Finansta dijitalleşmeye hazırlıksız yakalanmayın
Ocak 2020 itibarıyla, yeni tebliğ gereği 70 bini aşkın şirketin e-Arşiv faturaya geçmesi gerektiğini ifade eden İdea Teknoloji Çözümleri Genel Müdürü Emre İyibilir, şirketlerin son dakikaya kalmadan zamanı geldiğinde düğmeye basabilmesi gerektiğini kaydetti.
E-dönüşüm kapsamında 1 Ocak 2020’ye kadar 70 bini aşkın fazla firmanın e-faturaya geçiş sürecini tamamlaması gerekiyor. Gelir İdare Başkanlığı (GİB), yayınladığı bir tebliğ ile 1 Ocak 2020 itibariyle e-Fatura mükelleflerinin e-Arşiv Fatura mükellefi olacağını söyledi. 19 Ekim’de tebliğin Resmi Gazete’de yayımlanmasıyla bu zorunluluk resmileşti. “Bugün itibarıyla 118 bin 939 tane e-Fatura mükellefi, 46 bin 794 e-Arşiv Fatura mükellefi var. Aradaki 72 bin 145 şirketin de e-Arşiv fatura kesebilmesi lazım. Bunun için de iş yapış şeklinizi değiştirmeniz gerek” vurgusunu yapan İdea Teknoloji Çözümleri Genel Müdürü Emre İyibilir ve GİB’in yetkilendirdiği ilk şirket olarak terzi usulü, şirketlere özel hizmetler sunduklarını belirten Ar-Ge Merkezi Direktörü Yalçın Tercan ile e-Dönüşümü konuştuk:
Kurumsal farkındalık ne seviyede?
Emre İyibilir: Sistem oturduğundan beri kargo ile yolladığınız fatura yok, kargo bedeli ödemiyorsunuz, hata riski ve arşivleme ihtiyacı bitiyor. Raporlama yetkinliği en üst seviyeye çıkıyor. Ama bu geçişin kurgulanması ve insanların adapte olması maliyetli. Herkes yazılım veriyor, ama misal, kestiğiniz bir e-Arşiv faturayı nasıl iptal edeceksiniz? Burada iki soru beliriyor: Fatura kesince oluşan KDV bir Gelir Vergisi oluşturuyor ve bu süreci YMM’ye soruyorsunuz. İkinci soruyu ise e-Fatura entegratörüne soruyorsunuz. Sonuçta o bir BT yetkilisi, yani vergi uzmanı veya YMM’de teknik uzman değil. İşte biz bunu birleştirdik. İçerde danışmanlık ve vergi konusunda uzman ekibimiz var. Yazılım değil, kapsamlı bir çözüm sunuyoruz. Bu çözümün içinde sürecini kurgulama ve zaman içerisinde süreçte oluşacak değişiklikleri uygulamaya aktarma dünyası var. Herkese verdiğim mesaj net; hazırlanın! Onlarca yerden ve sahada fatura kesiliyor. Bunların uygulanması, takibi ciddi yük. Bir başka GİB düzenlemesine göre özel entegratörler, bankaların denetim sistemine benzer bir denetim sistemi üzerinden denetlenecek, entegratörlere de uyum için belli bir süre verecekler. Bu taslak düzenlemeye göre 1 yıl sonra denetim başlayacak.
e-İrsaliye neler sağlayacak?
Emre İyibilir: İrsaliye takibi ile mal hareketi de takip edilecek. Ama önümüzde belirsizlik var ve bunlarla ilgili adım atıldığı takdirde getirisi olur. e-İrsaliye biraz daha karışık. Ben ana şirketim. e-İrsaliyeyi ben mi kesiyorum, hayır, ben koçanı X’e, üzerine bir de kaşe ile veriyorum. X, o gün taşımak üzere kamyonuna aldığı 10 adet bardağı yazıyor, Y’ye götürüyor. Y ‘bir tanesi kırılmış’ diyor, onun üzerini çiziyor, imza ve paraf atıyor ve bu geçerli. ‘Tamam 9 tane gitmiş’ diyorum. Sistem bu şekilde işliyordu, ama yeni yapıda kağıt yok, elektronik imzalı dokümana sonradan ilaveler yapmak mümkün değil, taraflar arasında süreci tasarlamak zor.
