“Her kademede zorunlu BT derslerine yer vermemiz mecburi”
Bilişim Teknolojileri Eğitimcileri (BTE) Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Burcu Yılmaz, BTE Derneği olarak amaçlarının eğitimde dijital dönüşümün sağlanması olduğunu vurgulayarak “Öğrenci Bilişim Ağı, Dijital Yürüyüş, Ulusal Zümre gibi resmi etkinliklerimizi başarıyla tamamlamak, çocuklarımıza hak ettiği BT eğitimi fırsatları sunmak için gerekli düzenlemelerin yapılmasını sağlamak ve ‘BT Eğitimi ve Eğitimde Teknoloji Kullanımı’ konusunda iş birliği yapabileceğimiz, ülkeye değer katacak daha fazla kişiye ulaşmak en temel hedeflerimizdir” dedi.
Bilişim Teknolojileri Eğitimcileri (BTE) Derneği’ni tanıtarak konuşmasına başlayan Burcu Yılmaz, “BTE Derneği; BT öğretmenlerinin, bölüm akademisyenlerinin, BT eğitimi/eğitimde teknoloji kullanımı konusunda faaliyet gösteren sektör temsilcilerinin ve bu alanda toplumsal fayda güden kişilerin üye olduğu Ankara merkezli bir sivil toplum kuruluşudur. 560 üyesi, 4 ilde bulunan temsilcilikleri, 20 ildeki il koordinatörlükleri ve etki alanında bulunan 5000 kadar BT eğitimcisiyle toplumsal fayda amaçlı çalışmalarımızı gönüllülükle yürütmekteyiz” açıklamasını yaptı. Yılmaz, BTE Derneği olarak amaçlarının eğitimde dijital dönüşümün sağlanması olduğunu vurgulayarak şunları kaydetti: “Ayrıca okul içi ve okul dışı eğitim ortamlarının teknolojiyle güçlendirilmesi, bilişim sektörünün ihtiyaç duyduğu nitelikli iş gücünün yetiştirilmesi, eğitimciler başta olmak üzere tüm bireylerin çağın gerektirdiği bilgi ve beceriler ile donatılması, ‘Bilişim Teknolojileri’ eğitiminin ve eğitimcilerinin niteliğinin artırılması yönünde çalışmalar ortaya koymak için faaliyet gösteriyoruz.”
BT eğitimleri milli eğitim sistemi içinde olması gereken yeri bulamıyor
“BT eğitimcilerinin dile getirmeye çalıştığı sorunların hepsi tamamen eğitim, gelecek yani memleket sorunlarıdır” ifadesini kullanan Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bazı haber kuruluşlarının beğeni kazanmak için bu konuları öğretmenlerin atama ya da norm meselesi gibi yansıtmalarından son derece rahatsızız. BTE Derneği olarak bizler üniversitelerdeki, sektördeki hatta hayat boyu öğrenmedeki BT eğitimlerinin tüm sorunlarını dert edinmekteyiz. BT eğitiminin sorunlarını özetlemenin bir yolu yok ama başlıca sorunun, BT eğitimlerin milli eğitim sistemi içinde olması gereken yeri bulamaması ve mevzuat düzenlemelerinin yapılmaması olduğunu söyleyebiliriz. BT dersi, 5 ve 6’ıncı sınıfta hatta bazı okul türlerinde sadece 6’ıncı sınıfta haftada 2 saat zorunlu olarak okutulmakta. Liseden mezun olana kadar 75.600 saat ders gören çocuklarımızın 144 saat BT dersi alarak geleceğin dünyasında var olabileceğini düşünmek bir hayaldir. Video, grafik düzenleme, sosyal medya hesaplarını yönetme gibi önce öğrencilerin teknolojiye hakimiyetini artırmak sonra bağımlılıklar, algı yönetimleri, güvenlik, kişisel veriler gibi teknoloji kullanırken zarar görmelerine engel olmak gerekiyor. Aynı zamanda algoritma geliştirme, problem çözme gibi bilişsel becerileri yükseltilmeli. Son olarak da siber güvenlik uzmanı, oyun geliştirici, yazılımcı gibi sektörün ihtiyaç duyduğu insan gücünü yetiştirmeliyiz. 144 saatlik sürede tüm bu konularda başarılı olmamız mümkün değil. Her kademede zorunlu BT derslerine yer vermemiz mecburidir.”
