Fibabanka Bilgi Teknolojileri ve Bankacılık Operasyonlardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Serdar Yılmaz: “YÖNETİM DESTEĞİ BAŞLANGIÇ NOKTASI OLUYOR”
“Fibabanka genç bir banka ve 2017-2018’lere kadar genellikle kurumsal bankacılıkla ön planda olmuş. 2018’de çok ciddi bir strateji değişikliğiyle bireysel bankacılığa ağırlık verip, dijital banka olma yolunda stratejisini yeniledi. Elbette bu yeni stratejiyi destekleyecek ciddi bir dönüşüm ihtiyacı kendini gösteriyordu. Önce 2019 yılında Veri Yönetimi sonra da 2020’de Tüm Bilgi Teknolojileri alanlarında dönüşüm programlarını başlattık. Fibabanka şu anda 1,5 milyonu mobil aktif diyebileceğimiz 5.5-6 milyon müşteriye sahip. 40 şubemiz var ve dijital banka olmaya adım adım yaklaşıyoruz. Türkiye’de 12 bin noktada, fiziksel mağazalarda, aklınıza gelebilecek hemen hemen tüm beyaz eşya ve elektronik mağazalarında anında Fibabanka müşterisi olup, alışverişinizi yapabiliyorsunuz. Benzer şekilde 100’den fazla online platformda da aynı imkanlar mevcut. Alış Gidiş markası ile “Şimdi Al Sonra Öde” yapısını çok aktif olarak müşterilerimize sunuyoruz.
Diğer taraftan BDDK’nın bundan 2 yıl önce yayınladığı dijital banka ve servis bankacılığı yönetmeliğinde tariflenen servis bankacılığı yapısına çok inandık ve odaklandık. 2023 yılının başında bu projeyi ülkemizin en önemli perakende şirketlerinden biri ile tamamladık, pilot uygulamaya başladık. 2024’ün ilk çeyreğinde BDDK izinlerinin tamamlanmasını bekliyoruz, bu sayede ülkemizdeki ilk servis bankacılığı hizmetini Fibabanka ile göreceğiz. Dijital dönüşüm projelerini üç başlıkla özetleyebilirim. Birincisi bunun organizasyonel boyutu. Bir dönüşüm yapacaksak yetkin bir ekiple yapmamız gerek. İyi bir takım oluşturmak en önemli konu. İkincisi uygulama dönüşümü ve elinizdeki uygulamaları bilip, hangilerinde iyileştirme yapacağınızı saptamanız gerekiyor. Bu haritanın çıkarılması önemli. Üçüncüsü de süreçsel boyutu, yani IT süreçlerinin, metriklerinin ve sorumluların tanımlanması. Dönüşümde ipucu olacağını ve önemli olduğunu düşündüğüm birkaç şeyden bahsedeyim; Birincisi genel müdür ve yönetim kurulunun desteği. Zaten bu destek olmadan hiçbir şey olmuyor. İkinci konuya ‘ilk 100 gün’ diyorum ben. Çok kritik bu. Dönüşümdeki hızlı kazanımlar, projelere inancı arttırıyor.
Ve son olarak, bu dönüşüm projeleri ve ilgili altyapılar çok maliyetli. Yatırım olmadan dönüşüm imkansız ve ciddi paralar harcanmak zorunda, çünkü teknoloji pahalı. Bu dijital dönüşüm hikayesini birkaç kere yaşadım kariyerimde. O yüzden dönüşüm yolculuğunu zaman ekseninde bir ‘Sinüs Dalgası’ gibi görüyorum ben. Sinüsün pozitif tarafında dönüşümde ilerliyorsunuz, bitti dediğiniz anda o aşağıya inmeye, yani eskimeye başlıyor. O yüzden büyük dönüşümü yapıp, bir testere çizecek şekilde belli aralıklarla hiç durmadan bunu yenilemek gerekiyor. Biz bu son dönüşümü 2.5 yılda bitirdik, ama belirttiğim gibi 2024 için bunun daha küçük bir versiyonunu da planladık. Bunun frekansları daralıyor. Eskiden 10 yılda bir büyük dönüşümler yetiyordu. Şu anda 3-5 yılda bir büyük dönüşüm ihtiyacını gözden geçirmekte fayda var. Yoksa bir anda teknolojik açıdan geri kalma riski ile karşı karşıya kalabilirsiniz.”