Girişimcilik ve startup kavramları birbirinden çok farklı
Girişimcilik ve startup kavramları gündelik dilde aynı anlamlarda kullanılsa da aralarında birçok farklılık bulunuyor. Yeditepe Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi Müdürü Prof. Dr. Serkan Topaloğlu, geleneksel girişimcilik ve startup girişimciliği arasındaki farkları anlattı. “Aslında her startup bir girişimdir ancak her girişim bir startup değildir” diyen Prof. Dr. Topaloğlu, geleneksel girişimlerin kar maksimizasyonu gözetirken startup’ların büyüme odaklı stratejiler geliştirdiğini vurguladı.
Prof. Dr. Serkan Topaloğlu, “Startup, hızlı büyüme için tasarlanmış, teknolojiyi sunan ve kullanan, ihtiyaç gideren hatta yeri geldiğinde ihtiyaç haline getiren, esnek yapılı, gelişmeye, geliştirmeye müsait, globali hedefleyen girişimdir. Sanıldığının aksine startup’lar büyük şirketlerin küçük versiyonları değil, bir şirket yapısıdır. Hedef, şirket değerlemesini yükseltmektir. Sermayelerini yatırımcı ve/veya hibe fonları ile oluşturmaya ve genişletmeye çalıştıkları için geleneksel şirketlere göre çok daha az risk ancak çok daha fazla belirsizlik barındırır. Geleneksel girişimcilik ise risk barındırır, çünkü o işi kurarken şirkete sermaye yatırılır ve satış odaklı planlamalar yapılır” dedi.
Startup’lar yenilikçidir
“Aralarındaki en temel fark, geleneksel girişimlerin kar odaklı olması ve buna karşılık startup’ların büyüme odaklı olması diyebiliriz” ifadelerini kullanan Topaloğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Silikon Vadisi’nden çıkmış ve şu an dünyanın en değerli şirketleri listesinde yer alan startup’larda hala kar etmeyenler olduğunu biliyoruz. Geleneksel girişimcilikte var olan fikirlerin benzer uygulamalarını görürüz; mevcut işler iyileştirilir veya sürdürülür ancak startup’larda iş fikri yenilikçidir. Geleneksel girişimlerde rekabetçilik anlayışı vardır. Startup’larda ise paylaşım ekonomisi… Yani araba satın almaktansa dakikalık araç kiralama uygulamaları veya evinizi boş olduğu zamanlarda çeşitli uygulamalar üzerinden kiralamanız buna örnek gösterilebilir. Bir diğer önemli fark ise startup’ların geçici bir organizasyon olmasıdır. Bunun sebebi iş planlarında bir “exit stratejisi” yani şirketten çıkış stratejisi olmasıdır. Ortalama 10 yıllık şirket ömürleri vardır. Hatta olmalıdır diyebiliriz. Bunun yanı sıra geleneksel girişimler kalıcı organizasyonlardır. Kuşaktan kuşağa aktarılır. Genellikle bir veya iki kurucu olur. Startup’larda ise ortalama 3 belki daha fazla kurucu ortak olduğunu görürüz. Kurucu ekip önemlidir. Süreç içerisinde şirkete yeni yatırımcılar girdikçe kurucu ortakların hisseleri azalır ancak şirket değerlendiği için hisseleri azalsa da değeri artar.”
Yeditepe Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi Müdürü Prof. Dr. Serkan Topaloğlu, startup’ların kuruluşunda geçilen aşamaları da şöyle anlattı: “Yeni nesil teknoloji şirketleri, startup’larda, iş fikri, bir problemi fark etmekle ortaya çıkar. Probleme çözüm geliştirilir. Geliştirilen çözüm mutlaka test edilir, ihtiyaçlar analiz edilir. Bu süreç fikrin ve ihtiyaçların doğrulanması yani ‘validasyon’ sürecidir. Yalnızca girişimcinin ihtiyacına göre değil, pazarın da gerçekten böyle bir ürüne ihtiyacı var mı, iyi analiz edilmelidir. Belki de pazarı siz yaratırsınız, bu da bir seçenektir. İhtiyaç gideren hatta yeri geldiğinde ihtiyaç haline getiren yapılar; internet, bilgisayar, yapay zekâ, blok zincir, akıllı telefonlar bu tip yıkıcı inovasyonlara örnek gösterilebilir.”