Bilgisayar Bilimi Dersleri, 41 seçmeli ders arasından seçilmeyi bekliyor!
Burcu Yılmaz, merkezi sınavlarla yapılanmış eğitim sistemimizde yerini bulamayan BT eğitimlerinin tamamen okul dışı ortamlara kaymış durumda olduğunu aktararak “Belediyeler, Kalkınma Ajansları, Gençlik ve Spor Bakanlığı gibi çeşitli resmi ve özel kuruluşların sağladıkları fonlarla BT eğitimine olanak sağlayacak merkezler ve BT eğitiminde kullanılan araçlar temin ediliyor. Oysa bizler biliyoruz ki bu fırsatlar ancak milli eğitim sisteminin tamamlayıcısı olabilir. Bu yatırımların ve kaynakların etkisi, milli eğitim sisteminde yerini bulamamış BT eğitimleri sebebiyle umulan düzeyde olamamakta. Lise düzeyindeki okullarda 1 ya da 2 yıl okutulabilen Bilgisayar Bilimi Dersleri, 41 seçmeli ders arasından seçilmeyi bekliyor! Sosyal Bilimler Liselerinde seçimi bile yapılamamakta. İlkokullarda ise BT dersinin, sınıf öğretmenlerince serbest zamanlarda -istenirse- okutulması beklenmekte” açıklamasını yaptı. Destekleme Yetiştirme Kursları (DYK) adıyla okul dışı zamanlarda verilen kursların sınava hazırlık kursları olarak değişiklik gösterdiğine dikkat çeken Yılmaz, şu detayları paylaştı: “6 derse indirgenmiş olan DYK kurslarında BT alanından kurs açılması artık mümkün olmamakta. Yine okullarda, tiyatro, koro, drama, sportif faaliyetler gibi yapılmasına imkan veren ‘Ders Dışı Eğitim Çalışmaları’ mevzuatında BT çalışmaları yapmak üzere bir düzenleme yapılmadı. Kulüp çalışma saatleri de haftalık ders çizelgelerinden kaldırıldığı için BT eğitimine ilişkin öğrencilere fırsatlar sunmak, tamamen öğretmenlerin özverisine bırakıldı. Bu şartlar bir domino etkisiyle; derse yatırım yapılmaması, araç gereç, altyapı, sınıf sağlanmaması, öğretmen istihdam edilmemesi hatta öğretmen yetiştiren bölümlerin kapanması, müfredatın sürekli güncellenmemesi, öğretmenlerin iş tanımlarına uygun olmayan işlerle görevlendirilmesi, öğretmenlerin yoğun bir ‘mobbing’ yaşaması gibi çok sayıda sıkıntıyı tetiklemekte. Ayrıca BT eğitiminin sürekli mesleki gelişimi benimsemiş nitelikli öğretmen gerektirmesi, bu nitelikteki öğretmenlere cazip fırsatlar sunulamıyor olması sadece devlette değil özelde de durumun çok daha kötüye gideceğinin bir göstergesi.”
