Finans dünyasında dijital dönüşüm: İşbirliği araçlarının ve SaaS uygulamalarının yükselişi
Yazan: Mena Migally, Riverbed Bölge Başkan Yardımcısı, META
İşbirliği ve Hizmet Olarak Yazılım (SaaS) uygulamaları yıllardır kademeli olarak benimseniyordu, ancak bankalar için bir zorunluluk haline gelmesi pandemi sayesinde oldu. Liderler, yöneticiler ve hatta teknik ekipler, iş arkadaşlarıyla bağlantı kurmak, müşterileri anlık mesaj platformları aracılığıyla desteklemek, müşterilerle görüntülü görüşmeler yapmak veya uzak bir sunucudan dosyalara erişmek için bu uygulamaları her gün kullanıyor. Finansal kurumların önümüzdeki 12 ay içinde dijital dönüşüme daha fazla yatırım yapma planları nedeniyle bu araçların yaygınlığındaki yükselişin devam etmesi bekleniyor. Gartner, bu yıl küresel SaaS sektörünün 2019 yılı 102 milyar dolar seviyesinden 121 milyar dolar seviyelerine çıkacağını tahmin ediyor.
Yeni SaaS uygulamalarına hem bir gereklilik hem de fırsat olarak bakmak gerekir. Bankalar ve BT ekipleri, verimliliği sınırlamadan, yatırım yaptıkları uygulamaların hızlanmasını sağlarlar. Bu esnada müşteri deneyimi engellenmez. Pandeminin yeni bir aşamasına girilirken, finans kurumları SaaS uygulamalarının ve işbirliği araçlarının avantajlarından yararlanabilir, bağlantı zorluklarını ortadan kaldırabilir ve deneyimlerini optimize edebilirler. Tüm bu avantajlardan ne oranda yararlanıldığı; performansa, görünürlüğe ve ağda çalışan uygulamaları anlama derecesine bakılarak anlaşılacaktır.
İşbirliği araçlarının ve SaaS uygulamalarının yükselişi
2020 yılının Mart ayında, dünyanın dört bir yanındaki finans kurumları, iletişim şekillerini neredeyse bir gecede tamamen değiştirmek zorunda kaldı. Dijital dönüşümü hızlandırmaları ve dağıtım kanallarını açık tutacak acil durum önlemleri almaları gerekiyordu. Bu kurumların ayrıca sosyal mesafe kurallarına uymak için yeni çalışma uygulamaları oluşturması ve uzaktan çalışma için tasarlanmamış bir sektörü birleştirmek için işbirliği teknolojisini benimsemesi elzem hale gelmişti.
Finansal hizmetler ekipleri, pandeminin zorluklarını aşmak adına SaaS ve Office 365, Slack ve Trello gibi işbirliği araçlarına büyük yatırımlar yaptılar. Yalnızca pandeminin ilk ayında, Microsoft Teams kullanımı %70 artarak günlük 75 milyon aktif kullanıcıya ulaştı. Birbiri ardına ilan edilen karantinalar esnasında, finansal hizmetler sektöründe iş sürekliliği için bu çözümlerin kullanımı çok önemliydi. Fiziksel etkileşimler yoluyla faaliyet gösteren kuruluşların yalnızca sanal iletişime geçiş yaparken, dağınık iş gücünü etkin bir şekilde iletişim kurmasına, üretken kalmasına ve iş arkadaşlarıyla etkileşimde olmasına olanak sağladı. Bunun da ötesinde, tüm sigorta, ipotek kredisi, finansal muhasebe, perakende bankacılık, müşteri hizmetleri, CRM ve İK sistemlerinin uzaktan çalışması gerekiyordu.
Bu hızlı geçiş süreci, BT ekipleri için büyük bir zorluk oluşturdu, çünkü ağlarında bulunan devasa sayıda uygulama ve cihazı, kimin ne zaman ne yaptığı ile ilgili görünürlük sıkıntısı yaşarken yönetme sorumluluğu ile karşı karşıya kaldılar. Yakın tarihli bir Riverbed araştırmasına göre, finans sektöründeki karar mercilerin neredeyse yarısı (%44) yavaş işleyen ve modası geçmiş teknolojinin işlerini etkilediğini belirtirken, finans kurumlarının hızlı aksiyon alması ve bunu destekleyecek yeni teknolojiyi devreye sokması gerekiyordu. Müşterilerimizin çoğu, bu zorluğun çözülmesi adına SaaS ve mobil istemci hızlandırma çözümlerinden yararlanmaya başladı.
