Fiziksel güvenlik sistemleri altyapısının merkezinde Proline var
Proline – İGA Fiziksel Güvenlik Projesi Direktörü Bilginç Işık
Dünyanın en önemli havacılık merkezlerinden biri olacak olan İstanbul Yeni Havalimanı’nda, en son teknolojilerin kullanıldığı kolay yönetilebilir güvenlik sistemlerinin bulunması gerekiyor. Hayata geçirilen uygulamalarla dünyanın en güvenilir havalimanlarından birisi haline gelen böylesi büyük bir projenin fiziksel güvenlik sistemleri Proline tarafından hayata geçirildi.
“İstanbul Yeni Havalimanı’nın 25 yıllığına işletmesini üstlenen İGA Havalimanı İşletmesi, havalimanının güvenliğini sağlaması için kapsamlı bir değerlendirme süreci sonrasında bizi tercih etti” diyen Proline – İGA Fiziksel Güvenlik Projesi Direktörü Bilginç Işık, şu bilgileri verdi:
“Proje 76.5 milyon metrekare olarak planlanıyordu ve biz de hem iç hem de dış ortam güvenlik sistemlerini hayata geçirmek için şantiye içerisinde 3 farklı noktada projeye başladık. Daha sonra yapılanmamızı dörde ayırarak PSS, VSS, Access Control ve PSIM olmak üzere ekiplerimizi yeniden yapılandırdık.
Kameralar, kartlı geçiş sistemleri, yüz tanıma, damar okuma, kamera ve radarlarla korunan 28 km’lik uzunluğa sahip akıllı çit, yolcunun 8 adet davranışının analizini ve sahipsiz bagajların takibini sağlayan analitik yazılımlar, yüksek teknoloji ürün ve çözümlerin konumlandırıldığı fiziksel güvenlik projesi kapsamında çalışmalar 27 kişilik personelle başlamışken projenin sonuna doğru yaklaşık 200 uzman projede görev aldı.”
Proline, İstanbul Yeni Havalimanı’nda akıllı çit, radar, biyometrik sistemler ve termal kameraların da bulunduğu yeni nesil teknolojiler ile yer alıyor. Kurulan sistem, sabit ve hareketli kameralar ile akıllı video analiz sistemleri kullanılarak destekleniyor. Ayrıca pist, apron, terminal ve otoparklara yüksek teknolojili çözümler ile güvenli bir altyapı oluşturuldu. Giriş ve çıkışların biyometrik olarak kontrol altına alındığı yapıda, yüz tanıma ve damar izi teknolojileri kullanılıyor. Aktiviteler, komuta kontrol merkezleri üzerinden izlenip, erken uyarı sistemleri ile operasyon merkezlerinin daha hızlı karar vermesini de sağlıyor.
Tamamlandığında dünyanın tek çatı altında “sıfırdan yapılan” en büyük havalimanı projesi olacak İstanbul Yeni Havalimanı’nda çevresel sistem güvenliği, video sistem güvenliği ve erişim kontrol sistem güvenliği çözümlerini kullanarak entegre bir güvenlik sistemi kuruldu. “Aynı zamanda; Uluslararası Mimarlık ödülüne sahip ATC (Hava Trafik Kontrol) kulesinin içindeki ‘Ramp Control’ sisteminin kullanımı amacıyla oluşturdukları izleme merkezini geliştirdik ve bu sistem ile operatörlerin uçuş öncesi ve sonrası tüm yer hizmetlerini yerinden kalkmadan yönetebileceği bir teknoloji sağladık” diyen Bilginç Işık, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“İstanbul Yeni Havalimanı’na birçoğu Türkiye’de ve bölgede ilk defa kullanılan teknolojileri, cihazları, ürünleri, çözümleri, yazılımları entegre ettik. Tasarladığımız ve entegrasyonunu sağladığımız sistemlerin yardımıyla 2250 metrekarelik bir kontrol merkezi üzerinden tüm binalardaki aktiviteleri, apronu ve havacılık sistemlerini kontrol edebilmek mümkün olacak. İstanbul Yeni Havalimanı, ayrıca emniyet güçlerinin kullanacağı, 1000 metrekarelik, 60 kişinin 9000’e yakın kamerayı izleyebileceği ve 7/24 faaliyette olacak güvenlik operasyon merkezi olarak kurgulandı.
