Güvenlik sorunu mobile yatırımın önündeki engel
Her ölçekteki kurum mobile taşınan bir iş yapış biçimini verimliliği artıran bir model olarak benimsiyor. Üstelik hemen hepsi bunun tasarımlar yapıyor ancak bazı şirketler yatırım yapmak konusunda çekimser davranıyor. Bunun en büyük nedeni ise güvenlik konusunda akıllarında kalan soru işaretleri. Mobil iş çözümleri sektörü de tam olarak bu konuya eğilmiş duurmda. Şirketlerin yatırımlarını hızlandırmaları için onlar da bu soru işaretlerini ortadan kaldıracak ürün ve çözümler ortaya koymayı hedefliyor.
Bimsa Çözüm Yöneticisi Barış Büyüktanır, genel olarak işletmelerin taşınabilirlik konusunda dikkat etmeleri gereken en önemli noktanın güvenlik olduğunu belirtti ve bunun zaman zaman taşınabilirliğe yönelik yapılması planlanan yatırımların önünde engel teşkil edebildiğini vurguladı ve şunları söyledi: “Ayrıca işletmeler, cihazlardaki uygulamaların ve altyapı çeşitliliğinin yönetilmesi için gerekli maliyetlerin minimumda tutulmasına ihtiyaç duyuyor. Bu noktada çözüm doğru ve güvenilir altyapıları sunan, doğru ve tecrübeli şirketlerle çalışmak. Böylece kurum ve çalışan ihtiyaçları ile maliyetleri dengeleyerek, maksimum güvenliğin sağlandığı uygulamalara sahip olmak mümkün.”
VMware Türkiye Satış Müdürü Yakup Börekcioğlu desteklenmesi gereken farklı cihazların ve platformların, kişisel kullanım için indirilen uygulamaların, kurumların varlıklarına erişimi çökertebildiğini işaret ederek, güvenlikle birlikte düşünüldüğünde bunların BT departmanlarının önemli sorunları olduğunu söyledi.
Kişi ve kurumların iş süreçlerini ve iş yapış kültürünü ciddi oranda değiştirmeyi gerektiren çözümlerde kurumların hâlâ biraz çekingen davrandıklarını, güvenlik, yönetim ve maliyet gibi konular ile nasıl başa çıkacaklarını tam olarak öngöremediklerini söyleyen Qualcomm Türkiye Genel Müdürü Barış Ruacan, çoğu kurumda kullanıcının bu konuda bilgiişlem birimlerinden daha aktif olduğunu ve kişisel olarak satın alınmış cihazları iş için kullanarak bilgiişlem departmanlarını bu konuyu düşünmeye ve çeşitli çalışma şekilleri oluşturmaya zorladıklarını vurguladı.
“İş tabletlerinin sadece yüzde 20’si şirketten”
“Örneğin ABD’den bazı rakamlar vermek gerekirse; iş için kullanılan akıllı telefonların sadece yüzde 50’si, tabletlerin de sadece yüzde 20’si o kurumların BT departmanları tarafından alınmış durumda”diyen Ruacan, kurumsal taşınabilirliğin tüketici etkisine girmesi ve bir nevi kişiselleşmesinin devam edeceğini ve kurumların bu konuyla ilgili birtakım iş süreçleri ve kurallar geliştirmelerini zorunlu kılacağını öngördüğünü belirtti.
Kurumların odaklarını, “Acaba ağda hangi cihaz var” sorusundan ziyade, “veriyi nasıl korurum, ne gibi iş süreçleri ve çözümler kullanabilirim ve bunları nasıl içselleştirebilirim” sorularına kaydırmak zorunda kalacağını vurgulayan Ruacan, “İşveren açısından diğer çekince nedenleri olan; güvenlik altyapısı ve mobil veri iletişimi ücretlerinin yönetilmesi konularında da yol alındığını düşünüyorum. Büyük güvenlik yazılım ve donanımı üreticileri artan bir şekilde güvenlik altyapısı çözümlerinde mobil iş alışkanlıklarını göz önünde bulunduruyor” dedi.
“Kaygıları ortadan kaldırmaya çalışıyoruz”
İşveren açısından başta gelen kaygı unsurlarının güvenlik ve teknolojinin devamlılığı olduğunu söyleyebiliriz diyen Nokia Türkiye Genel Müdürü Çiçek Uyansoy İcan, markanın kurumsal cep telefonu serisinin şirketlerin iş yaşamındaki hızını artırmanın yanı sıra bu kaygıları en alt seviyeye indirdiğini belirtti. Telefon içerisindeki verileri güvende tutan özel bir uygulamanın aynı zamanda kullanıcıların cihazlarından üst düzeyde performansla yararlanabilmelerine olanak tanıdığını söyleyen İcan, uygulamanın hem bir virüs programı olarak çalıştığına hem de telefon kaybolduğunda, çalındığında ya da bir yerde unutulduğunda başka bir telefondan gönderilen ve önceden belirlenmiş bir kilitleme kodu içeren kısa mesaj yoluyla uzaktan kilitlemeye ve kapatmaya olanak sağladığına değindi. Bu sayede cihaz başkası tarafından bulunsa ve SIM kart değiştirilse bile telefon kullanılamıyor.
Mobil iş yaşamının zaman tasarrufu, mekân bağımsızlığı gibi getirilerinden söz ederken yaratabileceği olumsuzlukları da düşünmek ve mobil ofis tasarımlarını buna göre hazırlamak gerekiyor. Çünkü çalışanlar için özgürlük bazen hapse dönüşebiliyor ve bu da kurumun kritik pozisyonlarındaki çalışanların verimini düşürebiliyor. Bircom CEO’su Burçin Bircanoğlu, esnek çalışma saatlerinin çalışanların performansını artırmanın ve moralini yükseltmenin yanı sıra devamsızlık oranını ve stresi de düşürdüğünün yapılan birçok araştırmada görüldüğünü belirtti. Ancak Bircanoğlu’na göre işveren açısından mobilitenin getirdiği en büyük risk, uzaktan çalışanları etkileyen için ‘topluma uyum’ sorunu. Bircanoğlu, “Teknolojinin işleri günlük hayatın her anına bütünleştirebilme özelliği, çalışanların iş baskısını 24 saat yaşamalarına da sebep olabilir” dedi.