Fintech, tarımda da verim demek
Tarfin’in önceliği; tarım tedarik zincirinde optimizasyon sağlamak ve çiftçilerin kaynağa ulaşımını kolaylaştırmak.
Eylül ayı itibarıyla 2021-2022 tarım sezonu başladı. Tarfin de hasat zamanı geldiğinde en yüksek verimi almak isteyen çiftçinin, en kaliteli tarım girdisine kolayca ulaşması için yenilenen mobil uygulaması ve satış noktalarıyla yeni tarım sezonunda yerini alıyor. Tarfin, çiftçilerin gübre, tohum ve yem gibi tarım girdilerine uygun fiyat ve hasatta ödeme fırsatlarıyla ulaşmasını sağlıyor. Tarfin’in özel mobil uygulaması, çiftçilerin bulunduğu bölgelerdeki en güncel gübre, yem ve diğer tarım girdilerindeki fiyatları karşılaştırmalı olarak sunuyor. Böylece çiftçiler de en uygun fiyatları bulabilecekleri alternatifleri karşılaştırabiliyor, ürünlerini kendi ödeme döngülerine göre satın alabiliyor. “Tüm bu uygulamaları kendi geliştirdiğimiz makine öğrenmesine dayalı tarımsal risk skorlama modeli ile gerçekleştiriyoruz” diyen Tarfin Tarım CEO’su Mehmet Memecan‘ın verdiği bilgiye göre, bu yapay zekâ teknolojisi ile Tarfin’den tarım ihtiyaçlarını vadeli ya da peşin satın almak isteyen çiftçiler, bulundukları ildeki satış noktalarından ya da mobil uygulama üzerinden işlemlerini tamamlayabiliyor. Çiftçiler ihtiyaç duydukları ürünleri seçtikleri satış noktasından anında teslim alabiliyor. Çiftçiler, Tarfin’de ihtiyaçlarına uygun fiyat seçenekleriyle güvenli satın alım gerçekleştirirken kefil, ipotek gibi ek yükümlülükler altına girmiyor, ürünlerine, bölgelerine özel hasat tarihine göre ödeme gününü kendileri seçiyorlar. Tarım sektöründeki konumlarını ve hedeflerini Mehmet Memecan’la konuştuk:
Tarfin, nasıl bir hedefle, hangi eksikleri görerek hayata geçirildi?
Uzun yıllar tarım sektöründe çalıştığım için sektörü gözlemleme şansım oldu. Sektörün en büyük sorununun çiftçinin finansmana erişimi olduğunu gördüm. Tarımda nakit akışı hasada veya kesime bağlı. Çiftçi, ürünü yetiştirmek için başlangıçta tohum, gübre, yem, mazot ve ilaç yatırımı yapıyor. Ancak emeklerinin karşılığını, yetiştirdiği ürünün hasadına bağlı olarak 6-10 ay sonra mahsulünü satabildiği zaman alabiliyor. İşletme finansman ihtiyacını bankalar, kredi kooperatifleri ve birlikler karşılıyor ama en büyük yük tarım bayilerinin üzerinde. Bayiler de ürünleri çiftçilere hasat vadeli satıyor. Bu durum çiftçilerin ihtiyaçları için ulaşabilecekleri finansal kaynakları sınırlarken, tarım bayilerinin de büyümesinin önünde bir engel teşkil ediyor. Bu denklemin sonunda çiftçiler ya bu ürünleri yüksek fiyattan alıyor ya da hiç alamıyor. İşte bu soruna teknoloji tabanlı bir çözüm sunmak istedik. Şubat 2017’de Tarfin’i kurduk ve Marmara Bölgesi’nde satışlarımıza başladık. Bugün Türkiye’nin yedi bölgesinde 60’tan fazla ilde çiftçilerimize ulaşıyoruz. Geliştirdiğimiz makine öğrenmesine dayalı tarımsal risk modelimiz ve teknolojik altyapımız ile çiftçilerimize hızlı ve avantajlı bir deneyim sunabiliyoruz.
