Hem bütçeye dost, hem çevreye dost
Dünyadaki enerji ihtiyacının sürekli artması, doğal enerji kaynaklarının ihtiyacı karşılayamaması ve enerji üretim süreçlerinin doğa üzerindeki olumsuz etkileri, bir süredir çevreci yaklaşımlara olan ilgiyi artırdı. Hele buna bir de artan enerji fiyatları ve ekonomik kriz eklenince, enerji tasarrufu şirketlerin iyiden iyiye takibine giren bir alan haline geldi. Doğal olarak bilişim sistemleri de bu konuda önemli bir yere sahip. Avaya Türkiye Sistem Mühendisliği Müdürü Kağan Özerhan, bu konuda şunları söylüyor: “Ekonomide temel hedef daha az kaynak kullanarak, daha fazla gelir elde etmektir. Artan rekabet koşullarında harcanan her kuruş önemlidir. Özellikle ekonomik kriz dönemlerinde, kurumlar gelirlerinin artmayacağı öngörüsüyle tasarruf yapmaya daha fazla önem verirler. Enerji tasarrufunun görünen sonucu kaynak kullanımının azalması, harcamaların düşmesidir. Bu da verimliliği artırır, kurumun rekabet gücünü yükseltir. Tasarruf önlemlerinin çevre korumaya katkısı da yadsınamaz. Çevre korumaya yapılan katkının kamuoyuyla paylaşılması kurum imajını yükseltir, dolaylı olarak rekabet gücünü artırır.”
Günümüzde çevre kirliliğinin etkileri gözle görülür bir hal alarak daha da önemli hale geldiğini söyleyen Bimsa Çözüm Yöneticisi Hüseyin Ulutürk de görüşlerini şöyle paylaşıyor: “Bu konuda bireylere ve kurumlara büyük sorumluluklar düşüyor. Artık hemen her kurumun enerji tasarrufu yapmaya ve bu sayede enerji tüketimini azaltmaya çalıştığını görüyoruz. Birçok teknoloji lideri ana üretici şirket, ürünlerini daha az enerjiye ihtiyaç duyacak, düşük voltaj ve düşük akımla çalışacak şekilde tasarlıyor. Düşük enerji seviyesiyle çalışan cihazlar daha az ısı yayıyor ve soğutma maliyetlerinin de düşmesi sağlanıyor.”
EMC Türkiye, Mısır, Libya Teknoloji Çözümleri Müdürü Erkut Göktan, bilişimde enerji tasarrufu konusunun gündeme alınması için geç bile kalındığı görüşünde. BT teknolojilerinin ivme kazandığı son 10 yıl içerisinde kaybedilen zamanın bir şekilde geri kazanımı için diğer endüstriyel alanlara kıyasla BT endüstrisinin daha hızlı ve efektif bir şekilde önlem alması gerektiğini söyleyen Göktan’ın görüşleri şöyle: “Aslında BT veri üreten bir endüstri olduğu için dolaylı olarak üretilen verinin sadece depolanması değil, hayata geçirilme aşamalarıyla ilgili diğer bütün teknolojik alanlar üzerinde de etkisi var. Teknolojinin etkin olarak kullanımı ve çevre bilinçli üretimin, üretilen verinin doğrudan etkilediği diğer endüstriyel alanları da çevre konusunda daha efektif yaklaşımlara yönlendireceğini düşünmekteyiz. Kullanılan ürünlerin daha az enerjiye ihtiyaç duymaları doğrudan daha uzun süreli kullanım ve daha etkin enerji kullanımı ile tasarruf olarak geri dönüyor. Çevre bilincinin yanında, düşük enerji ihtiyacı duyan ürünler daha taşınabilir ve sabit enerjiden bağımsız uzun süre mobil teknolojiler olarak son kullanıcıların karşısına çıkıyor.”
Enerjiden tasarruf bir zorunluluk
Gelişim bu hızda devam ederse, mevcut veri merkezlerinin büyük bir kesiminin gelecekte enerji tüketimi ve ısıdan kaynaklanan sorunlar karşısında çaresiz kalacağı tahmin ediliyor. Fujitsu Türkiye Genel Müdürü Halit Zaim, “Bilişim endüstrisindeki gelişmeleri takip eden araştırma kuruluşlarından Gartner, yaptığı çalışmalarda yıllık küresel karbondioksit salımının yaklaşık yüzde 0,75’inin PC ve sunucuların enerji tüketiminden kaynaklandığını gösteriyor. Küresel havacılık endüstrisinin bile karbondioksit salımına katkısı yılda yüzde 2 düzeyinde. Bu karşılaştırma bilişim endüstrisinin neden bu alana odaklanmak zorunda olduğunun bir göstergesi” diyor. Günümüzde tüketicilerin endüstri standardında bir sunucuya ödedikleri fiyatın en az yüzde 15’ini yıllık elektrik faturası olduğunu söyleyen Zaim, buna güzel bir de örnek veriyor. Zaim’in söylediğine göre 10 bin 240 işlemcisiyle Barselona’da hizmet veren Avrupa’nın en büyük süper bilgisayarı Marenostrum, maliyetinin üçte biri kadar bütçeyi sadece tükettiği elektrik için harcıyor.
