Geleneksel ağ altyapıları yerini yeni teknolojilere bırakıyor
Ağ teknolojilerinde hızlı bir gelişim ve değişim döneminden geçiliyor. Yaşanan bu değişimlerin asıl tetikleyicisinin ise şirketlerin taleplerinin eskisinden farklı olmasından kaynaklandığı belirtiliyor. Kurumlar yatırım yapacağı ağ teknolojisine karar verirken sırasıyla performans, ölçeklenebilirlik, güvenlik, verimlilik, yaygınlık, yönetilebilirlik, esneklik, süreklilik ve fiyat/performans oranı gibi seçim kriterlerini göz önüne alıyor. Donanım üreticileri ve servis sağlayıcılar da şirketlerin bu taleplerini en uygun şekilde karşılayabilmek için ürün ve servislerini sürekli güncel tutmak durumundalar. TurkNet Data Hizmetleri Ürün Müdürü Erdem Eriş’in verdiği bilgilere göre, artık her kurumun kendine ait bir WAN kurma eğiliminde olduğu günler geride kaldı. Eriş, yükselişte olan eğilimin IP MPLS VPN olduğunu ifade ediyor.
“Kişisel kullanıcıların yanı sıra şirketler de rekabet avantajı sağlayabilmek adına hızlı olmak, bilgiye hızlı ulaşmak istiyor” diyen AirTies Gateway Ürün Grubu Genel Müdür Yardımcısı Müjdat Pakkan bilginin en etkili ve esnek iletimi için birçok çalışma yürütüldüğünü ve ağ teknolojilerindeki oluşan hızlı gelişimin arkasında bu talebin yattığını söyledi. Pakkan, çok sayıda kullanıcının aynı anda çalıştığı geniş ağların bile kablosuz ağ altyapısı ile yüksek performansa ulaşabildiğini ve önümüzdeki üç yıl içinde kurumlar ve son kullanıcılar tamamen kablosuz bağlantı kullanacak dedi.
Günümüz ağ teknolojilerinin yerini yeni teknolojilere bıraktığını dile getiren İşNet Satış ve Operatör İlişkileri Direktörü Halil Nadir Teberci mobil cihazların yeteneklerinin artması ile birlikte üçüncü nesil teknolojiler gittikçe yaygın hale geldiğini söylüyor. Teberci’ye göre bu durum HSPA (High Speed Packet Access – Yüksek Hızda Paket Erişimi) teknolojisi ön plana çıkıyor ve kurumsal ağ altyapılarının kablosuz ağlara dönüştürülmesi de önümüzdeki dönemde sıklıkla karşılaşacağımız projeler arasında yer alıyor.
IP üzerinden ses, görüntü ve veri taşımak artık kurumlar için vazgeçilmezler arasında yer almaya başladı diyen Teberci, “Maliyet avantajları ve sağladıkları kullanım kolaylıkları ile sanallaştırma yaygınlıkla başvurulan ağ çözümleri arasına girmiştir. Değişen ve yenilenen kablo altyapıları ile birlikte, fiber optik kablolamanın daha yaygın hale gelmesi de gerek kullanıcıların hızlı ve kesintisiz bağlantıya erişimi için gerekse de alternatif operatörlerin gerçekten ‘alternatif’ haline gelebilmeleri için çok önemli bir dönüm noktası olarak gözükmektedir” şeklinde konuştu.
Kurumlar bölge ofislerini, fabrikalarını, şubelerini, bayilerini ve sahadaki hareketli çalışanlarını kolay ve ekonomik bir şekilde birbirine bağlayarak veri, telefon veya video iletişimi sağlama ihtiyacı olduğunu dile getiren Teberci, kurumların bu iletişim altyapılarını kendi başına kurmalarının yüksek maliyetli ve zahmetli olduğunu söyledi.
Ağ teknolojilerinin bulut bilgi işlem ve genişbant internet erişimi ile yeni bir döneme girdiğini belirten HP ProCurve Ülke Müdürü Sami Arbak, genişbant internetin gün geçtikçe daha fazla miktarda verinin güvenli bir şekilde iletilmesini sağladığını vurguladı. Arbak, genişbant internetin aynı zamanda ofis dışında çalışanların şirket bilgilerine erişmesine, kendi bilgisayarlarındaki verileri uzaktan yedeklemesine ve buna bağlı olarak felaket kurtarmada esnekliğe olanak tanıdığını ifade ederek “Ağ teknolojileri ile birlikte yükselişe geçen bir başka eğilim ise açık platform desteği. Ağ teknolojileri, yazılım seçiminde, müşterileri veri merkezi ürünlerini satın aldıkları şirketlere bağımlı olmaktan kurtarıyor” dedi.
Arbak bulut bilgi işlemin yeni nesil ağ teknolojilerine dayanan bir teknoloji olduğunu belirterek sözlerine şu şekilde devam ediyor: “Bulut bilişim internet üzerinden kullandığın kadar öde iş modeliyle sağlanan ve satın alınan ölçeklenebilir, esnek sistemlere dayalı genel hizmetler bütünü olarak tanımlanıyor. Burada anahtar nokta kullandığın kadar öde modeli. Örneğin veri merkezlerinin daha verimli kullanılmasını sağlayan sanallaştırılmış ‘Özel Bulut Sistemleri’ ödemeli olmadığı için bulut bilişim olarak değerlendirilmiyor. Ancak, tüm bulut bilişim teknolojileri ağ sistemlerine dayanıyor.”
2008 – 2009 dönemini bilişim dünyasında satın almalar ve birleşmeler yılı olarak değerlendiren Arbak, “Özellikle 2009’a baktığımızda bir yanda krizin etkileri, diğer yanda özellikle ağ dünyasında yeni teknolojik eğilimler, şirketlerin güçlerini birleştirmek ve stratejilerini belirlemek için yapılacak satın alma ve birleşmeleri tetikledi. Ağ dünyası temelinde bakacak olursak önümüzdeki yıllardaki teknolojik gelişmeler ve ihtiyaçlar temel olarak; veri merkezi, tümleşik altyapı ve bütünleşik iletişim başlıkları altında toplanacak” dedi.