Çiftçilerle nasıl bağlantıya geçiyorsunuz? Tarfin yapısını onlara nasıl anlatıyorsunuz ve onların geri dönüşleri nasıl?
Kullanımı kolay mobil uygulamamız, çiftçilerimiz ile aramızdaki en önemli bağı sağlıyor. Tarfin Mobil’in kolay arayüzü ve mobil kullanımın getirdiği pratiklik çiftçilerimiz tarafından kısa zamanda benimsendi. Online dünyada başlattığımız bu bağı, geniş satış ağımızla da besleyerek ilişkilerimizi güçlendiriyoruz. Bugün 700’ün üzerinde yetkili satış noktamız var ve her geçen gün bizimle çalışmak isteyen tarım bayi sayısı da artıyor. Her yeni bayi ile de daha fazla noktada hizmet sağlayabiliyoruz. Çiftçinin vadeli almak istediği ürünü çok daha rekabetçi fiyatlarla Tarfin Mobil üzerinde sunabiliyoruz. Çiftçimiz istediği satış noktasını seçebiliyor. Böylelikle geleneksel tedarik kanallarını teknoloji ve finansal kaynaklarıyla buluşturan bir iş modeliyle, tüm çiftçilerin tarımsal girdilere erişimini uygun fiyat ve hasatta ödeme formülüyle kolaylaştırıyoruz. Mobil uygulamamız üzerinden başvurusunu tamamlayan çiftçi, seçtiği satış noktasını ziyaret ederek ürünlerini temin edebiliyor. Çiftçiler, Tarfin’de ihtiyaçlarına uygun fiyat seçenekleriyle satın alım gerçekleştirirken kefil, ipotek gibi ek yükümlülükler altına girmiyor, ürünlerine, bölgelerine özel hasat tarihine göre ödeme gününü belirliyorlar. Yaptığımız araştırmalar, çiftçilerimizin hasat vadesi, kefil, ipotek ve ek masraf olmaması, kolay başvuru, avantajlı fiyat nedeniyle Tarfin’in sektörde önemli bir sosyal etki sağladığını ve çiftçilerimizin bizimle çalışmaya devam etmek istediğini ortaya koyuyor. Özellikle kendi vade tarihlerini seçme özgürlüğü çiftçilerin finansal denge kurmasına destek oluyor.
Türkiye’de nasıl bir dağılımınız var, hangi illerde aktifsiniz ve hangi illerde yer almayı hedefliyorsunuz?
Eylül ayı itibarıyla 2021-2022 tarım sezonu başladı. 60’ı aşkın şehirde 700’den fazla yetkili Tarfin satış noktasıyla on binlerce çiftçiye ulaşıyoruz. Konya’dan İzmir’e, Balıkesir’den Mardin’e Türkiye’nin pek çok şehrinde varız. Bizimle çalışan satış noktaları, çiftçinin talep ettiği hasat vadeli ödeme avantajını Tarfin’den satış yaparak sağlayabiliyor. Şu an tüm Türkiye’de aktif olarak hizmet veriyoruz. Tüm bölgelerde bölge müdürlerimiz bulunuyor, hem mevcut satış noktalarımızın yönetimini yapıyor hem de yeni satış noktalarının aramıza katılmasını sağlıyorlar. Satış noktalarımıza yenilerini ekleyerek hem ürün yelpazemizi hem ulaştığımız il ve ilçe sayısını artıracağız.
Bir ili Tarfin yapısına dahil etmeden önce nasıl bir ön hazırlık süreciniz oluyor? Bu konuda yerel yöneticiler, illerdeki bankalar gibi paydaşlarla işbirlikleriniz oluyor mu?
