Graffiti müzelik oldu
Berlin’de, geçmişi 72 yıl öncesine dayanan çok ilginç bir graffiti adresi var: Parlamento Binası. 1945’te savaşın sonunda binayı ele geçiren Rus askerlerinin, bütün binanın cephesine, içerdeki duvarlara yazdıkları yazıların bir kısmı, bugün turistik tur konusu.
Doğu Almanya, binanın cephesindeki küfürleri sildirmiş. İçerdekilerin önüne alçıpan yapılmış. Gel zaman git zaman iki Berlin birleştiğinde, bina onarılmaya başlandığında ortaya bu alçıpanlar çıkıyor. Söküldüğünde, arka duvarlarda kömürle, tebeşirle yazılmış sloganlar, yazılar… Örneğin: “Buraya Leningrad’ın öcünü almaya geldik.. Bu, Stalingrad için” gibi… Bu yazılar, yenilenecek parlamentoda kalmalı mı? Evet diyenler, hayır diyenler, az farkla evet kalsın diyenler kazanmış. Bugün orada görev yapan Alman siyasetçiler, 75 – 80 yıl önceki Nazilerin, Almanya’yı sürüklediği felaketin faturası olan bu yazıların önünden geçiyor her gün. Aklında olmasa bile tarihi her gün hatırlıyor. Berlin’de halen ayakta “tutulan” Duvar’ın bir kısmı da boydan boya graffiti galerisi zaten.
Berlin, sokak sanatının yaygın olduğu, kabul gördüğü bir şehir. Graffitiye yatkın bu şehirde şimdi bir de 5-katlı Graffiti Müzesi “Urban Nation” adıyla açıldı. 100 graffiti sanatçısının eserleri burada sergilenecek. Dünyanın en büyük graffiti müzesi olacakmış.
Tebriz/İran’da duvarları “kirlettikleri” için hayatları karartılan iki kardeş graffiti sanatçısının eserleri müzeye alındı. Icy ve Sot takma adlarıyla tanınan sanatçılar ABD’ye iltica ettikten sonra “İran’ın Bankys’i” olarak tanındılar. Kendine 1010 (tenten) diyen bir Alman sanatçı ekibinin üç boyutlu gibi görünen, derin perspektifli eserleri de müzede, 100 başka sanatçıyla birlikte.