Hedef; teknoloji ve sürdürülebilirlik ile “daha iyi bir dünya”
Turkcell Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Aksu, Turkcell’in sürdürülebilirlik, toplumsal katkı ve dijitalleşme alanlarındaki yaklaşımıyla ilgili öne çıkan çalışmalarını değerlendirerek bu başlıklarla ilgili açıklamalarda bulundu. “Ürettiğimiz teknolojileri doğaya, çevreye ve topluma karşı sorumluluk duygusuyla tasarlıyor, tüm iş süreçlerimizi insan ve çevre odaklı kurumsal yaklaşımla geliştiriyoruz. İklim değişikliği karşısında, teknolojinin gücünü kullanarak işimizi daha çevreci, daha verimli ve sürdürülebilir bir modele dönüştürmeyi hedefliyoruz. Bu doğrultuda; 2030 yılına kadar elektrik tüketimini %100 yenilenebilir kaynaklardan karşılama ve 2050 yılına kadar net sıfır karbon olma hedeflerine sahibiz.” diyen Bülent Aksu, sürdürülebilirlik kapsamında yürüttükleri tüm çalışmaları Entegre Faaliyet Raporu’nda şeffaf bir şekilde tüm paydaşlarıyla ve kamuoyuyla paylaştıklarını hatırlattı. Bülent Aksu, şöyle devam etti:
“2021 yılındaki elektrik tüketimimizin tamamını, %100 yenilenebilir enerji kaynaklarından tedarik ederek karşıladığımızı mutlulukla belirtmek isterim. Sahip olduğumuz toplam 3 güneş enerjisi projesi ile 2020 yılında yenilenebilir kaynaklardan 1,6 milyon kWh elektrik üretmiştik. 2021 yılında İzmir Karadağ Rüzgar Enerjisi Santrali’ni (RES) satın aldık. Turkcell olarak toplam kurulu gücü 18 MW olan ve yılda yaklaşık 67,5 GWh’lik bir üretim gerçekleştirme kapasitesine sahip bu RES ile 2.500 baz istasyonunun elektrik ihtiyacını karşılayabiliyoruz. İzmir Karadağ Rüzgar Enerjisi Santralimizin kapasitesini önümüzdeki dönemde daha da artırma yönünde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Turkcell’in sergilediği istikrarlı performans, “sürdürülebilir finansman” konusundaki çalışmalara da olumlu katkı sunuyor. Sürdürülebilirlik alanındaki bu taahhütlerimizi finansman kaynaklarımızı çeşitlendirme hedefimizle birleştirdik ve BNP Paribas ile daha önce imzaladığımız ‘Sürdürülebilirlik Endeksli Kredi’ anlaşmamızda tutarı arttırıp vadeyi uzatarak güncelledik. Bu kredi sayesinde bir taraftan karbon ayak izi azaltılarak çevreye karşı olan sorumluluğumuzu yerine getirirken bir taraftan da finansman maliyetlerimizi düşürebileceğiz. Bu tarz kaynakların artarak kullanılması için öncülük yapmaya devam edeceğiz. Kurulduğumuz günden bu yana teknolojinin fırsat eşitleyici gücünü toplumsal faydaya çevirmeyi önemsiyoruz. Toplumun bilgiye, eğitime ve sosyal hayata erişimde eşit olanaklara kavuşmasını hedefleyen projeleri hayata geçirmeyi misyonumuz olarak görüyoruz. Bu çerçevede teknoloji ve tasarımı, insan odaklı kullanarak toplumsal fayda sağlamayı önemsiyoruz. Robotel Türkiye Derneği, el ve parmak protezi ihtiyacı duyan bireylere, özellikle çocuklara kişiye özel ölçü ve niteliklerde 3 boyutlu yazıcılarla üretilmiş, ekonomik ve kullanılabilir mekanik ellerin ücretsiz paylaşıldığı