Güç mesafesi
Hollandalı yazar Geert Hofstede’in kültürleri değerlendiren çok güzel bir modeli var. Modelin temel yapı taşlarından bir tanesi ise güç mesafesi olarak adlandırılıyor. ClearlyCultural.com adresinde dünya haritası üzerinde güç mesafesinin hangi ülkede ne seviyede olduğu gösteriliyor. Güç mesafesi kavramını araştırdıkça ne kadar önemli olduğu ortaya çıkıyor. Bu mesafenin fazla olmasından dolayı gerçekleşen ölümleri duyunca şaşırıyor insan…
Güç mesafesi konusunda en sık verilen örnek ise Kolombiya Havayolları’nın ABD’de yaşadığı bir felaket oluyor. New York uçuşu maalesef havaalanına çakılmak ile sonuçlanıyor. Yardımcı pilot, kule ve kaptan arasında ciddi bir güç mesafesi var. Yardımcı pilot kule ile konuşmaktan çekiniyor. Hava trafiği çok yoğun, kule bazı uçakları havada bekletiyor. Kolombiya uçağının yakıtı ise gerçekten bitmek üzere. Ancak yardımcı pilot açık ve net bir şekilde bunu dile getirip öncelik istemektense bazı standart konuşmaların ardından “aaaa, bu arada yakıtımız da azalıyor” diyor. Kule havada tur atan tüm uçakların zaten yakıtlarının azalmasını gayet doğal karşılıyor ve eğer yakıtı bitme noktasında ise zaten belli ederdi deyip konuyu ciddiye almıyor. Yardımcı pilot kaptan pilotu da aynı netlik de uyarmıyor. Halbuki kokpit içi tamamen tek pilotun kontrolünde uçacak şekilde değil, iyi iletişim kurabilen iki pilotun kontrolünde uçacak şekilde tasarlanmış durumda. Bu iletişim beklenen seviyede olamayınca maalesef uçağın yakıtı hava da bitiyor ve uçak çakılıyor…
Diğer bir örnek ise Kore havayolları. Son ölümcül kazasını 1997’de yapmış. 1970 yılından 1997 yılına kadar yapılan kazalarda 700 den fazla can kaybı yaşanmış. Problemleri masaya yatırıp, biz kendi kültürümüz ile bu problemlere çare bulamayacağız demişler ve danışmanlık almışlar. Sonuç 1997’den beri tek kazaları bile olmamış. Yaptıkları tek şey güç mesafesini kabin içi ve kule iletişiminde sıfırlamak olmuş.
Güç mesafesi her organizasyonda ölçülmesi ve değerlendirilmesi gereken bir kavram aslında. Karar verici merciilere bilgiler doğru bir şekilde açık ve beklenen netlikle verilmezse sonuç kaçınılmaz oluyor. Basit bir mantıkla düşünelim, beynimiz el ve parmaklarımızdaki sinir uçlarından çok net sinyaller bekliyor değil mi? Eğer sinyali net ve hızlı bir şekilde iletmiyorsa felç denilen durum gerçekleşiyor. Organizasyonlar da böyle aslında… Güç mesafesi ise bu iletim katmanı arasındaki en büyük baltalayıcı faktör. Aman dikkat! Türkiye sıralamada maalesef güç mesafesinin yüksek olduğu ülkeler arasında görünüyor. Bu güç mesafesi ise son zamanlarda artıyor mu azalıyor mu yorum sizin olsun…