Her coğrafyanın mobilitesi farklı
Cep telefonu sayısı, küresel nüfus artışından daha hızlı bir gelişim sergiliyor. Her ülkede gerek altyapı özellikleri gerekse ekonomik gelişmişlik de bu gelişimde öne çıkanları ve potansiyel sunanları belirliyor.
Mobil, dünyanın gördüğü en hızlı büyüyen teknoloji desek yalan olmaz. Bu teknoloji, en büyük sosyal ve ekonomik dönüşümün de temeli. Dünya nüfusunun yarısından fazlası en azından bir cep telefonuna sahip, akıllı telefon satışları hızlı bir artış var. Mobil odaklı beklentiler de bir o kadar inanılmaz: Mobil abonelik, dünya nüfusundan dört kat daha hızlı büyüyor ve 2018 yılında bu rakamın 4 milyar sınırını aşması bekleniyor. Bu gelişim, farklı cihazlara sahip olan veya farklı SIM'leri kullanarak türlü işlemler yapan bireyleri beraberinde getiriyor. Böylece küresel mobil bağlantı tabanı 7 milyara ulaşıyor. Dünyanın birçok ülkesinde sonu gelmeyen ekonomik sıkıntılar bile mobilitenin büyümesine engel değil. Tersine, birçok sektörde cihazları uygulamalarla bağlı hale getirmek, yeni fırsatlar anlamını taşıyor. Mobil sağlık, bağlantılı araba bunun ilk akla gelen örnekleri.
Küresel bazda mobilitenin büyümesinde bölgesel farklılıklar ışığında farklılıklar var. Gelişmişlik düzeyi, bireylerin alım gücü ve bununla bağlantılı olarak sunulan hizmetler de değişim gösteriyor. Bölgeler arasında değişen ihtiyaçlar ve buna uygun yapılan sunumlar küresel mobil bağ yapısını ve abone büyüme eğilimlerini beraberinde getiriyor.
AMERİKA
ABD, yeni, süper hızlı mobil genişbant ağlarında küresel lider. Dünya 3G mobil genişbant ağlarını adım adım denerken, ABD ise 4G'de önder olmak istediğinin açık işaretlerini vermişti. Bugün dünyanın 4G bağlantılarının yarısına yakını ABD içinde ve ülkenin en büyük mobil operatörü olan Verizon Wireless da, Avrupa'nın tüm 4G kullanıcı tabanından üç kat fazla aboneye sahip. Apple, Google ve Facebook gibi mobil teknoloji devlerine evsahipliği yapan ABD, bu yönüyle fazlasıyla rekabetçi bir pazar. Bunun bir sonucu olarak, son yıllarda yüksek seviyede satın alma ve birleşme operasyonları mobil dünyada kendini gösterdi. Yaratıcı hizmet sunumlarında da hız var. Öyle ki, ülkenin en büyük operatörleri geleneksel iki yıllık kontratları devre dışı bırakıp, abonelere daha sık aralıklarla cihazlarını yenileme imkanı sunma yarışında. ABD aynı zamanda dünyanın en büyük mobil uygulama pazarı ve Kuzey Amerika, bu yönüyle dünyanın en çok mobil uygulama geliştiricilerini barındırıyor.
ABD'nin mobil genişbant ağlara bu kadar kolay erişebilmesine karşılık, Güney Amerika'daki kullanıcıların büyük bir bölümü ise daha eski ve yavaş, sadece ses ve basit veri hizmetlerini sunabilen 2G ağları kullanıyor. Yine de, bölgede mobil numara arama maliyeti geçen 5 yılda hızlı bir düşüş sergiledi ve bölgede yaşayan insanlar da mobil cihaz kullanmakla çok ilgili. Bu da Güney Amerika'da mobil genişbantın geleceğinin sağlıklı olacağının bir göstergesi.