bir platformdu. Biz de Turkcell olarak, Robotel Derneği ile iş birliği yaparak, parmak ve el deformasyonu nedeniyle proteze ulaşamayan veya kullanamayanlara destek vermek istedik. Verdiğimiz bağış desteği ile de bekleyen 120 el için çalışmalara başladık. Ayrıca bu Dernek ile birlikte Zeka Gücü öğrencilerimize eğitim vermeye de başladık. Öğrencilerimizin de katkılarıyla 1 sene içerisinde tüm robot eller hazırlanıp ihtiyaç sahiplerine ulaşmış olacak. Milli Eğitim Bakanlığı iş birliğiyle gerçekleştirdiğimiz Zeka Gücü Projesi, Endüstri 4.0’ın şekillendireceği geleceğin dünyasına hazırlık anlamında değerli çalışmalarımızdan biri olma özelliği taşıyor. Ülkemize fayda sağlamak amacıyla Türkiye’nin en kuzeyinden en güneyine, en doğusundan en batısına 42 şehirde hayata geçirdiğimiz 70 Zeka Gücü sınıfı ile öğrencilerimize ve öğretmenlerimize hizmet etmenin gururunu yaşıyoruz. Zeka Gücü Teknoloji Laboratuvarlarında öğrencilerimiz yapay zeka, kodlama, uzay bilimleri, robotik, akıllı ev ve bulut teknolojilerine yönelik eğitimler alarak yeni projeler geliştiriyorlar. Şimdiye kadar ulusal ve uluslararası 400’den fazla ödül kazanan öğrencilerimiz, projenin etkisi ve çıktıları açısından bize önemli bir gösterge sunuyor. Ülkemizde yeni nesil çalışma, öğrenme ve gelişim modelleri geliştirmeyi ve teknoloji alanında daha fazla katma değer üretmeyi hedefliyoruz. Bu sayede ülkemizdeki teknoloji odaklı yetkin iş gücünü destekleyebilir ve Türkiye’nin teknoloji ekosistemini el birliğiyle verimli bir biçimde büyütebiliriz. Atmosware, nitelikli yazılımcı yetiştirmek ve kaliteli kod üretmek için kuruldu. Öncelikle Turkcell grup şirketlerimizin yazılım ihtiyacını kapsayacak şekilde yol haritamızı hazırladık. Ardından firmaların yazılımcı ihtiyacından ziyade, direkt yazılım ihtiyacını karşılayacak şekilde işlerine talip olmayı hedefliyoruz. Yeni yazılım şirketimizle yükselerek artan yazılımcı ihtiyacı için ekosisteme fayda sağlayacağız. İstihdamdaki yazılımcı oranımızı, gelişmiş ülkelerdeki orana yaklaştırmamız gerekiyor. Bu doğrultuda Kasım ayında Milli Eğitim Bakanlığı ile imzaladığımız protokolle de bir adım attık. ‘Geleceği Yazanlar – Gençlere Yatırım, Geleceğe Yazılım’ Programı’yla yeni bir eğitim ve istihdam seferberliği başlattık. Türkiye’de ilk kez hayata geçirilen mesleki eğitim programıyla, üniversite son sınıf öğrencileri ve mezunlara yazılım teknolojileri alanında eğitim, sertifikasyon ve istihdam imkânı sağlanacak. 6 ay sürecek program boyunca bire bir mentorluk desteği de sağlanacak. Katılımcılardan programı başarı ile tamamlayanlara ise vereceğimiz sertifika ile yazılımcı olarak Turkcell grup şirketlerinde iş bulma imkanı tanıyacağız. Ayrıca katılımcılar; Turkcell’in kurumsal birikimini yansıtan ve Turkcell Akademi’nin hazırladığı yüksek düzeyde bir eğitimin ardından, mesleki yeterlilik sertifikalarıyla farklı şirketlerde de istihdam konusunda bir adım önde olacaklar.”