Gömülü yazılımlar ve teknolojiler
Akıllı veya yarı akıllı cihazların hepsi, gücünü gömülü yazılımlar ve teknolojilerden alıyor.
Günümüzde elimizi nereye atsak kendi kendine iş yapabilen, belli başlı durumlara göre karar verebilen cihazlarla karşılaşıyoruz. Hatta buzdolabının kapağını açtığımızda içerisindeki ışığın yanması bile buna bir örnek. Elbette ki buzdolabının kapağının açık olup olmadığını gözlemlemek için çok basit bir elektrik ve anahtar devresi yeterli oluyor. Dolayısıyla gömülü bir sisteme ihtiyaç bulunmuyor. Peki bu buzdolabının içerisinde, her katta ayrı aydınlatma bulunsaydı ve her aydınlatma kendi katındaki meyve – sebze kadar aydınlatsaydı ne olacaktı? İşin içerisine kamera gibi bir sensör örneği girecekti ki işin içerisine sensör girdiği zaman ister istemez gömülü teknolojilerden faydalanıyoruz. Her kattaki yiyeceği kameralarla algılayan bir mikroçip ve bu mikroçipin nasıl çalışması gerektiğini gösteren bir yazılım, yiyecek miktarına göre her kattaki aydınlatmalara ayrı miktarlarda gerilim dağılımı yaparak aydınlatmayı düzenliyor olacaktı.
İşin en eğlenceli kısmı ise bu tip akıllı sistemlerin çoğunun farkına bile varmıyoruz. Bizim için bir kata daha fazla sebze koymasıyla o katın daha fazla aydınlanması yeterli. Teknolojiye ciddi merakı olanlar haricinde pek fazla kimsenin bu sistemin nasıl işlediğini sorgulamaz. Kullanır, geçer. Bir buzdolabı ve katlarının aydınlatılması üzerinden yol aldık fakat hayatımızın pek çok alanında gömülü yazılımlar ve teknolojilerden faydalanıyoruz. Trafik lambalarından otomobillerin sileceklerine, klimalardan gelişmiş kahve makinelerine her yerde karşımızdalar. Sessiz, sakin ve kendisinin varlığını hissettirmeyecek şekilde çalışırlar. Zaten gömülü sistemlerin de en önemli amacı budur.