Hikaye uyduran değil yazan önemli!
Biri size başarılı olmanın 10 yolu gibi bir şey diyorsa, hemen oradan uzaklaşın. Başarı öyle iki satır okuyup sonuca ulaşmak değildir. “Nasıl başarılı olunur”u anlatmak için 42 yıllık sektör deneyiminde öğrendiklerimden çıkardığım sonucu paylaşmak istiyorum. Yüzde 100 doğruluğunu garanti edemem, öyle olsa kendim bugün en başarılı insan ilan edilirdim. Bir de bilmek ile yapmak arasında fark da bu konu için iyi güçlendirici ek açıklama sayılabilir.
Buyurun, insanlar nasıl başarılı oluyor ona bakalım. Yerli veya uluslararası şirketlerde çalışan, uzun yıllar boyunca edindiği bilgi, tecrübe ve emeğiyle başarıya ulaşan yöneticilerimiz var. Bu kişilerin başarısını zaten tartışamayız bile. Onun için başarılı gözüküp de aslında pek de başarılı olmayan tipleri konuşalım.
- Büyük bir markaya bir şekilde adım atanlar var. Başlangıçta çok çalışıp, sonrasında etiketi kapanlar. Gerisi kolay. Çünkü uluslararası firmaların (çoğunlukla) tepesine çıktığınızda tek ölçü var, o da ciro. Ciro tamamsa o şirketteki görevde kalırsınız, ciro eksikse gözünüzün yaşına bakmadan indirirler. Peki cironun yüksek olabilmesi neye bağlıdır? Markanın ve ekibin gücüne. Başta duran kendisi de dahil olarak ekibi çok çalıştırırsa hikaye yazılır, ciro daha da iyi olur. Peki bu görevin rahatlığıyla oturup yayarsa? Eğer marka ve ekip güçlüyse hiç zararı olmaz, ciro yükselmeye devam eder. Başarılı kim diye sorulduğunda da tepedeki adam gösterilir. Yani ilk başlarda çalış, yüksel, iyi ekip kur, sonra arkana yaslansan da olur. En az 3-4 sene o görevde kalırsın. Örnek mi lazım, yazın bana söyleyeyim. Kamuda başarılı gözükenlerin belki anlatımı farklı olabilir ama hikaye hep aynıdır. Şöyle bir düşünün, kimleri bulacaksınız.
- Bu görevden indirilenlerin başka markaya geçmesi de çok kolaydır. Yeni markaya hazırlayacakları edindikleri tecrübe ile vizyoner ve çok güçlü bir sunum yeni görevi almak için yeterlidir. Yabancı markalar gerçeklerden hoşlanmaz, onlara tabloyu hep güzel göstereceksiniz. Tabloyu abartanlar görevi kapar, yalanları ortaya çıktığında “ya zaten kadrom azdı, pazarlama bütçem kısıtlıydı, daha fazla imkan verin neler yaparım” dediğinde 2-3 sene daha kazanır.
- Bir de bir yerlerden torpilliler var. Baban örneğin büyük bir holdingin sahibi ise o holdingte alacağın bir görevde çok hata yapmazsan herkes için başarılı kabul edilirsin. Maaş ödeme sıkıntın yok, vergilerin zamanında ödenmiş, banka hesapları dolgunsa her şey daha kolay. Gelsin de; gelirleri düşük, pazarlama bütçesi olmayan bir şirketi büyütsün, o kişiyi ayakta alkışlarım.
Gerçek anlamda nasıl başarılı olunur? Yukarıdaki tiplerle karıştırmadan anlatmaya çalışayım;
- Bir kere 10.000 saat kuralı vardır. İşte, sporda, sanatta bir konuda 10.000 saat harcamadan usta olunmaz, başarılı olunamaz. Kısa sürede başarılı olanlar da elbette vardır ama bunların dahi özelliklerinde olması muhtemeldir. Yani çok çalışmadan başarılı olunamaz.
- Liderin kişisel özellikleri çok önemlidir. Herkes başarılı olamaz.
İkna olmadınız mı? Bakın Apple’ı Apple yapan Steve Jobs’tur ama Apple’a bir sürü önemli insan da CEO’luk yapmıştır ama onun verdiği ruhu ve başarıyı markaya katamamışlardır. Jobs’un yerini alan CEO Gil Amelio şöyle diyor: “Apple her zaman Steve’in en iyi ve en kötü yanlarını almıştır. Eski CEO’lar John Sculley, Micheal Spindler ve ben işi devam ettirdik ama şirketin kimliğini fazla değiştirmedik. Steve Jobs’la olan ilişkimde kızmam gereken çok şey olmasına karşın Apple’ın sevdiğim yönlerinin çoğunun onun kişiliğiyle belirlenmiş olduğunu kabul ediyorum.”
Buna diğer örnekleri eklemek kolay;
Facebook Mark Zukenberg, Amazon Jeff Bezos gibi. Ülkemizden de örnekler çok ama burada marka ismini yazmam sıkıntı oluşturabilir.
- Çok çalışmak yetmiyor, bir de ahlaklı olmak lazım. Kimsede soru işareti bırakmamanız gerekiyor.
- Son olarak başarı için gereken şansı da katalım. Buna kimisi ilahi destek de diyebilir. Fakat emin olduğum bir şey var ki, bazı insanlar başarıya gittikleri yolda önemli şanssızlıklar yaşayabilir ve bu o kişileri aşağı çekebilir.
Siz siz olun, o başarılı gibi gözüküp başarısını şov haline dönüştüren insanlara taviz vermeyin. İnternette takipçi sayılarına oynayanlara gülüp geçin. Başarılı insan diyebilmeniz için gerçekten hikayeler yazmış olmaları gerekiyor, hikaye uydurmaları değil.
Yazdım…