Kredi Kayıt Bürosu’yla finans şirketleri dışında veri paylaşım anlaşması sağlayan ilk firmalardan biriyiz. Bununla beraber başta tarım bayilerinden aldığımız bilgiler, çiftçilerimizin üretim döngüsüne ilişkin bilgiler, hayvancılık işletme bilgileri gibi alternatifler de geliştiriyoruz. 4 yıldır sürekli veri toplayarak geliştirdiğimiz bir risk değerlendirme algoritmamız var. Hangi çiftçiye nasıl destek verebileceğimize bu risk modellerini kullanarak karar veriyoruz. Başvuru gerçekleştiren çiftçiyi anında onaylayıp gübrenin, tohumun, yemin vadeli satışını yapıyoruz. Örneğin bir çiftçi, bugünden gelecek yıl vadeli olmak üzere gübre alabiliyor. Gelecek yıl da buğdayı hasat edip eline para geçtiği zaman bize ödemesini yapıyor.
Yenilenen mobil uygulamanın da ışığında Tarfin yapısına başka neleri eklemeyi planlıyorsunuz?
Tarfin’in mobil uygulaması iki başlık altına hizmet veriyor, “Tarım Market” ve “Zahire”. Tarım Market kısmında çiftçilerimiz ihtiyaçları olan tarım girdilerine ulaşırken, Zahire kısmında da mahsullerinin satışını kolayca gerçekleştirebiliyorlar. Zahire ile mahsullerini en yüksek fiyattan ya biz alıyoruz ya da kendilerine en yakın zahirecilerimizle buluşturuyoruz. Zahire hizmetimiz bu hasat sezonunda 5 ilde buğday ve arpa çiftçilerine hizmet verdi, yakın dönemde amacımız farklı mahsulleri ve şehirleri de ekleyerek bu hizmeti genişletmek. Zahire’yi, çiftçilerin emeklerinin karşılığını en kârlı şekilde alabilmelerini sağlamak için devreye aldık. Böylece çiftçiler, Tarfin’e veya iş ortağımız zahirecilere mahsullerini aracı olmadan yüksek kârlılıkla doğrudan satabiliyor. Tarfin olarak Türkiye’de tarım tedarik zincirinin lider dijital platformuyuz. Bu süreçte sadece çiftçilerin değil tüm tarım tedarik zincirine çözüm sunmak için geliştirdiğimiz ve şu an ilk adımlarını atan projelerimiz var. Tarım sektöründe ilerlerken amacımız; birlikte çalıştığımız tüm iş ortaklarımızı da büyütmek.
Yatırım stratejiniz ve Ar-Ge öncelikleriniz hakkında bilgi verir misiniz?
Yeni sezonda da atılımlarımıza hız kesmeden devam edeceğiz. Öncelikle mobil uygulamamızın hem içerisindeki ürün yelpazesini hem de servislerini geliştirmeyi amaçlıyoruz. Bugün Tarfin Mobil, Türkiye’nin en çok kullanılan tarım uygulaması, bu alanda hedefimiz daha fazla çiftçiye hizmet sağlamak. Çiftçilerimize sunduğumuz teknolojilerimizi geliştirirken, bir yandan da içeride veri bilimine yaptığımız yatırımları artırıyoruz. Geliştirdiğimiz tarımsal risk skorlama modellerimiz, fraud, portföy çeşitlendirme, fiyatlama modellerimiz bugün bizi sektörde farklı bir noktada konumlandırıyor. Veri bilimine, mobil teknolojilere daha fazla yatırım yaparak tarımı güçlendirmeye devam edeceğiz, risk modellerimizi çeşitlendireceğiz. Bugün Türkiye’de yaşadığımız parçalı tarımsal üretim yapısı ve bu durumun getirdiği finansal kaynağa erişimin önündeki engeller sadece Türkiye’nin problemi değil. Geliştirdiğimiz teknolojimizi ve iş modelimizi Türkiye sınırlarının dışına taşımayı hedefliyoruz. Doğu Avrupa’dan başlayarak yurtdışı adımlarımızı da atacağız. Gerçekleştirdiğimiz tüm projelerde önceliğimiz tarım tedarik zincirinde optimizasyon sağlamak ve çiftçilerin kaynağa ulaşımını kolaylaştırmak. Önümüzdeki dönemde yine çiftçiye daha fazla kaynak sağlamak için bankalarla projeler gündemimizde olacak.