GENİŞBANT KARNEMİZ DE KÖTÜ
ULUSAL
Merkezi ABD’de olan uluslararası araştırma şirketi Strategy Analytics, genişbant konusunda “Top 40”ı belirlemek için, yani en başarılı 40 ülkenin hangileri olduğu üzerine bir araştırma başlatır; ama, sonunda 57 ülkenin karnesini belirleyen bir rapor yayımlar (http://multiplayblog.com/2010/07/21/global-broadband-scorecard-us-ranks-23rd.aspx). İyi ki en iyi 40’da kalmamışlar, yoksa Türkiye’nin 57 ülke içerisinde 44. sırada olduğunu bilemeyecektik.
Genişbant altyapısına sahip olmak bir ayrıcalık olmaktan çıktı. Çok ilginçtir ki, benim seçim bölgemde, ekonomileri çok kötü olan çiftçilerimizin yaşadığı köylerin muhtarları bile benden genişbant internet talebinde bulunuyor. Yeri gelmişken, bu talepler konusunda yardımcı olan BTK’nın sayın başkanına da burada teşekkür etmek isterim.
Bilgi çağının bir gereği olarak, genişbant altyapısı bir ülkenin gelişmişliğinin göstergesi olarak kabul edilmeye başladı. Bu anlayışla, Strategy Analytics, genişbant altyapısını değerlendirmek için beş ölçüt tanımlar: Fiyat, yaygınlık (penetrasyon), hız, değer ve kentlilik.
Bu beş kritere göre yapılan ölçümler birleştirilerek elde edilen “Genişbant Bileşik (Kompozit) Endeks’e (BCI) göre 57 ülke sıralanmış. Türkiye 44. sırada yer alıyor. Bulgaristan (24.), Yunanistan (26.), Macaristan (32.), Hırvatistan (36.), Polonya (40.), ülkemizden çok daha iyi durumda.
Temmuz ortasında yayımlanan bu araştırma, ülkemizde gecikmeli olarak başlamış olan 3G’yi dahil etmemiş olabilir. Ayrıca, genişbant hizmetinin vergiler nedeniyle ülkemizde çok pahalı olması da bu kadar geride olmamızın bir nedeni olarak ileri sürülebilir. Fakat, esas nedeni anlamak için başarılı ülkeleri daha yakından incelemek gerekir.
Birinci sırada yer alan Güney Kore’nin başarısı için söylenebilecek tek şey, genişbant hizmetlerinin ucuz, hızlı ve yaygın olması bir devlet politikasıydı. Hükümetin yakın ilişkiler içerisinde olduğu bir şirketi korumak kaygısını bir tarafa bırakın, konu, sadece serbest piyasanın görünmez eline de bırakılmamıştı. Düzgün ve adil bir rekabet ortamında, bilinçli bir devlet politikası ile bu başarı elde edildi.
Doğu Avrupa ülkelerinin deneyimi de dikkat çekici. Birkaç yıl öncesine kadar ülkemizden çok da farklı bir durumda olmayan bu ülkeler, geriden gelmenin sağladığı avantajı iyi değerlendirerek, bir “kurbağa sıçraması” yapabildiler. Örneğin, DSL teknolojisi ile oyalanmadan, doğrudan fiber kabloya geçtiler.
Gerek Güney Kore’nin gerekse Doğu Avrupa ülkelerinin başarıları, ülkemizdeki yanlışları ve ne yapılması gerektiğini açıkça ortaya koyuyor: Birilerini kayırmayan, serbest rekabet ortamı ve somut hedefleri belirlenmiş, devletin sahip çıktığı bir sıçrama stratejisinin uygulanması. Bunun ayrıntılarını ileriki yazılarımda ele alacağım.
Burada tekrar vurgulamak isterim: Hükümetin, bürokrasinin, hatta kimi STÖ’lerin bilişim ve telekom sektörümüzde ilerleme olduğunu gösteren istatistikler açıklamaları tamamen anlamsız. Elbette ilerleme var ülkemizde, ama uluslararası yarışta göreceli olarak giderek daha da geri kaldığımız inkar edilemez bir gerçek. Bu gerçek yüksek sesle söylenemedikçe de geri kalmaya devam edeceğiz.
Hosting servisi ucuzlayacakmış
Geçtiğimiz günlerde Ulaştırma Bakanı hosting servislerinde “çok ciddi bir indirim söz konusu” olduğunu ve “yüzde 50’lere varan bir indirimin” olabileceğini açıkladı.
Böyle bir indirime yönelik kararı alma yetkisi BTK’dadır. Bağımsız bir düzenleyici kurum olması gereken BTK henüz bir karar almadan, kurulun alacağı kararı bakanın önceden açıklaması yanlıştır. Öyle görülüyor ki, BTK, Ulaştırma Bakanlığı içerisinde bir daireye dönüşmüş durumda.
BTK yerine bakanın açıkladığı bu kararın gerekçesini de ben açıklayayım. Hükümetin Google’a dayatma ile yaklaştığı ve işi inatlaşmaya götürdüğü biliniyor. Google ile bilek bükme yarışına girmesine anlam kazandırabilmek için Ulaştırma Bakanı arka arkaya geçersiz gerekçeler ileri sürdü.
Diğerlerini savunamayınca, en son gerekçesi “24 ülkede yerli sürüm yapıyorlar da neden Türkiye’de yapmıyorlar” olmuştu. Buna benim yanıtım şu olmuştu: “Türkiye’de çok pahalı olduğu için, altyapı da yetersiz olduğu için, kendi şirketlerimiz bile gidip yurtdışından hosting hizmeti alırken, siz Google’a gel Türkiye’de yerli sürümün olsun diyorsunuz.” Doğal olarak karşı yanıt gelmedi; ama, Sayın Bakan gerekli altyapıya ilişkin çok gecikmiş bir adım atma zorunda kalmış oldu.
Gereken altyapıyı geliştirme ve ucuzlatma nasıl gerçekleştirilecek henüz bilmiyoruz. Ama, ülkemizde altyapı eksiğinin ve hosting servislerinin pahalı olmasının kimin yararına olduğunu, hangi şirketin karlarını artırdığını iyi biliyoruz.
Dolayısıyla, hükümetin bu ucuzlatmayı nasıl yapacağını dikkatle izleyeceğiz. Örneğin, bakalım Metro Ethernet’i ucuzlatmaya TTNET ikna edilebilecek mi; yasaya rağmen çok gecikmiş olan serbestleşme gerçekleştirilip rekabet ortamının gelişmesi sağlanabilecek mi?
KÜRESEL
BlackBerry neden yasaklanıyor?
bir inceleme başlattı. “Telekulak” önünde olası engellerin temizlenmesi için, “devlet güvenliği” bahanesiyle yeni yasakların gelmesi ihtimaline karşı, süreci dikkatle izleyeceğiz.