Güvenlikte yerli çözümler öne çıkmalı
Yerli ve milli güvenlik ürünlerine devlet desteği, bilfiil kamu kullanımı ile özel sektöre yayılım ön planda tutulurken, yetkin İK gelişimine de öncelik verilmeli.Bilişim 112 Yazılım ve ParSecure Güvenlik Sistemleri Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Serkan Bilen
ParSecure, bir kutu satışı veya danışmanlıktan daha fazlasını, çok farklı ve kapsamlı çözümler bütününü sunuyor. Yazılım anlamında şirket bünyesinde geliştirilen tespit sensörleri, ülkelerin IP blokları içinde konumlandırılıyor. “Türkiye dahil 52 ülkenin IP blokları içinde bu tespit sensörlerimiz mevcut” bilgisini veren Bilişim 112 Yazılım ve ParSecure Güvenlik Sistemleri Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Serkan Bilen, böylece ülkeden ülkeye tüm saldırıları tespit edebildiklerini vurguladı. Saldırganın IP adresini tespit ederek, saldırı yaptığı ülke, IP’ye ait ülke, kaç kez atak yaptığı, hangi tarihte hangi saatte başlayıp bittiği, eğer devam eden bir süreçse bunun canlı olarak bunu takibi de söz konusu. Bir update sunucusu, tüm veritabanının birikim noktası. Bunlara ek olarak, ParSecure donanım ve yazılım ürünleri de bu update sunucu ile sürekli iletişim halinde. “Yani saldırgan kapımıza geldiğinde onu bloklama çabasına girmiyor, saldırgan daha müşterilerimizi hedeflemeden önce biz onları saldırganlara karşı koruma imkanı sağlıyor, gerçek anlamda proaktif bir yaklaşım hayata geçiriyoruz” açıklamasını yapan Serkan Bilen, şu detayları paylaştı: “Saldırganların önceliği para kazanmak ve bunun için de ülkelerin IP bloklarındaki canlı sistemlere atak yaparlar. Biz ise blok içinde yapılan atakları daha saldırgan ülkeye girer girmez tespit ediyor, şüpheli gördüğümüzü hemen ayrıştırıyoruz. Kendi geliştirdiğimiz bir algoritma üzerinden ilerliyor, bu algoritmayı da yazılımımız ve donanımımızla destekliyoruz.” Müşterilerine sızma testleri, penetrasyon testleri gibi hizmetleri sundukları bilgisini veren Serkan Bilen’e göre, çözümler müşteri verilerinin kriptolanmaması, dışarı sızdırılmaması, müşteri bilgilerinin ve itibarlarının korumasını sağlama hedefiyle işliyor. Müşterilerinin bilgilerini korumaya yönelik güvenlik çözümlerine odaklandıklarını vurgulayan Serkan Bilen, ekledi: “Ayrıca küresel fidye saldırıları için de bir takım önlem ve tespitlerimiz var. Sürekli gelişen riskler söz konusu. Çünkü daha kalabalık kitleler bu amaçla ilerliyor, bütçeleri yüksek ve elde ettikleri geliri de kendilerini geliştirmek adına kullanıyorlar.” Bu saptamanın ardından Serkan Bilen, kurumsal hedefleri ve güvenlik dünyasının değişimi ile ilgili sorularımızı yanıtladı:
Dijital güvenlik sektörünün millileşmesi, kamu, özel sektör ve birey bazında ne gibi avantajları getirir?
Öncelikle tamamen kendi yönetebileceğiniz, geliştirebileceğiniz ve izleyebileceğiniz bir güvenlik ürününüz ortaya çıkacak. Güvenlik konusunda dışa bağımlı olmak bir risk ve kritik yapılarının bu yüzden birkaç saat hizmet verememesi ölümlere bile sebep olabilir. Enerji ve sağlık sektörlerinde bunun örneklerini gördük. Güvenlik konusunu tamamen millileştirir ve yerlileştirir, siber güvenlik başlığında yetkin personel istihdam eder ve onların kendilerini geliştirmesini sağlarsak, ciddi yol kat etmiş oluruz. Tüm ülkeler gibi Türkiye de ciddi risklerle karşı karşıya. Kimse yüzde 100 güvenlik taahhüdü veremez. Ama kendimizi en üst seviyede geliştirmemiz ve ilerletmemiz, bu konuda yetkin İK’yı doğru biçimde sahiplenmemiz lazım. Yerli ve milli güvenlik ürünlerine devlet desteği de olmalı. Bunların yurtiçinde kullanımının teşvik edilmesi işte bu nedenle önemli. Yerli malına karşı önyargıları kırmak adına önce kurumların yerli ve milli olarak kendisinde bunu kullanması ve destek olması gerek. Önce kamuda bu algıyı yerlileştirmemiz lazım, ki sonra özel sektör zaten tercihini yerli çözümden yana kullanacaktır. Şirketler ve ülkeler arasında siber saldırılar artarken, milli güvenlik çözümlerinin önemi daha da iyi anlaşılıyor. Bir taraftan yerli ürüne yönelik olumsuz algıyı ortadan kaldırmamız, bunun için de kamunun ciddi destek vermesi gerekiyor. Kamunun bu konuda atacağı adımlar özel sektör ve bireyler için de itici güç olur.
