Her ülkenin kripto para dünyasına bakışı farklı
2008 yılında ABD’de yaşanan kriz, 2020 yılında küresel dönüşüme yol açan pandemi sonrasında, ülkeler ve piyasalar da ekonomik açıdan köklü ve zorlu bir değişim ve dönüşüm geçiriyor. Kripto paralar ise bu süreçte kilit rol oynuyor. Çünkü merkeziyetsizlik, aracısız işlem özgürlüğü, şeffaflık ve güven başlıkları yatırımcılar için son yıllarda hiç olmadığı kadar önemli ve çekici hale geldi. Bu özellikleri doğrudan bünyesinde bulundurmasına ek olarak merkez bankalarının dijital para birimlerini üretmesine de vesile olan ve öncülük eden Bitcoin liderliğindeki kripto paralar yeni bir finansal düzenin inşasında başrolde yer alıyor. Bu değişim sürecini anlayan ve uyum sağlayan ülkeler olduğu gibi; bu konuyla fazla ilgilenmeyen, mesafeli yaklaşan veya kripto paralara bütünüyle karşı çıkan ülkeler var. Bitay Araştırma Departmanı Analisti Alper Samet Yorak tarafından hazırlanan “Ülkelerin kripto paralara yaklaşımı” başlıklı çalışma ile ülkelerin kripto paralara karşı olan tutumu değerlendiriliyor.
Türkiye: Kripto para yatırımcılarının sayısı ile Avrupa’da ilk, dünyada dördüncü sırada olan Türkiye, kripto paralar ile işlem ve yatırım yapan öncü ülkeler arasında bulunuyor. Kripto para sahipliği ve nüfusun kriptoya olan yaklaşımı konusunda Avrupa’da ilk, dünyada ise en ön sıralarda yer alan Türkiye’de kripto paralara olan ilgi 2020 yılından bu yana ivmelenerek artıyor. 2022 yılında fiyatların ağırlıklı olarak geri çekilmesine rağmen şaşırtıcı bir şekilde Türkiye’de kullanıcı sayısında ve yatırım miktarlarında ciddi oranda düşüş yaşanmadı. Birçok yerli kripto para borsasına sahip olan Türkiye, finans piyasalarına ilginin artması ve yüksek enflasyondan dolayı yatırımcıların kripto paralara yönelmesiyle yatırımcı sayısında Avrupa’da ilk sırayı aldı. Ülkemizde, TCMB ve SPK öncülüğünde kripto paraların yasallaşma sürecini yönetilirken, TBMM’nin de sektörün düzenlenmesi konusunda kripto paraların önde gelen isimleriyle istişarelerini devam ettirdiği biliniyor.
ABD: Yatırımcıların en çok ilgilendiği ve dünyada hem kripto para piyasası hem de finans piyasaları üzerinde belirli bir güce sahip olan ABD, dünyada en çok kripto para madenciliği ve merkeziyetsiz finans (DeFi) şirketlerine ev sahipliği yapan ülke konumunda. Nitekim Crypto Head şirketi tarafından da “dünyanın kripto sektörüne en hazır ülkesi” olarak görülen Amerika Birleşik Devletleri, regülasyon konusunda da en çok takip edilen ülke oluyor. Çin başta olmak üzere, Asya ülkelerinin kripto paralara karşı soğuk tutumu, ABD ve Avrupa’nın sektör üzerindeki ağırlığını artırdı. SEC gibi düzenleyici kurumlara ek olarak ABD Merkez Bankası’nın FED kararları da kripto paraların seyrini etkilemeye devam ediyor. Zaman zaman düzenleyici kurumların kripto paraları baskı altına alması sektörü zorlarken, halkın kripto paralar konusunda yüksek benimseme oranına sahip olması uzun vadede iyimser beklentileri ve devletin ılımlı yaklaşımını daha da ileriye taşıyacağına işaret ediyor.
İngiltere: 2018 yılında Büyük Britanya’nın FCA’sı, “Bank Of England (İngiltere Bankası)” ve “HM Treasury (HM Hazinesi)” ortaklaşa, “Cryptoassets Taskforce” yani Kripto Varlık Komitesini adlandırma düzenlemesinin ne zaman ve nasıl yapılacağını araştırmak üzere kurdular. Birleşik Krallık’ta Bitcoin ATM’leri, lisansa sahip olduğunda ve FCA tarafından düzenlendiğinde yasaldır. Şu anda Birleşik Krallık’ta kripto varlıkların satın alınabildiği 250’den fazla Bitcoin ATM’si bulunmaktadır ki bu Birleşik Krallığı Avrupa’da en çok Kripto ATM’sine sahip ülke yapmaktadır. Kripto para dostu olarak nitelendirebileceğimiz İngiltere’de de finans sektöründen gelen ve henüz birkaç ay önce seçilerek başkan olan Rishi Sunak, kripto paralara olan pozitif yaklaşımıyla biliniyor. Nitekim geçtiğimiz aylarda stablecoinler, geçerli para birimleri olarak tanındı.
