Her şey veriden değer üreten Türkiye için…
Bilişim Zirvesi’19 açılış programına katılan Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Dr. Ali Taha Koç, “Yaşadığımız dünyada her şey dijitalleşiyor. Dijital teknolojilerin, baş döndürücü hızla gelişimi sayesinde dönüşümün hızı her zamankinden daha fazla ve etki alanı her zamankinden daha geniş olmakta. Akıllı telefonlar 21. yüzyılın başında hayatımıza girmeye başladı. Bugün 3 milyardan fazla kişi tarafından kullanılıyor. 2021 yılında bu rakamın 4 milyarı bulacağı öngörülmekte. Kullanım alanı başlangıçta yalnızca konuşma üzerineyken, günümüzde gündelik hayatımızı tamamen değiştirdi ve artık onsuz bir hayatı düşünemez olduk. Eminim ki Graham Bell 1876’da telefonu icat ettiğinde işin bu noktaya geleceğini tahmin edemezdi. Hayatımızın her alanında artık dijitalleşme ve beraberinde gelen yenilikçi teknolojiler hakim” açıklamasını yaptı.
“Finans sektöründe akıllı robotların verileri daha iyi analiz ettiği, otonom araçların daha güvenli bir sürüş ekosistemi oluşturduğu, tıbbi robotların daha başarılı operasyonlar yaptığı bir dünyada yaşamaya başladık” şeklinde konuşan Koç, “Artık dijitalleşme değil dijital dönüşümden bahsetmemiz gerekir. Dijital dönüşüm denilince aklımıza genelde teknoloji geliyor ama esasında, ‘Dijital Dönüşüm’; dijital teknolojilerin kullanımı yoluyla, ekonomik ve sosyal refahın artırılmasına yönelik, insan, iş süreçleri ve teknoloji unsurlarında gerçekleştirilen bütüncül dönüşümü ifade ediyor” dedi.
Dijital dönüşüm için kurumlararası iş birliğini ivedilikle geliştirmemiz gerekiyor
“İnsanlık tarihine damgasını vuran sanayi devrimleri; üretim yöntemlerini, tüketim alışkanlıklarını, iş yapış şekillerini ve sosyal hayatı yeniden şekillendirdi” ifadesini kullanan Koç, “Ancak bugüne kadar yaşanan sanayi devrimlerinin hiçbiri, içinde bulunduğumuz dijital dönüşüm çağı kadar hızlı olmadı. ‘2018 yılı dünyanın en değerli markalarına baktığımızda; en değerli 100 markanın toplam marka değerinin 4,4 trilyon dolar seviyesine ulaştığını görmekteyiz. Bu şirketlerden ilk 10 sıranın neredeyse tamamının teknoloji odaklı şirketler olduğunu görüyoruz. 2006-2018 yılları arasında, 12 yıllık süreçte teknoloji şirketlerinin değer artışı yüzde 353’e ulaştı. Sıralamada en üstte yer alan şirketlerin tümü, yenilikçi teknolojiler, yapay zekâ platformları kullanıyor. Bundan 50 yıl öncesine kadar bir şirketin ‘S&P 500’ listesinde kalma süresi 61 yıl olarak hesaplanırken bu rakam 1980’lerde 25 yıla, günümüzde ise 10’lu yıllara indi. Artık günümüzde şirketlerin yaşam döngüsü; inovasyona ve yenilikçi teknolojilere adaptasyonuna bağlı. Aksi takdirde rekabetçi olamıyor, tarih sahnesinden siliniyorsunuz” değerlendirmesini yaptı. Dr. Ali Taha Koç, “Bugün artık gücün belirleyicisi, sahip olunan veri ve bunları işleme kabiliyetidir. Bu nedenle dijital çağda sadece veriye değil, Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde veriden değer üretmeye odaklı bir yönetişim anlayışı doğrultusunda çalışmaktayız. Dünyada her yıl 41 zetabayt veri üretiliyor, yani 41 trilyon gigabayt büyüklüğünde. Türkiye’de yılda 500 egzabayt veri üretiliyor yani 500 milyar gigabayt büyüklüğünde. Peki bunların veriden değere dönüşmesi için ne yapmalıyız? Milli ve yerli bir bakış açısıyla yaklaşarak ilerlemeliyiz. Nasıl ki ülkemizin her karış toprağı canımız pahasına değerliyse aynı şekilde her bayt verimize de aynı gözle bakmalı ve özen göstermeliyiz” dedikten sonra 28-29 Haziran 2019 tarihleri arasında Japonya Osaka’da gerçekleştirilen G20 Zirvesi’nde sunulan bildiride, verinin ülkeler için giderek daha önemli bir ekonomik büyüme kaynağı olduğunu, verinin ve dijital ekonominin tüm potansiyelinden faydalanmak için politik düzeyde veri paylaşımının desteklenmesinin önemini ifade ettiğini hatırlattı. Koç, “Dijital dönüşümden beklenenlerin gerçekleşebilmesi için, kurumlararası iş birliğini ivedilikle geliştirmemiz gerekiyor” vurgusunu yaptı.
