Hastanelerde biyokimlik dönemi
SGK’nın öncelikli olarak özel hastanelerde başlattığı sağlık harcamalarındaki usulsüzlüklerin ciddi oranlarda önüne geçilmesi amacıyla bir ay önce hayata konan Biyometrik Kimlik Doğrulama Sistemi 1 Eylül’de üniversite hastanelerinde de uygulamaya geçecek. Bu proje ile sağlık harcamalarında yüzde 5 tasarruf sağlanması bekleniyor.
Kimlik olmadan biyometrik özelliklerinizle irisinizden, yüzünüzden, parmak izinizden hatta avuç damar izinizden artık kim olduğunuzu tanıyan biyometrik sistemler hemen her alanda yerini alırken, bu alanların başında hiç şüphesiz sağlık sektörü geliyor. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun artan tedavi ve ilaç harcamalarını kontrol altına alabilmek ve bu konuda olası usulsüzlüklerin önüne geçebilmek amacıyla devreye soktuğu damar izi üzerinden kimlik doğrulama sistemi projesi 1 Aralık 2013’den bu yana hayata geçirildi.
Bu proje kapsamında çeşitli biyometrik özellikler değerlendirildikten sonra en son damar izinde karar kılındı. Bu kapsamda hasta kimlik doğrulaması artık parmak damar izi ve avuç damar izi ile gerçekleştirilebiliyor ve hastanenin tercihine bağlı olarak bu yöntemlerden biri kullanılabiliyor. SGK yetkililerinin belirttiğine göre, 1 Aralık 2013’ten bu yana 2. Basamak özel sağlık tesislerinde zorunlu kılınan uygulama, 1 Eylül 2014’ten itibaren üniversite hastanelerinde de uygulanmaya başlayacak ancak devlet hastaneleri için tarih henüz belli değil. Tabii istisnalar da söz konusu. 0-12 yaş arası çocuklar ve 65 yaş üstü kişiler; her iki üst ekstremitesi olmayan kişilere (elleri olmayan); her iki el avuç içi veya her iki el orta, işaret, yüzük, baş, küçük parmak damar izi bütünlüğü bozulmuş olanlara; acil hastalara (yeşil alan muayenesi hariç), serepral palsi, üst ekstremite felci ve benzeri tıbbi nedenlerden dolayı biyometrik verisi alınamayan kişiler genel sağlık sigortalıları, nüfus cüzdanı, sürücü belgesi, pasaport ya da evlilik cüzdanlarıyla sağlık hizmeti sunucularına müracaat etmeleri halinde sağlık hizmeti alabilecekler.
Hedef sağlık harcamalarında yüzde 5 tasarruf
Biyometrik yöntemlerle kimlik doğrulanması sayesinde, sağlık hizmetinin sunulması sırasında vatandaşın gerçekten hastanede olup olmadığı doğrulanabiliyor. Sağlık harcamalarındaki usulsüzlüklerin ciddi oranlarda önüne geçilmesi hedefleniyor. Yıllık sağlık harcamalarında en az yüzde 5’lik bir tasarruf öngörülüyor. 2 Ocak 2014 tarihi itibariyle başarılı kaydedilen kişi sayısı 5 milyon 548 bin 407, doğrulama yapılan toplam kişi sayısı ise 12 milyon 727 bin 873
Güvenlik önlemleri en üst düzeyde
Peki kişilerin biyokimlik ve sağlıkla ilgili verilerinin güvenliği nasıl sağlanıyor? SGK yetkililerinin paylaştığı bilgilere göre, 1 Aralık 2013 tarihinde 2.basamak özel sağlık tesislerinde başlamış olan Biyometrik Yöntemlerle Kimlik Doğrulama projesi kapsamında alınan veriler, SGK’nın veri merkezinde bağımsız ve güvenli bir altyapıda şifreli bir şekilde tutuluyor. Hizmet Sunumu Genel Müdürlüğü Mamak Bilgi Sistemleri ve Güvenliği Daire Başkanlığı’nca ileri düzey güvenlik tedbirleri alınarak korunan bu veriler hiçbir şekilde kamuoyunda ticari bir amaçla kullanılmıyor. Sosyal Güvenlik Kurumu Biyometrik Kimlik Doğrulama Sistemi için geliştirilen ve dünya standartlarında çift katmanlı güvenlik teknolojisini barındıran yapı, vatandaşların kimlik bilgilerinin harici bir kaynak tarafından ele geçirilme riskini düşük seviyeye indiriyor. Biyometrik Kimlik Doğrulama Sistemi bileşenlerinden istemci ünitesinden merkezi sunucu ünitelerine kadar çoklu güvenlik mekanizmaları ile koruma sağlanıyor. Sistem kapsamında vatandaşların biyometrik bilgileri Sosyal Güvenlik Kurumu merkezinde bulunan sunucularda kriptolu olarak saklanıyor. Veriler AES256 ile şifrelenip veri merkez sunucularına taşınırken 128 bit SSL ile şifreleniyor. Ayrıca, gerek biyometrik okuyucuların olduğu terminaller, gerekse sunucular arasında günümüzde birçok gelişmiş ülkede kullanılan ve karşılıklı kimlik doğrulama olarak ifade edebileceğimiz “Mutual Authentication” mekanizması kullanılıyor.