Her 4 şirketten biri işe alım sürecinde yapay zekayı tercih ediyor
Yeni nesil İK teknolojileri, işe alım süreçlerini kolaylaştırılıp etkili bir performans yönetimi sağlarken, çalışanların yeteneklerini geliştirmelerini destekliyor. İK teknolojilerindeki gelişmelerin yetenek değişikliklerini beraberinde getirirken, şirketlerin verimliliğini de artırdığını kaydeden Youthall Kurucu Ortağı ve CEO’su Emre Aykan, “Dijitalleşme ve otomasyonun hızla evrim geçirdiği günümüzde, yeni nesil İK teknolojileri şirketlerin stratejik yönetiminde söz sahibi olmaya başladı. Global araştırmalara göre, otomasyon ve yapay zeka uygulamalarını kullanan şirketlerin %85’i verimliliğini artırırken, her 4 şirketten biri işe alım faaliyetlerini bu uygulamalarla destekliyor. İK personelleri gelecekteki teknolojik değişimlere adapte olabilmek için analitik, dijital iletişim ve stratejik düşünce gibi becerilerini güçlendirmeli” dedi.
Veri analitiği ve yapay zeka gibi teknolojiler ile otomasyon uygulamaları, iş dünyasının geleceğine yön veriyor. İK dünyasının bu yeni enstrümanları işe alım süreçlerini hızlandırırken, hedef odaklı hale dönüştürüyor. Yeni nesil teknolojilerin, özellikle şirketlerin insan kaynakları departmanındaki konumunu giderek artırdığını kanıtlanan global araştırmalara göre, otomasyon ve yapay zeka uygulamalarını kullanan 3 insan kaynakları uzmanından 2’si, yapay zekanın açık pozisyonları doldurma süresini %53 artırdığını ve bu süreçleri %16 iyileştirdiğini belirtiyor.
İK teknolojilerinin veri bilimi ve analizi, yapay zeka gibi araçları kullanarak şirketlerin ihtiyaç duydukları yetenek profilini belirleyip, gelecekteki iş gücü taleplerini tahmin etmelerine rehberlik ettiğini vurgulayan Youthall Kurucu Ortağı ve CEO’su Emre Aykan,“Bu sayede, şirketler stratejik açıdan doğru insan kaynakları planlaması yaparak rekabet avantajı elde edebiliyor. Yetenek yönetimi süreçlerini optimize ederek, liderlik potansiyeline sahip çalışanları kolaylıkla tespit edebiliyor, çalışanlarına yönelik yatırımlarını şekillendirebiliyor. İK teknolojileri sayesinde şirketler, performans analizi ve geri bildirim verilerini kullanarak güçlü ve zayıf yönlerini belirleyip, nokta atışı stratejik kararlar alabiliyor. Bu da şirketin uzun vadeli hedeflerine ulaşma sürecinde etkili bir yönlendirme sağlıyor” ifadelerinde bulundu.
“Şirketler sürdürülebilir bir rekabet avantajı yakalayabiliyor”
Yeni nesil İK teknolojileri; işe alım süreçlerini iyileştirme, işveren markası imajını güçlendirme, çalışan bağlılığını artırma ve risk yönetimini geliştirme konularında şirketlere bir katkı sağlıyor. İK teknolojileri sayesinde şirketlerin dijital dönüşümün getirdiği fırsatları en iyi şekilde değerlendirerek, sürdürülebilir bir rekabet avantajı yakalayabildiklerine dikkat çeken Aykan,bu teknolojilerin çalışan deneyimini geliştirmeye yönelik sunduğu faydaları şu sözlerle özetledi:
“Yeni yetenek çekme ve elde tutma konularında kritik bir rol oynuyor”
İK teknolojileri, çalışan deneyimini ve dolayısıyla şirketlerin başarısını artırıyor. Dijital iletişim ve iş birliği araçları aracılığıyla şirket içi iletişimi güçlendirirken, proje yönetimi ve iş süreçlerini daha etkili bir şekilde yönetmeyi mümkün kılıyor. Performans ve geri bildirim yönetimi ile çalışanlar, belirledikleri hedeflere ulaşma noktasında kendilerini geliştirirken, yüksek bir motivasyon elde ederek şirketin sürdürülebilir başarılarına katkıda bulunabiliyor. İK teknolojileri, eğitim ve gelişim olanakları sunarak çalışanların yeteneklerini artırmalarına ve kariyerlerini geliştirmelerini desteklerken, hızlı ve şeffaf yaklaşımıyla yeni çalışanların şirkete adapte olmalarını kolaylaştırıyor. Çalışanların genel refahlarını artırarak sağlıklı bir çalışma ortamı oluşturan İK teknolojileri, yeni yetenekler çekme ve elde tutma konularında kritik bir rol oynuyor.”
Veri analitiği ve yapay zeka, İK operasyonlarını kökünden değiştirdi
Veri analitiği ve yapay zeka gibi teknolojilerin İK operasyonlarını kökünden değiştirdiğine işaret eden Emre Aykan, konuya şu sözlerle açıklık getirdi: “Bu teknolojiler çalışan performansını izleme, eğitim ihtiyaçlarını belirleme, liderlik potansiyeli değerlendirme gibi süreçlerde önemli bir rol oynuyor. Yapay zeka, çalışan verilerini analiz ederek kişiselleştirilmiş eğitim programları öneriyor ve performans değerlendirmelerine objektif bir yaklaşım getiriyor. Bu da hem işe alım süreçlerinde hem de mevcut çalışanların gelişiminde daha verimli ve etkili bir İK yönetimi sağlıyor. Veri analitiği ve yapay zeka, İK operasyonlarında daha öngörülebilir, veri odaklı ve stratejik bir yaklaşımın benimsenmesine olanak tanıyarak şirketlerin sektöründeki rekabet avantajını da artırıyor.”
“İK yönetimi, organizasyon içinde daha etkin bir rol oynayacak”
Dijital iletişim ve süreç yönetimi becerilerinin gelecekte daha da önem kazanacağını söyleyen Emre Aykan, “Dijitalleşme, İK operasyonlarını daha hızlı ve verimli hale getirirken, bu süreçleri etkili bir şekilde yönetebilen ve çalışanlara adapte edebilen profesyonellerin önemi artacak. İK yöneticileri, dijital araçları etkin bir şekilde kullanarak iletişimi kolaylaştırmalı, iş süreçlerini optimize etmeli ve çalışanlara dijitalleşme süreçlerini anlatabilmeli. Böylece İK yönetimi, organizasyon içinde daha etkin bir rol oynayarak, şirketlerin gelecekteki stratejik hedeflerine ulaşmasına daha fazla katkı sağlayabilir” diye sözlerine ekledi.