AFRİKA
Dünyanın mobilite ile en son tanışan, mobil kullanım oranı en düşük kıtası Afrika, bu başlıkta en hızlı büyüme potansiyelini de sunan bölge. Nüfusun sadece yüzde 35'i cep telefonuna sahip. Ama sektörde yüzde 10'lara varan yıllık büyüme oranı, küresel büyüme oranının yaklaşık iki katı ve bu yönüyle bölgede sektöre moral veriyor. Bu büyüme hızı, mobil için bir sonraki büyük bölgesel büyüme potansiyelini ortaya koyuyor. Bu potansiyeli pekiştiren bir unsur da ekonomik olarak erişilebilir alternatiflerin eksikliği. Sabit hat iletişimi olmadığı için mobilite de büyümek için gerekli fırsatı bulabiliyor. Birçok Afrika ülkesi 3G mobil genişbant ağlarını hayata geçirdi. Eski 2G ağlar ise kıtanın bağlantılarında yüzde 86'lık oranla başı çekiyor. SMS metin mesajları mobil hizmetlerde hala en çok kullanılan teknoloji. Örneğin Afrikalı çiftçiler, SMS ve sesli mesajla emtia fiyatları hakkında güncel bilgiler alabiliyor. Bazı Afrika ülkeleri de tarım ürünleri ticaret işlemlerinde SMS ve sesli mesajların kullanımına izin veriyor. Afrika aynı zamanda dünyanın en popüler mobil para hizmeti olan M-Pesa'nın da doğduğu yer. 2007 yılında Kenya'da hayata geçen bu sistem, kullanıcılara cep telefonlarındaki bir hesapta depolanan mevduat hesabına sahip olma, ürün ve hizmet tedarikçileri gibi diğer kullanıcılara SMS ile bakiye gönderme imkanı verdi. Kenya'da milyonlarca kullanıcısı olan servis, Afrika'da daha geniş bir 'bankasız mobil bankacılık' hizmetini sunuyor. Afrika'da akıllı telefon, özellikle Android kullanan düşük maliyetli akıllı telefonlara talep arttıkça, daha hızlı ve daha veri duyarlı ağ beklentileri güçlendikçe mobil genişbant bağlantı gelişiminin Afrika'da çok hızlı olacağı da görülüyor.
ASYA PASİFİK
Dünyanın mobil abonelerinin neredeyse yarısı Asya'da bulunuyor. Çin ve Hindistan gibi büyük bölge ülkelerinin mobil devrimde attıkları adımlar da bu gelişimi pekiştiriyor. Zaten dünyanın mobil abonelerinin üçte birine yakını Çin ve Hindistan'da. Japonya ve Güney Kore gibi ülkeler de dünyanın en gelişmiş mobil ağ yapılarına sahip. 2013 başında Güney Koreli operatör SK Telecom, en hızlı mobil hizmeti kullanıcılarına sundu. 4G'nin gelişmiş bir versiyonunu temel alan hizmet, teorik olarak yükleme hızı zirvesi olan 150 Mb/s sunuyor. Yani 800MB filmi yüklemek sadece 43 saniye sürüyor. Buna karşılık, Çin ve Hindistan mobil genişbant ağlarını yenilemekte bu kadar hızlı değiller. Her iki ülke de 3G'ye geçişte geç kaldı ve ikisi de 4G lisanslarını konumlandırmaya çalışıyor. Asya mobil pazarında en enteresan eğilim ise yerel mesajlaşma servisleri. Batıda geleneksel metin mesajlarının karşısında büyüyen Facebook, Skype ve WhatsApp'ın benzeri olan servisler, birçok Asya ülkesinde fazla popüler değil. Buna karşılık, Japonya'da Line bölgede hızlı büyüme sergiliyor. Güney Kore'de ve Çin'de ise Kakao ve WeChat'in büyük bir abone kitlesi var. Bu arada Çin, özellikle dünyanın önde gelen mobil cihaz üreticisi halini alıyor. Araştırma şirketi Canalys'in verilerine göre, Lenovo ve Yulong gibi yerel üreticiler, 2013'ün ikinci çeyrek verilerine göre, dünyanın önde gelen beş akıllı telefon üreticisi arasında. Her iki şirket de bu verileri ile Apple ve Samsung'u izlerken, LG Electronics'in de önünde yer alıyor.
