Ha Bilişimci ha Kamyoncu
Sivil toplum örgütleri oda, sendika, vakıf ve dernek adı altında faaliyet gösterir. Vakıf ve dernekler topluma yararlı bir hizmet geliştirmek için kurulmuş yasal topluluklardır ve herkese yardım etmek için kurulmuşlardır.
Stkhizmetler.com‘dan bir açıklama ise:
Sivil toplum kuruluşu, belirli bir amacı gerçekleştirmek, desteklemek veya daha ileri bir seviyeye taşımak amaçlı kuruluştur. Sosyal refahı iyileştirmeyi hedefleyen, kâr amacı gütmeyen kuruluşlardır. Devletin resmi kurumlarından bağımsız olarak çalışan, sosyal, kültürel, çevresel ve benzeri amaçları kapsamında, halkın bir araya gelerek gönüllülük esasıyla çalıştıkları, “Birlikten Güç Doğar” ilkesiyle kurulan ve hayatlarına bu ilkeyle devam eden yasal olarak devlet tarafından kaydedilen ve denetlenen topluluklardır.
Tanım olarak Avrupa’da “Nongovernmental Organizations”, Amerika’da “Non-profit Sector”, Türkiye’de ise “Sivil Toplum Kuruluşları” olarak tanımlanmaktadır.
Daha bireysel sitelere baktım, e-odev isimli sitede “Sivil Toplum kuruluşlarının ortak amaçları nedir” sorusuna şöyle cevap verilmiş:
→ Yardıma ihtiyacı olan insanlara yardım ederler.
→ Doğal afet durumlarında halka maddi ve manevi yardımda bulunurlar.
→ Maddi ihtiyaçlarını üyelerin bağışları ile sağlarlar.
→ Tüm çalışanlar birbirine bağlıdır ve işlerini severek yaparlar.
Tüm bu açıklamaları okuyup bilgilerimde yanlış olmadığını görünce konuya rahatlıkla girebilirim dedim. Bu amaçla önemli STK’mızla gerçekleştirdiğim ziyarette edindiğin bilgileri sonrasında ise diğer STK’ların durumunu aktarmaya çalışacağım.
1969 yılında dernek olarak kurulan sonrasında ise Meslek Odası’na terfi eden İstanbul Radyo Teyp-Televizyon Tamircileri Odası’nın merkezi Aksaray’da. Başkanları Mesut Tokay, Fazıl Uğur Soylu ve hatta Oda’da görevli iki çalışanın güler yüzlü ve misafirperver karşılaması ile uzun uzun sohbet ettik. Öğrendiklerim beni hayli bir şaşırttı.
Şirketleşmemiş yani esnaf sınıfındaki bütün bilgisayar, bilgisayar çevre birimleri ve yazılımları ticareti yapanları, elektronik cihaz satıcılarını, bakım ve tamircilerini, güvenlik sistemleri hizmeti verenleri, elektrik tesisatçılarını, elektronik ürün imalatı, onarımı ve ticaretini yapanları, telekomünikasyon cihazları onarımı yapanları bünyesinde bulunduran odanın halen 1500’ün altında üyesi var. Evet sadece 1500. Diğerleri nerede? Ya Kamyoncular Otobüsçüler Minibüsçüler Odasına kayıtlı ya da kayıt dışı çalışıyorlar.
Kamyoncular odasını şaka sandınız ama değil. Bir esnafa kurulum aşamasında 2 oda öneriliyor ve seç deniliyor. Biri bu güzide odamız, diğeri kamyoncular odası. Sahiden fıkra gibi.
Durum böyle olunca da üye sayısı artmıyor, üye az olunca Oda faaliyetleri zayıf gidiyor. Böyle çıkmaz bir sarmal.
Odamız faaliyetlerini güçlendirme ve kendini daha fazla tanıtma gayreti içinde. Gitmeleri gereken yol uzun ama bizlerin de desteği önemli. Şimdiden kolları sıvamışlar, ciddi plan ve program içindeler.
Oda’ların genel anlamda bizlerden aidat alması ama karşılığında bizi mutlu edecek hizmetleri vermemesi sürekli tartışılır. Aslında Oda’lar kendi için oluşturdukları komitelerin yönetimlerine kendilerine ayrılan bütçeleri uygun gördükleri şekilde harcama yetkisi veriyor. Ben bugüne kadar ne bir destek gördüm ne de göreni, demek ki onların uygun gördüğü şekildeki desteklerden haberimiz olmuyor! Bu Oda’mızın ise henüz bu aşamaya gelecek gücü yok, umarım güçlenirler ve biz de bunun takipçisi olacağız.
Dönelim konunun başına. Siz odaların da içinde olduğu STK amaçları içinde şunları okuyabildiniz mi?
- Etkinlik yapmak, kazanılan parayla dernek yapısını genişletmek sonra daha iyi etkinlik yapıp yapıyı daha da güçlendirmek, sonra daha da iyi etkinlik yapıp ….
- Yönetim ve icra kurulu toplantılarını derneğin parası ile pahalı yerlerde gerçekleştirmek
- Sektöre rakip olacak şekilde eğitimler düzenlemek
- Başkanının fotosunu her yerde çıkarmak, parlatmak ve ilişkilerini güçlendirmek
- Dergi çıkarmak, reklam almak, elde edilen gelirle daha iyi dergi çıkarmak, daha iyi dergi ile daha çok kazanmak, sonra daha iyi dergi çıkarmak…..
Ben böyle bir tanımlı amaç göremiyorum ama STK’larımızın çoğunun hedefi bu gibi (Elbette bu duruma uymayan güzide derneklerimizi konunun dışında bırakıyorum). Sürekli etkinlikler, görece ucuz eğitimler, Başkan’ların kamu ile yakın fotoğrafları, şaşalı yemekler davetler vs vs. Onun için de ülkede STK yapısı güçlenmiyor bir türlü. Halbuki ülkenin temel taşıdır STK’lar, hükümetlere yön verecek onlardır, sektörü yukarı taşıyacak onlardır.
Çoğunun yönetimleri ve üyeleri de durumdan memnun. Ne güzel etkinlik yaptık diye seviniyorlar. Kimse dönüp “ya bu derneğin bana faydası ne?” demiyor.
Yönetimleri hatalı da üyeleri değil mi? Çoğu dernekte üyeler çalışmıyor, bolca eleştiri ile yaklaştıkları konulara çözüm üretemiyor. Çalışma grupları oluşturulamıyor, oluşturulabilenlerin çalışmaları havada kalıyor.
Velhasıl ne kimse STK’lara güçlü destek veriyor ne de STK’lar gerektiği gibi çalışıyor. Umarım bu çok sevdiğim İstanbul Radyo Teyp-Televizyon Tamircileri Odası bu zinciri kırar.
Yazdım…