Her türlü felakete karşı veri merkezi kalkanı!
Kurumsal devamlılık için esnek ve yetkin bilişim altyapısını oluşturmak, bunun için danışmanlık desteği alarak, fiyat değil ihtiyaçları karşılama önceliği ile hareket etmek önem taşıyor.
En azından pandemi döneminin küresel bazda olduğu gibi Türkiye’de de, büyük ölçekli şirketlerde olduğu gibi KOBİ’lerde de gösterdiği bir gerçek bu. Kesintisizlik ve esnek bir mimari ile en günceli inşa etmek, doğru entegrasyon öne çıkarken, veri merkezleri de bu kaçınılmaz dijital dönüşüm sürecinde önemli görevler üstleniyor. Bu gerçek, BTvizyon Dijital’in 7 Nisan’da düzenlediği “Kesintisiz ve Esnek Altyapı İçin Veri Merkezleri 2021” buluşmasında ele alındı. Açılış konuşmasını yapan KPMG Türkiye Bilgi Sistemleri Risk Yönetimi Bölüm Başkanı Sinem Cantürk, “2020 KPMG CIO Araştırması” başlıklı sunumuyla, 22 yıldır gerçekleştirdikleri araştırmadan öne çıkan sonuçları paylaştı. Pandemi öncesi ve sonrası değerlendirmeleri içeren araştırmada öne çıkan beş başlığa işaret eden Sinem Cantürk, “Bir tanesi yönetim kurulu öncelikleriyle yatırımların nasıl şekillendiği. İkincisi teknolojiyi yönetmek ve bu konuda öne çıkanlar. Üçüncüsü teknoloji aracılığıyla iş başvuru sağlamak noktasında öne çıkanlar. Dördüncüsü teknoloji ekibine kaynak sağlamak, son olarak da teknoloji lideri olmak” dedi. İlk başlığı değerlendirerek sözlerine başlayan Sinem Cantürk, “Teknoloji yatırımlarının arttığını gözlemledik. Pandemi etkisiyle ilave olarak yüzde 5 civarında da yatırımlara öncelik verdiğini söyledi katılımcılar. Ama bütçelerde ve çalışan sayısında pandemi ile oranların aşağıya geldiğini gördük” dedi. Büyük ölçekli şirketler dijitalleşme odaklı yatırımlarını daha erken gerçekleştirdikleri için Sinem Cantürk, önümüzdeki vadede BT yatırımlarında bu kadar büyüme planlamadıklarını belirtti. Daha büyük yatırımları artık küçük ölçekli şirketlerin yapacağı öngörüsünü dile getiren Cantürk, “Artık karar vermenin çok daha zor olduğu bir döneme giriş yapmış olduğumuz gözüküyor” yorumunu da ekledi. Bu kadar çok uzaktan çalışıyorsak, Cantürk’ün tabiriyle bu kadar dijitalleştiysek siber saldırılarda artış da kaçınılmaz ve araştırma sonuçları bunu doğrular nitelikte. Teknoloji aracılığıyla iş performansı sağlamaya son üç senedir ‘dijital liderlik’ dedikleri bilgisini veren Sinem Cantürk, şöyle devam etti:
Kaynak sorunu bitmiyor!
“Lider olarak şirketinizin iş performansını artırmaya, müşteri deneyimini geliştirmeye, yeni ürünler sunmaya katkı sağlayacak bilgi teknoloji liderleri olarak görüyorsanız, kendinizi dijital liderler olarak sınıflandırmalısınız. 2020’de yüzde 30, yani üç kişiden birisi kendini bu şekilde görmeye başlamış. Biraz daha bölgesel ve sektör bazında baktığımızda, teknolojik kurumların katılımcılarının 2’de 1, yani yüzde 54 oranında kendini dijital lider olarak tanımladığını, büyük ölçekli kurumların katılımcılarının yine yüzde 45 oranında kendini dijital lider olarak tanımladığını gördük. Kaynak kanayan yaramız. Dördüncü madde her zaman ilk beşin içerisinde oluyor maalesef. Bütün sektörler olarak teknolojiye yatırım yaptıkça ve teknolojiden daha çok şey bekledikçe, aslında kaynakların da o kadar fazla ihtiyaç duyar hale geliyoruz. Tepede 2015’den 2020’ye uzmanlık ve beceri eksikliği nedeniyle zorluk yaşıyor musunuz sorusuna yanıtları görüyorsunuz. Maalesef yükselme trendinde, aşağıya bir düşüş yok. Sadece yüzde 6’lık kısım eski düzene geri döneceğimizi, artık evden çalışmanın olmayacağını öngörüyor. Diğer herkes çok büyük bir kitle pandemi etkisinin uzaktan çalışma sistemi üzerinde kalıcı olacağını, hibrid bir modelle artık bir uzaktan çalışma kavramı ile hayatımıza devam edeceğimizi öngörüyorlar. Bu da çalışanlarla yeni bir anlaşma yapmak zorunda olduğumuz gerçeği ile yüzleştirdi. Anket bize, burada en dikkate değer konunun şirketin sağlam bir kültür ve liderlik anlayışının olduğunu söyledi. İkinci olarak da iyi düzeyde ücretlendirme geldi. ‘Teknoloji liderleri etkisini artırır mı?’ sorusuna yüzde 60 oranında ‘evet’ yanıtını verdiler. Bu da bize teknoloji liderlerinin artık şirket içerisinde etki alanlarını, özellikle iş stratejilerine dahil olma alanlarını genişlettiği mesajını verdi.”