Tüm paydaşlar problemlere ve ihtiyaçlara yönelik mevzuatları ortaya koymak zorundayız
“Bilişim Teknolojileri Rehberliği (BTR) gibi çözdüğünden daha fazla problem yaratan mevzuatlarla günü kurtarmaya çalışmak benimsemeye devam edebileceğimiz bir yaklaşım değildir. Tüm paydaşlar oturup gerçekten problemlere ve ihtiyaçlara yönelik mevzuatları ortaya koymak zorundayız” değerlendirmesinde bulunan Yılmaz, şunları kaydetti: “Meslek liselerinde öğretmenlerin, akademik olarak elenerek en son tercih olarak meslek liselerine gelen öğrencilerin programlama gibi matematiğe dayalı alanlarda başarı göstermediklerinden yakındıklarını görmekteyiz. Son olarak da üniversitedeki BT eğitimlerinin teorik olması, kurumların yeni personeli iş başında eğitmek zorunda kalması, ‘bilmek ile öğretmek arasındaki fark’ın personel eğitiminde umulan etkiyi yaratmaması, bu sürede ciddi iş kayıpları yaşanması, nitelikli personel bulma sorununun büyümesi ve bu alanda gerecek anlamda eğitim verebilecek yeterlikteki kişilere uygun bütçeler ayrılamaması BT eğitiminin başlıca sorunları olarak özetlenebilir.” Yılmaz, Dijital Türkiye yolculuğunda BTE olarak 2021 yılını değerlendirerek “Salgın ile başlayan süreçte, uzaktan eğitim altyapımızın ihtiyaçları, dijital içeriklerin önemi ve toplumun dijital yeterlilikleri gözler önüne serildi. Az zamanda büyük işler başarmaya çalıştık. Niteliğin istediğimiz düzeyde olması mümkün değildi ama bir başlangıç yapmak bile çok önemliydi. Öte yandan ekonomik şartlar, en iyi çocuklarını tıpa ve memuriyete yönlendiren bir grubun bilişime gözünü çevirmesini sağladı. Dijital girişimciliklerini desteklemeye çalıştığımız kitleyle problemlerimiz değişmeye, beyin göçü gibi sorunlar ilgimizi bekler hale geldi. 2021 yılı için önemli bir değerlendirmemiz de; toplumdaki BT eğitimleri konusundaki eksikliklerimizin, algı yönetimi, gerçek ötesi, etik, güvenlik, kişisel veriler, sanal aylaklık gibi teknolojinin etkili ve güvenli kullanımı konusunda sıkıntılarımızın kritik düzeye geldiği yönünde olacaktır” dedi.
Öğretmenlere okul tabanlı rehberlik hizmeti sunulmalı
“Öğretmende dijital yeterlilik yoksa topluma yansımaz” ifadesini kullanan Burcu Yılmaz, bu değerlendirmeye şöyle bir açıklık getirdi: “Herkes bu soruya öğretmenleri eğitelim şeklinde öneri getirecektir diye tahmin ediyorum. Şu an öğretmenleri eğitmek popüler bir yaklaşım. Öğretmenleri bu kadar eğitimden soğuttuğumuz bir zaman daha olmamıştır. Bir uzaktan eğitim video serisi çekelim, öğretmenler seminer döneminde izlensin şeklinde ya da küçük küçük fonlarla bir iki grup öğretmeni kısa dönemli seminerlere alarak bu yeterliliklerin gelişmesinde umulan düzeye gelemeyiz. Öğretmenlere hizmet içi ya da uzaktan eğitim imkanı sağlamak önemlidir ama asıl mesele; salgın döneminde uzaktan eğitim yazılımlarının kısa sürede öğrenilmesi gibi ihtiyaç oluşturmak, olumlu örnekleri yaygınlaştırmak, öğretmenlere okul tabanlı rehberlik hizmeti sunmaktır. Buradan başlaması gerektiğine inanıyoruz. Bu rehberlik hizmetlerinde BTR sisteminin teknik personel hizmetine dönen yapısını değil uzmanlık alanı desteği sağlanmasını kastettiğimizi de yeri gelmişken belirtmek isterim.”
Ülkeye değer katacak daha fazla kişiye ulaşmak en temel hedeflerimiz
2021 yılının hepimiz için çok zor geçtiğinin altını çizen Yılmaz, “Yıl boyunca bir sivil toplum kuruluşu olarak varlığımızı devam ettirme mücadelesi verdiğimizi samimiyetle paylaşabilirim. Bu kadar az kaynakla varlığımızı devam ettirmek bir yana bizleri ülkenin en büyük eğitim dernekleri arasına sokan gönüllülerimizle büyük işler başarmanın gururunu yaşıyoruz. 2022 yılından çok beklentimiz var ama Öğrenci Bilişim Ağı, Dijital Yürüyüş, Ulusal Zümre gibi resmi etkinliklerimizi başarıyla tamamlamak, çocuklarımıza hak ettiği BT eğitimi fırsatları sunmak için gerekli düzenlemelerin yapılmasını sağlamak ve ‘BT Eğitimi ve Eğitimde Teknoloji Kullanımı’ konusunda iş birliği yapabileceğimiz, ülkeye değer katacak daha fazla kişiye ulaşmak en temel hedeflerimizdir” şeklinde konuştu.