Bilişimde enerji tasarrufu konusunun giderek ilgi odağına oturduğunu belirten KoçSistem Veri Merkezi Çözüm ve Hizmetleri Direktörü Gökalp Bahçeli, “Tüm BT donanımları, özellikle de işlemci gücünün toplu olarak konumlandığı veri merkezleri artık toplam enerji tüketimimizin önemli bir kısmını gerçekleştiriyor. Şirketler açısından baktığımızda veri merkezlerinin, iletişim ağ ekipmanlarının ve uç noktalarda kişisel bilgisayarların tükettiği enerjinin yarattığı maliyet gelir tablolarını etkilemeye başladı. Enerji fiyatlarının değişkenliği de bu giderin öngörülemez olmasına neden olup riski artırıyor” diyor. Bahçeli ayrıca şunları belirtiyor: “İşin mali boyutunun yanı sıra, bir de çevresel boyutu var. Sürdürülebilirlik önem kazandı. Karbon salımını ve çevresel etkiyi azaltmak, kaynakların verimli kullanımını sağlamak bütün şirketlerin dikkat etmek zorunda olduğu bir unsur. Enerji tasarrufunu hem finansal, hem çevresel bir kazanç olarak görmek gerekli. Ayrıca tasarrufa giden yolda birçok verimsizlikle de mücadele ediliyor. Süreçte ve altyapıda daha fazla mükemmellik sağlanıyor.”
Artan dünya nüfusu ve gelişen sanayilerle birlikte ortaya çıkan faaliyetler enerji tüketiminin artmasına neden oluyor. Buna bağlı olarak, her geçen gün daha fazla miktarda sera gazı atmosfere karışıyor ve doğada bıraktığımız karbon ayak izi giderek büyüyor. Microsoft Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Çağan, bu nedenle, günümüzde uluslararası çevre örgütleri ve hükümetler kadar şirketler de çevre sorumluluğu konusunda aktif bir tutum izlediğini belirtiyor. Küresel ısınmanın en önemli nedenlerinden biri olan sera gazlarının azaltılması için yapılan yasal düzenlemelerin yanı sıra, bu gazların ortaya çıkmasına neden olan ekonomik faaliyetlerin de kontrol altına alınması gerektiğini belirten Çağan, “Sonuç olarak çevre duyarlılığı olan sayısız kurum, bugün üretim süreçlerinde daha az enerji tüketmeye çalışıyor. Ürün ve hizmetlerini doğaya daha saygılı bir anlayış içinde üretmeye gayret ediyor. Yüzlerce hatta binlerce sunucunun yönetilmek zorunda olduğu veri merkezleri, enerjiye büyük bir açlık duyuyor. Hem sunucu ve diğer sistemlerin çalıştırılması, hem de ortamın belli bir ısı dengesinde tutulabilmesi için yüksek miktarda elektrik enerjisine ihtiyaç var. Burada yönetim çözümlerinin tartışılmaz bir önemi var” diyor.
Çevreye saygının bir gereği
Netsis Genel Müdürü Murat Ihlamur, bilinçsiz ve müsrif enerji tüketiminin yol açtığı çevre kirliliğinin doğanın da dengesini ve geleceğini tehdit eder boyutlara ulaştığı görüşünde. Tüm bu tehditler karşısında bireyler ve şirketlerin duyarlılık göstermesinin kaçınılmaz olduğunu söyleyen Ihlamur, “Tükenmekte olan hayvan türlerinden tutun da, petrolün ne kadar süre daha dünyamıza yetebileceğine kadar uzanan veriler, bireyleri ve şirketleri enerji tasarrufuna yöneltti. Enerji tasarrufu, hem ulusal servetin yerinde kullanımı, hem de sürdürülebilir bir yaşam için olmazsa olmazdır” diyor.
Oytek Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Ziyal’ın bu konudaki görüşleri de şöyle: “Dünya enerji tasarrufunu ve bunun getireceklerini tartışıyor. Öte yandan da çevre ve onu koruyan sürdürülebilir enerji politikalarının nasıl planlanıp uygulanabileceği sorusuna cevap aranıyor. Bilişim de enerji sektörüyle hem yakından ilgili, hem de onu en çok kullanan sektörlerin başında geliyor. Bunun yanında enerji tasarrufu yapabilmek için bilişim teknolojilerinden büyük ölçüde faydalanmak gerekiyor. Son günlerde Çevreci BT olarak adlandırılan yaklaşımla diğer sektörler de dahil olmak üzere, bilgi ve iletişim teknolojileri endüstrisi içerisinde enerji ve malzeme kullanımının kısıtlanmasına yardımcı olan yenilikçi ürün ve uygulamalardan faydalanılması öngörülüyor.”