El Salvador: Kripto paralar konusunda belki de en dost ülke konumunda bulunan El Salvador, ülkesinde Bitcoin’i resmi para birimi olarak ilan eden ilk ülke konumunda. Nitekim ülkenin lideri Nayib Bukele, Bitcoin’i finansal bir devrim olarak görüyor ve dünya çapındaki yabancı yatırımcılara kripto kazançları üzerinden vergi muafiyeti getiriyor ve yatırımlar yapmasını istiyor. Böylece El Salvador’un dünya çapında kripto para cenneti olmasını sağlamaya çalışıyor.
Singapur: “Asya Kaplanı” olarak anılan ve 1970’lerden sonra Güney Kore ile birlikte en hızlı kalkınan ülkelerin başında gelen Singapur, bölgenin istikrar ve finans merkezi olarak gözde ülkesi konumunda. Fintech alanında birçok kuruluşa ev sahipliği yapan Singapur’da ayrıca birçok global kripto para borsası da lisans süreçlerini tamamlamış durumda. Bunun yanı sıra Singapur, özellikle bireysel yatırımcıların korunması için çıkartılan yasalarla öne çıkıyor ve Singapur Para Komitesi (MAS) kripto paralarla ilgili çalışmalarda bankalarla ortalıklar yapıyor.
Japonya: 2017 yılında Bitcoin ile ödeme yapabilme imkanını yasal olarak ilk kez tanıyan ülke olan Japonya, bugünlerde kripto önlemlerini yürürlüğe koymaya hazırlanıyor. Bu yasaların özellikle kripto paralarla kara para aklamanın önüne geçilmesi yönünde tedbirleri içereceği söyleniyor. Yerel medyada çıkan haberlere göre ülkedeki yasal çerçeve, yeni uygulamalar ile küresel kripto düzenlemelerine uyumlu hale gelecek. Kripto paraları benimsemede önde gelen ülke, gelişen vergi yasalarıyla Asya’da kripto düzenlemeleri ve lisanslı kripto para borsalarıyla kıtaya öncülük ediyor.
Avrupa Birliği: Birçok kripto para borsasına lisans veren Avrupa Birliği ülkelerinden Hollanda, Fransa ve Slovenya kripto paralara olan pozitif yaklaşımıyla bilinirken; AB, kripto para piyasası ile ilgili daha çok regülasyon ve düzenleme çerçevesi konusunda adım atmayı tercih ediyor. Kara para aklama ve terörizmin finansmanı için kullanıldığı öne sürülen kripto paralar hakkında endişeleri gidermek için sektörü kontrol etme istekleri mevcut. Bu nedenle nispeten sert ve katı bir tutum içerisinde bir tavır sergileyen AB, kripto paralara karşı ortada duran ve daha çok yasal düzenlemelere odaklanan bir yaklaşımı benimsiyor.
Çin: Çin, kripto paralara olan dalgalı ve karışık yaklaşımıyla öne çıkıyor. Bilindiği üzere özellikle 2018-2019 yılları öncesinde Asya kıtasının ağırlığı kripto para piyasası üzerinde daha fazlaydı. Özellikle kara para aklama iddiaları, kontrolü mümkün olmayan bazı işlemler ve yüksek madencilik faaliyetleri gibi sebeplerle kripto paralara yaklaşımını sertleştiren Çin, bir dönem kripto paraları ülke içinde yasaklamaya ve madencilik faaliyetine son vermeye bile gitti. Ancak Haziran itibariyle Hong Kong’da kripto para borsalarının tekrar aktif hale gelmesi ve yıl sonuna kadar da stablecoin düzenlemesinin tamamlanacağı beklentisi yatırımcıları umutlandırdı. Genel olarak Çin’in Hong Kong aracılığıyla kripto paralara artık daha ılımlı yaklaşması ve kripto odaklı teknolojileri yine Hong Kong aracılığıyla test etmeye başlaması pozitif olarak değerlendiriliyor. Özetle kripto para piyasasını yasaklamaya dahi giden dünyanın en büyük ekonomisi Çin’in finansal ve teknolojik fırsatları görüp yumuşamaya gitmesi sektör açısından oldukça önemli gelişme olarak değerlendiriliyor.
Kripto paraların daha fazla kullanımı ve yaygınlaşması ancak ülkelerin kripto para teknolojisini anlaması, içselleştirmesi ve kapsayıcı bir şekilde yaklaşması ekosistemin gelişmesi açısından çok önemli. Çünkü küresel sistem üzerinde regülatör kurumların ağırlıkları çok fazla ve insanların yatırım tercihleri üzerinde doğrudan kontrol sahibi olabiliyorlar. Bu açıdan kripto dostu ülkeler kapsayıcı düzenleyici çerçeveler geliştirmede ve bir inovasyon kültürünü beslemede etkili olmaktalar. Elbette her ülkenin kripto paralara yönelik politika ve tutumları farklılık gösterse de genel eğilimin gün geçtikçe olumlu yöne evrildiği görülüyor. Halihazırda bireyler tarafından yüksek taleple karşılaşan kripto paralara düzenlemeler ve kapsayıcılık açısından öncülük eden ülkeler uzun vadede pastadan daha fazla pay alabileceklerdir.