Bütünleşik sistem yatırımları artıyor
Dell Technologies Modern Veri Merkezi Sistemleri Sorumlusu Taylan Tandoğan, “Başarıya Giden Yolda Performans, Çeviklik ve Sürekliliğin Önemi” başlıklı sunumuyla altyapıda gelişmelere odaklanarak sözlerine başladı. “Türkiye bu dijital transformasyon seyahatinde iyi bir yerde” değerlendirmesini yapan Taylan Tandoğan, “Konuştuğumuz bütün müşterilerde özellikle pandeminin de etkisiyle dijitalleşme yolunda süreçleri, uygulamaları değiştirme yolunda çalışmalar ve projeler görüyoruz” bilgisini de paylaştı. Altyapı tarafında ise böyle bir süreç ve uygulama yapısını nasıl bir sistemde destekleyip performans, kesintisizlik, esneklikle yola devam etmek sorusuna yanıt arayışı hakim. Taylan Tandoğan’ın belirttiği gibi, bu amaçla büyük servis sağlayıcısı şirketlerle de çalışılabilir, şirketler kendi ortamlarında kendi bulut altyapılarını oluşturarak da uygulamalarını ve süreçlerini yaşatabilir. Geçmişe kıyasla, bu dönemde yatırım geri dönüşü odaklı çalışmaların mutlaka yapıldığını, bunun son derece olumlu olduğunu vurgulayan Taylan Tandoğan, en önemli değişim başlıklarından birinin de ağ teknolojileri olduğunu hatırlattı. Bu kapsamda, yazılım tanımlı ağ teknolojileri ve veri depolama ürünleri piyasada olgunluğunu kanıtlayınca, bu şekilde daha düşük maliyetli ve operasyonel kolaylığı olan ürünlere yatırım ciddi şekilde arttı. Buna karşılık ‘geleneksel yapılar ölecek geriye sadece hiper bütünleşik yapılar kalacak’ gibi bir anlam çıkarmamak gerektiğine dikkat çeken Taylan Tandoğan’a göre, iş süreci, maliyeti ve getirisi birbirini dengelediği sürece geleneksel altyapılar var olmaya devam edecek. Ama yatırım şeklimiz değişecek. Bu yatırım şeklinin değişmesinde en önemli olgu ise dijital dönüşüm ve kurumun bu organizasyonel değişikliği kabul etmesi. Taylan Tandoğan, şöyle devam etti:
“İnsanlar dijital transformasyondaki basitleştirme, aynılaştırma, yatay ölçeklendirme fikrini kabul edip buna entegre olmuşlar ki sektörde bu altyapıya olan talep giderek artıyor. Burada ilginç bir dağılım var. IoT, 5G gibi teknolojilerin yaklaştığını düşünürsek hem merkezdeki hesaplama gücü hem uç bilişim adını verdiğimiz segmentte bütünleşik sistem yatırımlarının arttığını görebiliyoruz. Veri depolama pazarı yıllar ölçeğinde nispeten yatay olarak ilerliyor ve satılan ünite sayısı artarken pazarda büyüme olmuyor. Çünkü teknoloji ucuzluyor. Buradaki büyüme rakamını esasen hiper bütünleşik sistemler bizim adımıza toparlıyor. 2024 yılına kadar hiper bütünleşik sistemlerde yüzde 10’luk yıllık bir ortalama büyüme görüyoruz. Biz Dell Technologies olarak hiper bütünleşik sistemlerde çok büyük bir portföye sahibiz. VMware ortamları için VMware ile beraber geliştirilmiş VxRail ürünümüz var. Fiziksel sunucular kullanıyor, çok üst düzey performans istiyor olabilirsiniz. Bunun için Dell EMC PowerFlex ürünümüz var. Ayrıca, Microsoft ile beraber geliştirdiğimiz Azure ile çalışabilen bir Azure