Dünyanın en önemli yolcu trafiği merkezlerinden biri olması beklenen bu havalimanında, tüm fazlar tamamlandığında yıllık 200 milyonun üzerine çıkartılabilir bir kapasitenin kullanıma sunulması planlanıyor. Bu denli yoğun trafiği olan alanlarda güvenliğin, mevcut kontrol sistemleri ve klasik kontrol mekanizmalarıyla sağlanması mümkün değil. Damar izi okuma teknolojileri, yüz tanıma sistemleri, 28 km’lik akıllı çit ve projede kullanılan radarlarla oluşturulan entegre güvenlik sistemi, havalimanı güvenliği alanında Türkiye’de bir ilk olma unvanına sahip. Yüz tanıma uygulaması, emniyet birimlerinin sistemleriyle entegre çalışacak ve gerekli bilgilendirmeler canlı olarak sağlanacak.”
Fiziksel güvenlik projesini yönetmek, içerisinde çok farklı sistemler ile entegrasyonu barındırdığından Proline’ın işin merkezinde yer aldığının altını çizen Bilginç Işık, “Kritik bir altyapı üzerinde çalıştığımız için öncelikle tüm senaryoları kâğıt üzerinde tasarlayıp daha sonra bunları sahada uyguladık. Burada elde ettiğimiz birikimi Türkiye’deki ve bölgemizdeki başka projelere de taşımayı hedefliyoruz.
Bugüne kadar mega proje kavramını çok duyduk. Fakat gerçekleştirdiğimiz bu proje, eşi benzeri olmayan bir büyüklükte olduğu için projeyi ‘Süper mega proje’ olarak adlandırmak sanırım yanlış olmaz. İstanbul Yeni Havalimanı projesinin dünya üzerinde daha önce gerçekleştirilmemiş ölçekte olması ve içerisinde ilkleri barındırması açısından gelecekte de sayılı projeler arasında yer alacağını düşünüyoruz. Bunun yanı sıra İstanbul Yeni Havalimanı, dünyadaki birçok havalimanına örnek teşkil edebilecek olmasıyla da farklı bir proje. Buradan elde ettiğimiz kazanımları, bir Türk teknoloji şirketi olarak ilerleyen dönemde hem yurt içi hem de yurt dışı alan güvenliği ve entegrasyon projelerinde kullanmayı amaçlıyoruz.”
Fiziksel güvenlik veri depolama altyapısında Netapp çözümleri yer aldı
İstanbul Yeni Havalimanı’nın fiziksel güvenlik sistemlerinin depolama altyapısı konusunda bilgi veren Netapp Kanal Takım Lideri Agah Murat Arkalı da konuyla ilgili olarak şu bilgileri verdi:
“Gerekli olan 19.5 PB veri depolama alanını yüksek performans, kapasite ve şifreleme gereksinimlerini adresleyecek şekilde optimum raf alanı içinde sağladık. Proje kapsamında 12 adet NetApp Hibrit E-Serisi 5600, 4 adet NetApp Flash EF-Serisi 560 platformlarımız ile ve 20 adet SAN Anahtar kullanıldı.
Veri depolama çözümleri tasarımında 25 yılı aşkın deneyim ve sahada kanıtlanmış mimarilerimiz ile yüksek devamlılık, dayanıklılık, gelişmiş veri koruma ve hata tespit özelliklerini sunuyoruz. Projede kullandığımız çözümlerimiz, sıra dışı performansı, çok düşük cevap süresi ve yüksek bant genişliği yeteneklerini sunmamızı sağladı.
Video yönetim sistemi ile üstün entegrasyon yeteneklerimizin yanında, global iş ortaklarımız ile birlikte sunduğumuz referanslarımız farklılaşmamızın temel nedenleridir.
İstanbul Yeni Havalimanı’nın fiziksel güvenlik veri depolama altyapı tasarımını gerçekleştirmek oldukça uzun ve yoğun bir süreçti. Performans, kapasite, entegrasyon ve bunların yanında birçok konunun tartışıldığı onlarca toplantı yapıldı. Projenin büyüklüğünü ve önemini düşündüğümüzde havaalanı endüstrisinde proje tasarımı, proje yönetimi vb. konularda ciddi bir deneyim kazandık.
Bu çapta bir projenin ülkemizde gerçekleşmesinin cok önemli bir kazanım olduğunu düşünüyoruz. Bu deneyim gerek yurtiçinde gerekse yurtdışında çok başarılı projeler yapılmasının önünü açacaktır.”