Hibrit modele geçiş
Finansal kurumlar şu anda hibrit bir model arayışındalar ve bu modelin pandemi öncesi ve sonrası dünya arasındaki boşluğu kapatan yeni bir çalışma ortamı yaratması gerekiyor. Aynı zamanda, böylesi bir model, geçen yıl süresince işgücünün beklediği esnekliği ve çevikliği sağlayabilmelidir.
Kuruluşların tercihi İster hibrit çalışma modeli ister ofise tam dönüş olsun, önümüzdeki aylarda çalışanların belirli ölçüde fiziksel ofis ortamına geri döneceği öngörülebilir. Ancak hibrit bir model devreye girdiğinde, SaaS uygulamaları, işbirliği araçları ve performans sorunlarından kaçınma ve ağ üzerinde tam görünürlüğe sahip olma yeteneği, bu geçişi mümkün kılmakta kritik bir rol oynayacaktır.
Finansta görünürlük ve optimizasyon
Artık hem çalışanlar hem de müşteriler, finansal hizmet sağlayıcılarından tüketici düzeyinde bir deneyim talep ediyor. Karmaşık, yavaş veya sorunlu işbirliği araçları ve uygulamaları, çalışan ve müşteri deneyimi üzerindeki ciddi etkileri nedeniyle artık kabul edilemez seçeneklerdir. İşletmelerin ağlarında bütünsel görünürlük sağlayan bir teknoloji benimsemeleri çok önemlidir. Bunu yapmak için finans kurumlarının, kullanılan her cihazdan ve her uygulamadan gelen verileri toplayan ve analiz eden ağ performans yönetimi çözümlerine yatırım yapması gerekiyor. Uzaktan veya ofiste çalışma sisteminde elde edilen bilgilerle BT ekipleri, meydana gelen sorunları tespit edip, çözüm için harekete geçebilir.
Her durumda, ancak özellikle kesinti zamanlarında, çalışanlar gecikme ve bant genişliği sorunlarının üstesinden gelmek için mücadele ederken, zayıf ağ performansının üretkenlik üzerinde ciddi bir etkisi vardır. Bu durum bankacılık operasyonlarının verimliliğini ve müşteri deneyimini etkiler. Özetle, bir ağ kesintisi veya yavaş çalışan bir sistem, bir ipoteğin onaylanmaması, bir yatırımın yapılamaması veya finansal kurumun itibarının zedelenmesi anlamına gelebilir. Ancak bu olası sorunlar, ağ performansı ve uygulama hızlandırma araçları gibi etkin teknolojiyle kolayca önlenebilir. Ağlar ve uygulamalar üzerinde tam görünürlüğe sahip olma yeteneğiyle, bankalar ve finans kurumları uygulamaları optimize edebilecek ve doğru zamanda doğru bağlantıyı sağlayarak hataları, kesintileri ve uygulama gecikmelerini önleyebilir.
BFSI’nin geleceği SaaS’ta yatıyor
Geçtiğimizin yılın bankalara ve finans kurumlarına öğrettiği en önemli şey, iş gücünü ve müşteri tabanını destekleyecek doğru teknolojiye sahip olmanın başarı için kritik öneme sahip olduğudur. Ancak, doğru SaaS veya işbirliği çözümlerine sahip olmakla iş bitmiyor, onların da etkili bir şekilde çalışmaları gerekiyor. Finansal kuruluşlar, yalnızca ağ görünürlüğünü ve performansını artırmakla kalmayıp aynı zamanda uygulama performansını da en üst düzeye çıkaran araçları benimseyerek, çalışan üretkenliğini koruyabilecekleri ve yenilik yapmaya ve büyümeye devam edebilecekleri konusunda kendilerini güvende hissedebilirler. Gelecek yıl her ne getirirse getirsin, finans kurumları merkeze SaaS’i alarak işlerini sürdürüp ayakta kalırken, aynı zamanda gelişebilirler.