AVRUPA
Avrupa kıtası dünyanın en yüksek mobil penetrasyon oranına sahip. Bölge nüfusunun yüzde 77'si mobil abone ve dünyanın en büyük akıllı telefon kullanıcı sayısı da burada. Ama Avrupa'nın aşması gereken bazı engeller de var. Mobil sektörün gelirleri düşüş eğiliminde ve son 4G ağların hayata geçirilmesi yarışında Avrupa; ABD ve Asya ile sürdürdüğü yarışta geride kalıyor. Temelde Avrupa Birliği (AB), Avrupa'nın mobile yavaş adımlarla yaklaşmasının sebebi olarak gösteriliyor. AB Dijital Gündemden Sorumlu Komisyon Üyesi Neelie Kroes'in tartışma yaratan reform paketi, yani tek bir Avrupa telekom pazarı yaratma hedefi de bunun bir örneği olarak gösteriliyor. Kroes'in planlarının temelinde dolaşım ücretlerinin kaldırılması, açık internet, internet içeriklerinde sansüre son vermek ve daha geniş bir 4G ve Wi-Fi erişim yapısı gibi başlıklar var. Kroes'e göre, tek bir Avrupa telekom pazarı Avrupa'nın GSMH'sının yüzde 0,9'u değerinde olabilir, yıllık 110 milyar avro gelir, bundan da fazla dolaylı gelir getirebilir. AB vatandaşları tek bir pazarda iş yapmaktan, seyahat etmekten memnun. Ama konu internet olduğu zaman Kroes'in de belirttiği gibi, bölgenin bütününü kapsayan bir iletişim altyapısı her şeyin temeli. Bu tablo karşısında, AB mobil bağlantılarının yüzde 2'den azı 2013 yılı sonu itibariyle 4G oldu. ABD'de mobil bağlantılarda ise bu oran yüzde 23. Yani Avrupa’nın bir bütün olarak yapması gereken çok şey var, ama birliği sağlamak da işin asıl zor tarafı.
İş hayatı 4G ile hızlanıyor
– Uygulamaları önemli ölçüde hızlandıracak olan 4G, hem genel iş uygulamaları hem de dikey pazarlara yönelik hizmetler için büyük önem taşıyor. Her iki kullanımda da çalışanların büyük miktarda veriye, yer fark etmeksizin hızlı ulaşabilmesi mümkün olacak. Sabit hat riskini bertaraf eden 4G, yüksek hızda bağlantı ile popüler kullanım alanını ortaya koyuyor. Bu avantajı kullanan öncelikli sektörler de inşaat ve hizmet sektörü ile, perakende ve lojistik.
– HER ölçekte şirket, 4G'nin avantajlarını, özellikle video içeriği ile kullanma çabasında. Çünkü 4G, video konferans gibi özelliklerle birebir iletişim için bulunmaz fırsat. 4G'nin video yetkinliğinin, uzaktan izleme ve saha çalışmalarında koordinasyon için kullanılması da verimlilik demek.
– KAMU hizmetlerinde bu teknolojinin kullanımı büyük bir değişim ve modernizasyon demek. Bu da kamuda bütçelerin etkin kullanılması için önemli geri dönüşleri elde etme fırsatı. Örneğin sağlık sektöründe 4G teknolojilerinin kullanımı, hastanedeki doktorların bilgiye ulaşmasını, acil servis ekiplerinin merkezi hızlı bilgilendirmesini sağlar. 4G'nin kamu hizmetlerinde potansiyeli büyük. Bir tarafta zamanın gereklerine uyarak etkinliği sağlamak, bir tarafta azalan maliyetlere karşılık artan hız, gelişen hizmet kalitesi gündeme gelecek.
– BU süreçte dikkate alınması gereken bazı başlıklar da var. Gerek operatörlerin hazırlık seviyesi, gerekse mobil abonelerin ilgisini pekiştirecek sunumlar ve fiyatlandırma burada öne çıkıyor. Kurumsal kullanımda, sahip olunan cihazların yetkinlikleri, eğer yenilenmesi gerekiyorsa bunların maliyeti de cabası. Kurumların aklındaki soru işareti, bu yatırımın geri dönüşü, bunun ne kadar süre alacağı. Kurumların müşteri ile etkileşim adına 4G teknolojilerini kullanırken, müşteri beklentilerini dinleyerek çözümler ortaya koyması da şart. Aksi halde boşa giden yatırımlar kaçınılmaz.