Yalçın Tercan: Oluşmuş bir belgenin iptal süreci çok farklı ve Vergi Usul Kanunu’nda (VUK) bu iptal süreci ile ilgili bir şey yok. Oysa ticari teamül oluşmuş. Bu gibi birçok detay var ve doğru kurgu çok önemli. Hatta irsaliyede daha da önemli. Çünkü hareketi engelleyecek bir şey var. GİB diyor ki ‘bana bunun bilgisi gelmeden malı hareket ettiremezsin, önce bana irsaliye gelecek, sonra sen kamyonuna yükleyeceksin’. Ciddi bir operasyonel süreç ve iş yapış biçimi değişimi söz konusu. Bununla ilgili doğru kişilerle hazırlanmak her şirket için önemli. Çünkü gerekliliklere uymayanları ciddi cezalar bekleyecek.
Ar-Ge merkezinde öncelikleriniz neler?
Emre İyibilir: Danışmanlık, vergi, muhasebe ve BT başlıklarını buluşturmaya önem veriyoruz. Literatürdeki en üst teknolojiyi uygulamak istiyor, her projemizde o konunun uzmanı yurtiçi ve yurtdışından alanında uzman hocalarla çalışıyoruz. CRM tarafında da yepyeni bir ürün çıkarttık ve tüm altyapıyı değiştirdik. Şimdi satış noktasına da tüketiciye dokunuyoruz ve bireylerin sadakatini de sisteme entegre ederek, tek merkezden bunu yürütebilecek bir sistemi ortaya koyduk. Elektronik finansal uygulamalar tarafında katma değerli finansal uygulamalara geçmeye başladık. Örneğin; normalde e-Faturayı ve e-defteri görebiliyorsunuz, bunlar aynı zamanda ciddi analiz imkanı demek. Birkaç önceliğimiz var. Bir tanesi VerDE ile e-Defteri ve yevmiye verilerini alıyor, verilerinizden olası vergisel veya olası teknik hatalarınızı tespit edebiliyoruz. Bir denetçi yazdığı raporda usule ve esasa dair tespitlerini ortaya koyar. Bununla ilgili çözümümüz ise hataları veya gözden kaçan detayları buluyor, gösteriyor. İkinci alanımız ise yeni kullanıma geçti. E-defterin ve mali tabloların üzerindeki makyajlamayı da tespit etmeye başladık, şirketlerin gerçek mali durumunu görebilmelerini sağladık. Yani bir yönüyle belli zamanlarda yapılan makyajlamaları tespit edebiliyor, hatta bunun üzerinden risk analizi yapmasına imkan sağlayabiliyoruz. Erken uyarı sistemleri çok önemli ve bunun üzerinde çalışıyoruz. Bu yapı konusunda şu anda bir müşteri ile test sürecindeyiz. Bütün finansal sistemi dahil edebiliyoruz. Fintech odaklı çalışmalarımız da Ar-Ge’de öne çıkıyor. Bir de genetik alanına girdik. Algoritma ve veriler ile bu da çok ciddi ve ayrı bir konu. Müşterilerimiz var ve ürün de çıkardık. Blockchain üzerine de araştırma yapıyor, Ar-Ge’de blockchain’i kurgulayacağımız bir ürün üzerinde çalışıyoruz.
Yurtdışı stratejiniz nasıl şekilleniyor?
Emre İyibilir: Halihazırda 19 ülkede faaliyet gösteriyoruz. e-Fatura tarafında yepyeni çözümler hayata geçirdik ve Avrupa Birliği’nde (AB) 15 ülkede kullanılan PEPPOL e-Fatura sistemine Türkiye’den ‘entegratör’ olarak dahil olduk. Avrupa’da çeşitli fatura standartları var, ama sistemlerin birbiri ile konuşabilmesi ve faturalaşabilmesi lazım. Şu anda e-fatura sadece Türkiye’de dolaşıma sahip ve gümrük noktasına kadar gidiyor. İthalat faturaları için de aynı şey geçerli. Biz PEPPOL entegratörlüğümüz sayesinde ithalat ve ihracat süresinde oluşan resmi e-faturayı uluslararası standartlara göre ilgili ülkedeki müşterinin ekranına ulaştırabiliyoruz. Bu konuda Avrupa’da Türkiye’yi örnek gösteriyorlar. Hatta Avrupa’da birçok ülke de e-Fatura zorunluluğu getirmeye başladı. AB içerisinde kamuya kesilen faturalar 2021 yılından sonra e-fatura olmak zorunda. Yani Türkiye’deki gelişimin aynısı olacak, şu anda 435 bin olan PEPPOL ağındaki firma sayısı daha da artacak.