Stack Hub ürünümüz var. Bunlarda temel nokta esasında sunucu falan değil, yazılım. Biz Dell olarak sağladığımız ürünlerde bu sistemlerin yaşam döngüsünü tek noktadan desteğini, bir güvenlik açığı ya da bir bug olduğunda bütün sistemin aynı noktada olacak şekilde önceden test edilmiş şekilde çalışacağının garantisini veren servis ve yazılım hizmetini sunuyoruz. Biz burada şirket olarak bu altyapının tamamen test edilmiş ve sizin adınıza daha çok uygulama tarafına kanalize olup, buradaki bakım işlerini bize bırakmanız yolunda bir çözüm önerisi getiriyoruz. İlginç bir şekilde, ülkedeki en büyük kurumlarda da en küçük kurumlarda da bu değişim örneğini deneyimleyen şirketleri görüyoruz. En büyük bankalardan tutun, en küçük KOBİ’ye kadar bu altyapı değişikliğini benimsemiş durumdalar. Fakat çok bürokratik prosesleri ve kontrolü çok sert olanlarda şu cümleyi çok net duyuyoruz. ‘Bizim insan kaynağına ve proseslere uymaz bu’. Endüstrinin gidişatı bu şekilde. Bu değişim bir günde, bir ayda olacak bir şey değil. Yaşaması gereken bir süreç söz konusu. Değişim yönetimi ile yeni faydaları kurumlarına kazandırmak yönünde çalışmalar bunlar. Şu anda teknoloji ile ilgili kimsenin bir tereddüdü yok. Ama özümsemek ile ilgili özellikle ülke bazında biraz sıkıntılar görüyorum.”
Kurumsal devamlılık kritikse…
“Kesintisiz ve Esnek Altyapı için Veri Merkezleri” paneli, dijital etkinliğin son bölümü oldu. Premier DC Veri Merkezi Yönetim Kurulu Danışmanı Sadi Abalı‘nın yönettiği panelin katılımcıları Saygı Hastanesi Yönetim Kurulu Başkan Vekili Semih Emre Ayyıldız, Kadir Has Universitesi Rektör Danışmanı Doç Dr. Taner Arsan ve Dell Technologies Modern Veri Merkezi Sistemleri Sorumlusu Taylan Tandoğan oldu. Panelin açılışında kısa bir bilgilendirme yapan Sadi Abalı, “İşletmelerde üretimden satışa her alanda işleyişin hızlı bir şekilde dijitalleşmesi ve tüm sektörlerde gözlenen dijital iş dönüşümü, kesintisiz bilgi dönüşümüne yönelik ihtiyacı da artırıyor. İşletmeler bir yandan uygulamalara kesintisiz erişime sahip oluyorlar, bir yandan da rekabetlerini sürdürebilmek için esnek altyapılarını arıyorlar. Kesintisiz ve esnek veri altyapısından beklentiler gündemimiz” dedi. Farklı sektörlerde farklı konumlardan panelistler, veri merkezleri kullanım eğilimi ve bu başlıkta beklentilerini paylaşırken, hibrit bulut mimarisinin gelişimine de odaklandı. Doğru kurgulanan bir bulut mimarisinin hem etkinliğinin hem de makul maliyetinin önemine işaret eden panelistler, ‘kullandığın kadar öde’ modelinin geleneksel sistemlere karşı öne çıkacağına vurgu yaptı. Kurumsal ve sürdürülebilir başarının temel ölçütünün artık doğru dijital teknolojilerin etkin kullanımıyla ölçüldüğüne dikkat çekilirken, dijital dönüşümün altyapıdan başladığına değinildi. Bu gerçek karşısında kurumsal ihtiyaçları, kurumsal hedefler paralelinde doğru analiz edebilmek, bunun için danışmanlık desteği almak da önemli bir gereklilik olarak tanımlandı.