Fibere yatırımın artması şart
2015 yılında Türkiye’de elektronik haberleşme sektörünün 2015 yılı gündeminin en önemli maddelerinden birisi yapılacak olan 4G ihalesi olacak. 4G ihalesi, beraberinde ülkemizin 4G için yeterli altyapıya sahip olup, olmadığı sorusunu ortaya çıkardı. TELKODER, sağlıklı bir 4G hizmeti verilebilmesi için şart olan fiber şebeke kurulumunda Türkiye’nin ne seviyede olduğunu ve neler yapılması gerektiğini açıkladı. Buna göre Türkiye’de bulunan 60 bin civarındaki baz istasyonunun milyonlarca abonenin internet ve ses kullanım yükünü ancak fiber şebeke sayesinde kaldırabileceğine dikkat çekti. TELKODER’e göre, Türkiye’deki GSM abonelerinin 4G’yi sağlıklı kullanabilmesi için gerekli olan fiber şebekelerin en az 7-8 kat arttırılması gerek.
Mevcut uygulamada cep telefonu ile baz istasyonu arasındaki iletişim telsiz sinyalleri kapsamında sağlanıyor. Baz istasyonundan sonraki adımda ise 4G ile ortaya çıkacak olan büyük kapasitenin taşınabilmesi için her baz istasyonunun fiber ile birbirine bağlanması gerekiyor. Ülkemizde yurt çapına yayılmış toplam 60 bin civarında baz istasyonu olduğu düşünüldüğünde, fiber şebekelerin yaygınlaştırılmasının gerekliliği de ortaya çıkıyor. Son BTK raporuna göre, fiber şebekelerin toplam uzunluğu 240 bin kilometre. 60 bin baz istasyonunun bağlanabilmesi için ise bu uzunluğun en az 7-8 kat arttırılması gerek.
4G teknolojisinin verimli olarak kullanılması için gerekli olan fiber şebeke uzunluğu belliyken, mevcut fiber şebekesi bu ihtiyacı karşılamaktan çok uzak. Bunun yanı sıra fiber alanına yatırımlar da yeterli hızda değil. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden alınan verilere göre, kazı izni verilen fiber optik metrajları 2008’den 2014’e kadar büyük ölçüde düşmüş gözüküyor. 2008 yılında başlanan fiber optik şebeke yatırımlarında yıllar içinde artış olması beklenirken, İstanbul’da 7 yıl içinde yapılan kazı uzunluğunun, tam tersine, çok büyük ölçüde düştüğü gözlemleniyor.
2008 yılında İstanbul’da 678 kilometre fiber şebeke döşenmişken bu uzunluk 2014 yılında ise 17 kilometreye düştü. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı (UDH Bakanlığı) ile Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun (BTK) çözümü için çeşitli çalışmalar yapıyorlar ancak fiber şebekelerinin yaygınlaşması konusunda büyük sorunların devam ettiği de görülebiliyor.
İki temel yöntem var
Fiber şebekelerin hızla yaygınlaşabilmesi için iki yol bulunuyor. Bunlardan ilki, bir işletmecinin kendi şebekesini (fiber kablo, kanal, göz) kurabilmesi ve kamu/özel mülkiyet altındaki arazilerden geçebilmesi için kazı yapma izni alması. Genel olarak “Geçiş Hakkı” adı verilen bu izin ile UDH Bakanlığı ilgileniyor. Bu konuda Bakanlık tarafından yapılan düzenlemeler beklenen sonuçları vermiş değil. Bugüne kadar TELKODER üyesi işletmeciler tarafından geçiş hakkı istemiyle Bakanlık’a yapılan 55 başvuru içerisinden sadece 9 tanesinin olumlu, 4 tanesinin olumsuz sonuçlandığı, 42 tane de bekleyen başvuru olduğu görülüyor.
İkincisi yol ise “Tesis Paylaşımı”, yani mevcut milli yeraltı kablo kanallarından isteyen işletmecilerin makul bir bedel karşılığı faydalanması. Bu yolla her işletmecinin kendi kazısını yapmasının yerine, mevcut kurulmuş fiber şebekesinin herkes tarafından kullanılması sağlanıyor. Bu sayede fiber şebekelerin yaygınlaşması büyük hız kazanabiliyor. BTK’nın ilgilendiği “Tesis Paylaşımı” konusunda da çok gecikmeli olarak yapılan düzenlemeden beklenen sonuç alınabilmiş değil. Bugüne kadar TELKODER üyesi işletmeciler tarafından BTK’nın yaptığı düzenlemeye uygun olarak Türk Telekom’a yaptıkları toplam 319 tesis paylaşımı başvurusu içerisinde de sadece 31’inin olumlu, 135’inin olumsuz sonuçlandığını, 153 tane de bekleyen başvuru olduğunu görüyoruz. Ayrıca BTK’nın 2011 yılında aldığı karar ile, Türk Telekom’u fiber yatırımı yapması halinde 5 yıl boyunca tüm düzenlemelerden muaf tutmasının da rekabeti engellediği görülüyor. Yatırımların artması için bu kararın ortadan kaldırılması gerekiyor.