Hedef sektörleriniz hangileri?
Yaklaşık 3 yıldır geliştirdiğimiz bir ürün ve daha yeni yeni pazarlamasına da odaklanıyoruz. Şu an inşaat, petrol ve medya sektöründe ön plandayız.
Çözümleriniz nasıl konumlanıyor?
Küçük ölçekli işletmeler için bir yazılım ürünümüz var. Bu da tamamen bilginin ve verinin depolandığı sisteme, sunucuya ya da bilgisayara kuruluyor ve sistemi korunaklı hale getiriyor. Verinin depolandığı birden fazla yapı ve çok fazla canlı bilgisayar bulunan işetmeler için ise donanım ürünümüzü tavsiye ediyoruz. Zira network’te birden fazla sunucuyu ya da bilginin depolandığı donanımı korumamız gerekebilir.
Bu yapı, var olan BT sistemi ile nasıl entegre oluyor?
Bu içerde durması gereken bir ürün. Müşterilerimizde bir dijital güvenlik ürünü de mevcut olabiliyor, ciddi anlamda kurallar ve konfigürasyonlarla bu konuda adımlar atılabiliyor. Bu noktada ‘tamamlayıcı’ olarak ParSecure ürününün tercih edilmesi önemli. Mevcut güvenlik ve BT yapısına kesinlikle dokunmuyoruz. Ürünümüzü transparan olarak çalıştıracak ve sizin cihazınızın önüne koyacağız. Sisteminize kesinlikle bir müdahalede bulunmayacak. Ama misal sizin firewall’unuzdan kaçan bir saldırgan, bizim sistemimiz üzerinde bloklanacak. Ayrıca şirketin herhangi bir firewall cihazı yoksa, bizim cihazımız da bir firewall’un tüm yetkinliklerini ortaya koyuyor.
Kaç distribütörünüz var ve tercih kriterleriniz neler?
Yurtdışında şu anda ABD, Kanada, Hindistan, Brezilya, Fransa ve Azerbaycan’da temsilciliklerimiz var. Bunlar söz konusu ülkelerde dağıtıcı distribütör olarak belirlediğimiz işletmeler ve sektöre hakim firmalarla çalışmayı tercih ediyoruz. Bir hedefimiz de şu: Türkiye dahil 52 ülkede tespitlerimizle ilgili yaptığımız telekom bilgilendirme servisimizi küresel bazda yapmak, bu amaçla tüm telekom operatörleri ve veri merkezleri ile bu yolda işbirliğini hayata geçirmek istiyoruz. Temiz bir internet ortamı için tüm operatörler riskleri bilmeli ve abonelerini bu konuda bilgilendirmeli. Distribütörlük verdiğimiz ülkelerdeki firmaların da bu konuda yetkin, operatörlerle bağlarının güçlü olmasına önem veriyoruz. Hem marka patenimiz hem faydalı model patentimiz var. Pazarda fark yaratabilmek için bunlar kritik önemde. Hedefimiz ise Türkiye’de daha ciddi cirolara ulaşmak, küresel bazda da büyük bir pazarda yerimizi güçlendirmek.
Dr.Web yurt sathına yayılıyor
“Rusya merkezli Dr.Web antivirüs programının üç yıldır Türkiye distribütörlüğünü yürütüyoruz. Küresel bazda birçok antivirüs programı var, ama kendi geliştirdiği antivirüs programını kullanan marka sayısı birkaç tane. Dr.Web kendi antivirüs motorunu geliştiren ve kesinlikle diğer firmalarla paylaşmayan, yani kendi müşterileri için geliştirdiği bir motoru sunan bir antivirüs programı. Fidye yazılımlara karşı önlemler, veri kaybı önleme modülümüz, ciddi zararlıları, .exe veya yazılımları analiz eden yetkin bir yapımız var. Şirketin St. Petersburg’daki merkezinde mühendisler, Moskova’daki merkezinde ise satış ve pazarlama ekibi görev yapıyor. Dr.Web, Rusya’da rekabette ön sırada olan, devlet tarafından güvenlik ve gizlilik belgesine sahip bir marka. Ülkenin önde gelen kamu kurumlarında ve özel sektör şirketlerinde kullanılıyor. Uzaktan yönetilebilen bir çözüm ve mobil kullanıcılarınızı da kurumsal pakette koruma altına alabiliyorsunuz. İşletim sistemi farklılığımız yok. Yani çoklu cihaz ve çoklu işletim sistemi yapısını destekliyoruz. Sayı sınırlaması da yok, yani ‘en fazla şu kadar noktada aktive edersin’ demiyoruz. Dr.Web konusunda Türkiye’de partnerlerimiz ve 6 bölgede dağıtıcılarımız var.”