Fibabanka Bilgi Teknolojileri ve Bankacılık Operasyonlarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Serdar Yılmaz: “Teknik Mimarinin “Buluta Özgü” Uyuma Sahip Olması Gerekiyor”
“Finans sektörü teknolojik anlamda iyi yatırım yapan ve teknolojiyi iyi kullanan bir sektör. Geleceğin finansı nasıl şekilleniyor diye baktığımızda Endüstri 4.0 teknolojilerini teknolojik dönüşümü yönlendiren dalga olarak düşünebiliriz. Bunun altında bulut var, IoT var, analitik, yapay zeka, büyük veri dediğimiz bütün başlıklar bunun altında. Finansı en başta teknoloji şekillendiriyor. İkincisi nesil değiştiriyor. Neslin değişimiyle ciddi ihtiyaçlar şekilleniyor. Diğeri de muhtemelen birbiriyle çok ilişkili ama kullanıcı davranışı ve müşterinin beklentileri diyelim. Bu üç faktörün zorlamasıyla finans bir yere gitmek zorunda.
Bunlardan bulut başlığı 2-3 yıl öncesine kadar biraz tabu gibiydi. 2020 yılında BDDK’nın yönetmeliği bunu tariflemenin önünü açtı. Hazırlıklar daha önce başlamıştı ama özel bulut nedir, topluluk bulutu nedir, bu kavramlar tanımlanınca bundan sonra herkes hangi yolların açılacağını görmüş oldu. Yatırımlar da buna doğru şekillendi. Bu anlamda finans sektöründe kısıtlar olsa da genel olmasa bile özel bulutta maliyet yönetimi mümkün. Artık satın almak yerine kiralama dönemindeyiz. İhtiyaca göre kapasiteyi kullanmak, bakım gibi konuların uzaktan yapılabilmesi ve bu yetkinlikleri kendi bünyemizde barındırma zorunluluğunuzun olmaması, bunlar çok büyük avantajlar.
Şunun da altını çizeyim. Teknik mimarinin bulutta çalışması için buluta özgü dediğimiz bir uyum gerekiyor. Burada 12 tane prensip var. “Buluta özgü” yaklaşımını önünüze bir mimari standart olarak koyduğunuz zaman hem teknolojiyi yakalamış oluyorsunuz hem de ilerde bulutta çalışabilecek şekilde mimarinizi hazırlamış oluyorsunuz. Bu anlamda bir etkisi bizim mimarilere standart ve çeki düzen getirmesi, dolaylı ve önemli bir diğer etkisi de insanların yetkinliklerini bu alanlara kaydırdığınız zaman gerçekten çalışanları motive eden, bulut prensiplerini destekleyecek teknolojilerde çalışma şevki.
Diğer konu IoT tarafı. Finansla birlikte çok yan yana anılmasa ya da kullanımı dolaylı görünse de ben IoT’ye hep veri gözüyle bakmayı seviyorum. IoT dediğiniz zaman bütün cihazların, basit bir sensörden kompleks cihazlara kadar veri üretmesi, verinin olduğu yerde analitiğin olması, analitiğin olduğu yerde de bunun müşteriye değer yaratması gibi çok önemli kriterler var. Hizmet sağlayıcılarla işbirlikleri anlamında da gerçekten halden anlamak, karşılıklı olarak üründen ve servisten öte birliktelik, stratejik ortaklık çok önemli. Burada da güçlü yönlerin bir araya gelip bir bulmacayı tamamlar gibi sinerji oluşturması önemli. Bazen çok alakasız sektörler ya da çok değişik alanlar bu tarz işbirlikleriyle bir finansmanın çok uçtaki bir başka ihtiyaca ulaşması anlamında çok iyi yollar çizebiliyor. Sinerji yaratacak çözümler oluşturma temelinde bir işbirliği prensibinin her iki tarafta da olmalı diye düşünüyorum.”