitimin, bilgisayar eğitimi olmadığını vurgulayan Çizgi Elektronik Genel Koordinatörü Niyazi Saral ise dersin bilgisayar yardımıyla anlatılması için öğretmenlerin eğitim süreçlerinin ve teknolojiye hâkimiyetinin önemli olduğuna dikkat çekiyor ve şunları söylüyor:
“Bu 620 bin bilgisayar sizce gerçekten kullanılacak mı? Gerçekten bilgisayarlı eğitim yapılabilecek mi?
Kaç öğretmen sizce bilgisayar okuryazarı? Aslında devletin yapması gereken elimizdeki tüm BÖTE (Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Öğretmenliği) ve TEF (Teknik Eğitim Fakültesi) mezunu bilişim öğretmenlerine sıkıca sarılmaktır. Aksi durumda projenin başarıya ulaşacağına inanmıyorum. Bilişim öğretmenleri okullardaki görünmez kahramanlardır. En ufak bir donanım sorununda onlara danışılır. Gerçekten tüm sorunlar bilişim öğretmenleri sorumluluğundadır. Bu kahramanlar ise sadece öğretmen kalabilmek amacındadırlar. Bu görevleri de kuşkusuz yaparlar, ama bilişim öğretmenleri olmadan BİT destekli bir eğitim düşünülemez.”
Daha inovatif gençler yetişecek
FATİH Projesi’nin Ulaştırma ve Milli Eğitim Bakanlıkları tarafından yürütülen ortak bir projesi olduğunu anımsatan Index Grup Ceo’su Erol Bilecik “Eğitimde benimsenen geleneksel yaklaşım yöntemlerini yapılandırarak yepyeni bir anlayışla değiştirmeyi amaçlayan proje çerçevesinde bilgi teknolojileri kullanımının yaygınlaşması sonucu özgür, yaratıcı, inisiyatif sahibi ve dünyadaki gelişmeleri yakından takip eden gençlerin sayılarının artmasına katkı sağlanacağını düşünüyorum” şeklinde konuştu.
Proje ile ilgili kurgulama ve mimari aşamaları süreçlerinin devam ettiğini anımsatan Microsoft Türkiye Ulusal Teknoloji Politikaları Yöneticisi Buğra Karabey, “Proje çıktılarının ve tasarımlarının bilahare paylaşımı çerçevesinde bu konuda görüşlerimiz daha anlam kazanacaktır. Önceki sorularda da belirttiğimiz üzere BİT yönetiminin temelini teşkil eden ihtiyaç analizi ve tasarım safhalarında hata ile ilgili sıfır tolerans bulunmaktadır. Bu safhalarda atılabilecek yanlış bir adımın hem kısa hem de uzun vadede doğuracağı maliyetten öte, projeyi adındaki “fırsat”ın tersine “tehdide” dönüştürme riski bulunmaktadır. Temel prensip olarak proje kapsamında kullanılan cihazların uzaktan yönetilebilir olması gerekiyor. Bu manada dünyada kabul gören standartları desteklemeleri gereklidir” dedi.
FATİH Projesi’nin öğrencilerin etkileşimli yollarla eğitim öğretim kalitesini artıracağını söyleyen Medyasoft Kamu Satış Yöneticisi Serkan Kuyumcuoğlu bu sayede bilgiişlem teknolojilerine daha yakın, bu teknolojileri daha çok tanıyan yeni bir nesil oluşacağını vurguluyor. Kuyumcuoğlu, “Öğrenciler BİT unsurlarını çok daha erken yaşlarda tanıyarak gelecekte bunların verimli kullanımı konusunda çok daha başarılı olacaklar. İnternet nedir, yazıcı nedir, tarayıcı nedir vs bu soruları çok daha küçük yaşlarda öğrenen gençlerimiz ileriki yaşlarında şimdiki nesle göre çok daha başarılı yetişkinler olacaklardır” şeklinde konuştu.