Giysiyi gördüm, ve…
Gözünüz ilişince aydınlanan giysi. Üflerseniz, kıvrımları oynamaya başlayan giysi: Nefes alıp verir gibi yapıyor.
Modanın ileri teknolojisi, insan elektriğini kullanmada daha ustalaştıkça neler göreceğiz: Vücudumuz biyokimyasal bir elektrik düzenek. Kalp, elektrikle atar. Derimizde elektrik var. Bunu biz hissetmeyiz. Ama ölçebiliriz. Beynimizde elektrik var. 10 watt’lık bir ampulü yakabilir. Gündelik dildeki “elektrik aldım/almadım” deyimi boşuna değil.
Çin kökenli Kanadalı tasarımcı Ying Gao hanım, polyvinylidene florur (PVDF) adlı materyalle pamuklu dokumayı birleştirdi. PVDF’nin özelliği, elektrik akımıyla ışıldayıp uzayıp kısalabilmesi. Ying Hanım, giysinin üzerine göz hareketlerini izleme duyargaları yerleştirdi. Bunları, PVDF materyali harekete geçirecek bir elektrik devresiyle evlendirdi.
Sonuç: Giysiye gözünüz ilişince, elbise “bunu” anlıyor ve ışıldıyor. Gözünüz uzaklaşınca elbise “sönüyor.”
Ying Hanım’ın buluşu sadece bu değil. İkinci giysisi, vibrasyonla “harekete geçiyor.” Giysiye üfleyince, sanki nefes alıp verir gibi açılıp kapanmaya başlayan kıvrımlar. Bir tür hareketli origami.
İkinci giyside yine başrolde PVDF var. Onsuz, bu modasal sihirbazlık mümkün değil.
Ying’e kadar bunu andıran uygulamalar gördük. Derideki elektrik akımını renk ve şekle dönüştüren dövmeler… Deriye dokunan giysilerde renk değişimi… Hatta giysinin ışıklanması…
Bütün bunlar otomatik uygulamalardı. Deri duyarlığını tekstile tercüme etmekti. Ying Hanım’ınki farklı: O, etkileşimli (interaktif) bir giysi yarattı. Bundan sonraki aşama, tamamen düşünce gücüyle, giysinin renk ve şekil değiştirmesi olacak.