‘Ulusal Veri Sözlüğü’nün çıktıları, ‘Yapay Zekâ’ algoritmalarının can suyu olacak
“Kamu kurumlarımızın, tüm uygulama, platform ve altyapı katmanlarında kullandıkları verilere ilişkin standart ve tanımlamaların yer alacağı ‘Ulusal Veri Sözlüğü’ ve kurumsal mimari çalışmalarını başlattık. Artık kamu kurumları birbirleriyle konuşurken aynı dili konuşsun, veriyi standart bir sözlükle üretsin istiyoruz. Böylece verinin sahipliği belli olacak ve aynı zamanda mükerrerlik arz eden veri de engellenecek. ‘Ulusal Veri Sözlüğü’ sayesinde terminoloji birliği de sağlanacak. Her kurum kendi veri sözlüğünü oluşturacak. Çıktılarını nerede kullanacağız? Nasıl hiçbir canlı susuz yaşayamazsa, ‘Yapay Zekâ’ da verisiz bir anlam ifade etmez. Bu bağlamda, ‘Ulusal Veri Sözlüğü’nün çıktıları, ‘Yapay Zekâ’ algoritmalarının can suyu olacak” açıklamasını yapan Koç, şu detayları aktardı: “Dijital Dönüşüm Ofisi olarak, insanı merkeze alan bir yaklaşımla, ‘Ulusal Yapay Zekâ Stratejimizi’ bu yıl sonunda yayımlamayı hedefliyoruz. ‘Ulusal Yapay Zekâ Stratejisi’nde; özellikle ‘Etik’, ‘Hukuk’ ve ‘Toplumsal Yaşama Entegrasyon’ konularına önem verildi. Bu doğrultuda oluşturduğumuz ilkeler; ‘İnsan Odaklı’, ‘Adil’, ‘Toplumsal Refahı Artırıcı’, ‘Şeffaf’, ‘Güvenilir’, ‘Hesap verebilir’, ‘Veriden Değer Üreten’ ve ‘Ulusal ve Etik Değerlere Bağlı’ olarak belirlendi. Her şey veriden değer üreten Türkiye için… Oluşturmaya başladığımız yapay zekâ ekosisteminin, ülkemizin kalkınmasında lokomotif rol alacağını düşünmekteyiz.”
‘Derin öğrenme’ ile beyin tümörü tesbiti yaptık – Veri.gov.tr’yi halkımıza açtık
Koç, “Her veri konuşur ve bir şeyler söyler; önemli olan bizim bunu anlayıp değere dönüştürmemizdir” ifadesini kullanıp şunları vurguladı: “‘Yapay Zekâ’yı bir çocuk gibi eğitmemiz gerekiyor. ‘Yapay Zekâ’nın öğrenmesi için en önemli ihtiyaç veri ve verinin etiketlenmiş olmasıdır. Veriniz kömür olsa bile doğru etiketlendiğinde elmasa dönüşür. Gazi Üniversitesi’yle bir çalışma gerçekleştirdik; 34 bin tane MR verisi alarak bunları işledik. Kural tabanlı değil de ‘deep learning’ (derin öğrenme) temelli teknolojiyi kullandık. Böylece derin öğrenme ile beyin tümörü tesbiti yaptık. 34 bin MR verisini etiketledik. ‘Yapay Zekâ’ uygulamamız sağlıklı MR verisi üretmeyi başardı. Bunu nasıl kullandık? Aradaki farka baktık. Arada çok büyük fark yoksa burada ‘tümör vardır’ veya ‘yoktur’ dedik. Tarımda, kamuda pek çok alanda gözle görülür, bu işin nasıl olacağını anlatan çalışmalar yapmaya devam edeceğiz. Diğer yandan Veri.gov.tr’yi halkımıza açtık. Bizim veriyi daha çok konuşmamız gerekiyor. Ülkemizde yapay zekâ ve büyük veri konusunda makale yazan üniversiteler, makale sayısına göre değerlendirildiğinde; ilk sıralarda Hacettepe Üniversitesi, ODTÜ ve İTÜ bulunuyor. Geçen hafta yayımlanan verilere göre ise, yapay zekâ ve büyük veri konusunda yazılan makale sayısında 7837 makale ile dünyada 19. konumda bulunmaktayız.” Koç konuşmasını; “Dijital Dönüşüm Ofisi olarak, kaynaklarımızı verimli kullanarak, teknolojiyi sadece tüketen değil üreten bir Türkiye olmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Gelin dijital geleceğimizi hep birlikte inşa edelim…” çağrısını yaparak bitirdi.