2009’un özellikle küresel mali kriz nedeniyle maliyetlerin düşürülmesinin birinci öncelik olduğu bir yıl olduğunu söyleyen Siemens Portföy ve Teknoloji Kısım Müdürü Orçun Özalp, bilişim söz konusu olduğunda maliyetler içinde enerji masrafları önemli bir yer tuttuğuna değiniyor. Özalp, artık bilgi teknolojilerinin doküman yönetimi, iş zekâsı gibi uygulamalarla iş süreçlerinin etkinliğini artırmasını ve işe daha fazla katkı sağlamasını beklediğini ifade ediyor. Özalp, “Enerji tasarrufunun ilk aşamada görünen faydası fatura tutarlarındaki azalma. Görünmeyen, daha doğrusu uzun vadeli faydaları ise küresel ısınmanın azalması, düşük enerji tüketimi nedeniyle çevreye daha az karbon salınması, buna bağlı olarak da çevresel olumsuz etkilerin azaltılması olarak ortaya çıkıyor. Türkiye’nin 2009’daki toplam karbondioksit emisyonu 239,7 milyon ton. IDC’ye göre enerji üretim ve dağıtımı, ulaşım ve akıllı teknolojiler kullanarak bu miktardan 40 milyon tonluk bir tasarruf yapılması mümkün” diyor.
Günümüzde doğal kaynakların hızla tükenmesi ve küresel ısınmanın ciddi boyutlara ulaşması, kurumları çevreci BT teknolojilerine yatırım yaparak daha az enerji tüketen ve doğada hızla geri dönüşebilen çevreye duyarlı ürünleri tasarlamaya ve üretmeye yöneltiyor. ZyXEL Türkiye Genel Müdürü Vefa Tarhan, “Biz de ‘Yeşil Yönetim’ adını verdiğimiz strateji çerçevesinde kurumsal vizyonumuzu ve tüm operasyonlarımızı çevreyi koruma felsefesiyle şekillendiriyoruz. “Yeşil Yönetim” stratejisi doğrultusunda hammadde tedariği, üretim, montaj, nakliyat, kullanım ve ürün ömrünün sonlanması adımlarını içeren tüm süreçleri ‘Beşikten Mezara’ adı verilen özel bir basamak sistemi çerçevesinde sürdürüyoruz” diyor. Tamamen kendi geliştirdikleri bu sistemle pazara sunulan tüm ürünlerin tasarımından üretimine, tüketiciler tarafından kullanımından geri dönüşüm aşamasına kadar bütün süreçlerde çevreci bir anlayışla hareket ettiklerini belirten Tarhan, “Bu çabamız uluslararası arenada da takdir ediliyor. Ölü bir gezegende yaşayamayacağımız gerçeğinden yola çıkarak, bu yönde atılan adımların, önce doğaya sonra da dünya ve ülkelerin geleceğine katkısı olacağını unutmamak gerekir” sözleriyle görüşlerini özetliyor.
Günümüzde enerji tüketimi ve küresel ısınma birlikte değerlendiriliyor. Bu konuda düşünceler ve yapılan yorumlar hep aynı ana noktada yoğunlaşıyor: Dünya üzerinde kullandığımız enerji kaynakları sınırlı, ve büyük ölçüde fosil temelli ürünlere dayandığından çevre üzerinde büyük çaplı olumsuz etkileri var. Telnet Telekom Grup Müdürü Arslan Coşkun, bütün bunları dikkate aldığımızda her alanda olduğu gibi bilişim sektöründe de son yıllarda enerji tasarrufunun önemli bir konu olarak ele alınması gerektiği görüşünde. Bu nedenle birçok üretici şirket, ürettiği sistemleri düşük enerji tüketecek şekilde yeniden tasarlıyor ve yeni üretilen sistemlerde bu kriterleri dikkate alıyor. Coşkun, “Bu nedenle çevreci BT bu nedenle sıkça duyduğumuz bir kavram haline geldi” diyor.
