Gastronomi dünyası, tazeliği bulutta sağlıyor
Dijital çözümler, yiyecek-içecek sektöründeki pek çok paydaş için önemli avantajlar sunuyor. Kalite kontrolü, operasyonel tutarlılık, güvenlik ve yasal düzenlemelerle uyumluluk gibi son derece hassas konularda işletmelerin yükünü gözle görülür ölçüde hafifleten dijitalleşmenin süreçlerdeki payı gün geçtikçe artıyor. Öte yandan iş dünyasının en önemli bileşeni olan veri de hızla değişen sektörde başarılı olmanın anahtarını barındırıyor. 5 binden fazla işletmeye teknoloji merkezli yönetim ve operasyon çözümleri sunarak yiyecek-içecek ve konaklama sektörlerine değer katan Protel, bulut sistemlerinin yiyecek-içecek sektörüne sağladığı faydalara dikkat çekiyor.
Sektörün küresel paydaşları kalite kontrol, maliyet avantajı ve çeviklik gibi faydalarından ötürü bulut sistemlerine yönelik daha meraklı ve ilgili hale geliyor. Kalite kontrolü ve operasyonlardaki tutarlılık özellikle gıdaların tazeliğinden emin olmak ve denetim gibi yasal süreçlerde işletmeye dair gerekli bilgileri sunabilmek yiyecek-içecek sektöründeki işletmeler için giderek önemini artırıyor.
Hızla değişen sektörlerde, veriye dayalı kararlar almak her geçen gün daha kritik bir hâl alıyor. Bulut bilişimin sunduğu büyük veri, analitik ve raporlama gibi özellikler, işletme yöneticilerinin ihtiyaç duyduğu bilgilere anında erişmelerini sağlıyor. Bu bilgiler, envanterden satış rakamlarına kadar geniş bir yelpazede işletme yöneticilerinin karar alma süreçlerine yardımcı olacak şekilde hazır bir şekilde bekliyor.
Bulut bilişim ve SaaS hizmetleri, kısa sürede dönüştürülebilir yapısı sayesinde eski ve bina içindeki çözümlere kıyasla çok büyük avantajlar sunuyor. Yani işletmeler bulut bilişim kaynaklarını ihtiyaca göre artırabiliyor ya da azaltabiliyor. Başka bir deyişle yoğun dönemlerle daha sakin geçen haftalarda karşısına çıkan maliyetler aynı olmadığı gibi kaynaklar da boşa harcanmamış oluyor.
Tüm bunların dışında bulut bilişim çözümleri yiyecek-içecek sektörüne maliyet avantajı da sunuyor. Bu faydayı gerçekleştiren ilk başlıklardan birisi bakım yapılması gereken donanım, yazılım ve kaynağının azalması oluyor. Normalde bu alana harcanacak paralar işletme için daha katma değerli bir bölümde kullanılabiliyor. Protel Satış Direktörü Fatih Tenel, bulut sistemleri kapsamında sektöre sundukları imkanlarla ilgili şunları söyledi:
“Bulut sistemleri her sektör gibi yiyecek-içecek sektörü için de gün geçtikçe daha kritik hale geliyor. 34 yıldan uzun süredir çözüm sunduğumuz sektörlerdeki trendleri yakından inceleme imkanına sahibiz. İhtiyaçlara en iyi şekilde yanıt veren bulut tabanlı POS sistemi Simphony Cloud, bir veya birden çok restoranın tek merkezden yönetilmesine izin veren çok yönlü ve esnek, yeni nesil bir restoran yönetim sistemi olarak öne çıkıyor. Windows ve Android işletim sistemleri üzerinde çalışabilen bu yazılım, belirli hız gereksinimlerini karşılayabilen tabletlerde de marka ve model ayrımı olmadan kullanılabiliyor. Tek bir mekânda birden fazla servis tarzına (fast food, kafe, paket) olanak tanıyan Simphony Cloud ile zincirdeki tüm şubeler aynı veritabanından aynı müşteri bilgilerine ulaşabiliyor. Ayrıca müşterilerinin tüm menü kalemlerini inceleyebileceği, istediği ürünleri sepetine ekleyebileceği ve sipariş oluşturup kredi kartıyla ödeme yapabileceği kiosk entegrasyonu müşterilere yeni bir sipariş deneyimi sunuyor. Yiyecek-içecek sektörüne yeni nesil işletmelerin kapısını aralayan, işletmelere daha fazla esneklik, güvenlik ve verimlilik sunan Simphony gibi gelişmiş ve yeni nesil çözümler sunmaktan mutluluk duyuyoruz. Gastronomi dünyası, dijitalleşme yolculuğunda bulut tabanlı çözümlerle ilerliyor.”