Dünyada artan veri hacmi nedeniyle veri merkezlerinin sürekli büyüdüğünü söyleyen NetApp Sistem Mühendisi Burak Koç, artan enerji gereksinimi kurumları ve çevreyi doğrudan etkilediğine değiniyor. Bütün dünyada etkisini gösteren çevreci BT kavramı eldeki kaynakları daha etkin kullanma yöntemlerini beraberinde getirdiğini söyleyen Koç, “Bu noktada sanallaştırma, veri merkezlerine hızla yayılmaya başladı. Sanallaştırmanın faydalarının veri merkezlerine tam olarak yansıyabilmesi için, sunucularda olduğu gibi veri depolama sistemlerinin de sanallaştırılması gerekiyor. Sanallaştırılmış veri depolama sistemleri daha az kapasiteyi daha verimli kullandırarak kurumlara enerji maliyetlerinde büyük katkılar sağlayabiliyor” sözleriyle depolama sistemlerinin sanallaştırılmasının getireceği kazanca dikkat çekiyor.
Alternatif enerji kaynakları bulunmadığı taktirde dünyamızın ileride enerji darboğazına gireceğinin bilinen bir gerçek olduğunu ifade eden TNB AŞ Ürün Grup Müdürü ve Eğitim Müdürü Korhan Oray, günlük hayatımızda kullandığımız her türlü cihaz ve aracın enerjiye ihtiyaç duymasının bu konuda ciddi önlemler alınması gerekliliğini ortaya koyduğunu söylüyor. Oray, bu konuda ortaya koydukları çabayı şöyle özetliyor: “Biz ürettiğimiz modellerle her kullanıcının daha az elektrik enerjisi tüketmesini ve küresel enerji tasarrufuna katkıda bulunmasını sağlayarak üzerimize düşen sorumluluğu yerine getiriyoruz. ECO modu (Enerji Tasarrufu Yardımcı Programı) tüm modellerde standart olarak yer alırken, düşük güç tüketen LED arka plan aydınlatmalı ekranların ve SSD disklerin kullanımıyla toplam enerji sarfiyatını daha da aşağı çekmeyi başardık. Televizyonlarımız da ECO paneller ve enerjiyi tamamıyla kesen kapatma anahtarlarıyla donatıldı. Enerji tasarrufunun görünen ilk faydası, enerji tüketiminden kaynaklanan giderlerin azalması olarak göze çarpıyor olabilir. Ancak ileriye yönelik olarak doğal kaynakların daha az tüketilmesi, enerji üretimi ve tüketimi sırasında salınan gazlar ve tehlikeli maddelerin daha az oranda olması dünyamızın ömrünü etkileyecek faktörler olarak dikkate alınmalıdır.”
“Biz, dünya lideri bir şirket duvarların içindekine olduğu kadar dışındakine karşı da sorumludur anlayışıyla hareket ediyoruz” diyen Samsung Tüketici Elektroniği Satış ve Pazarlama Müdürü Kerim Kılıçcı, sahip oldukları bu vizyonu şöyle detaylandırıyor: “Geçtiğimiz yıl, bizi 2013 yılına kadar lider çevre dostu şirket konumuna getirecek bir dizi kapsamlı hedefleri içeren yeni çevre yönetimi girişimi olan Eko-Yönetim 2013’ü açıkladık. “Önce Gezegen” sloganıyla devam ettirdiğimiz bu girişimde dünyanın karşı karşıya olduğu çevreyle ilgili sorunları çözmede bir yol çizmeyi amaçlıyoruz. Bu girişimle 2013 yılına kadar Ar-Ge ve eko-yönetim girişimleriyle bağlantılı tesislere 5,4 trilyon Kore Wonu tutarında yatırım yaparken, enerjiden tasarruf ettiren teknolojiler için de 2,3 trilyon Kore Wonu yatırım yapacağız.”
Dell Türkiye Ülke Temsilcisi Murat Mediceler, enerji tasarrufu sağlamanın görünen faydalarının yanında, görünmeyen faydaları da yadsınamayacak kadar fazla olduğunu söylüyor.
Özellikle küresel ısınmanın etkilerinin bilişimde de enerji tasarrufu konusunu gündeme getirdiğini söyleyen Mediceler, bunun faydalarını şu sözlerle özetliyor: “Her yaptığınız tasarruf diğer kalemleri de etkileyecektir. Örneğin veri merkezini basitleştirmek ve veri merkezinde ya da sunucu merkezinde tasarruf etmek için yöntemler arıyorsanız, en önemli stratejilerden biri sunucu sanallaştırmasıdır. Bunu yapınca ilk etapta daha az sunucuya enerji sağlandığı için enerji maliyetlerinde önemli oranda bir düşüş görürsünüz. Ayrıca, soğutma maliyetleri de daha az sunucu soğutulduğu için bir o kadar azalır. Veri merkezlerinin önündeki en büyük sıkıntı, güç ve soğutma kapasitesi sınırlamaları ve artan enerji maliyetleri. Biz böyle bir dönemde iki çözüm yolu öneriyoruz, sunucu konsolidasyonu ve sanallaştırma.”