Hız, tüm sektörlerde olacak!
Identify Türkiye, Türkiye’de kimlik doğrulama sürecini 4-5 dakikaya indirip yüksek dönüşüm oranlarına ulaşmayı hedefliyor.
Uzaktan kimlik tespiti; geleneksel yöntem, yani hizmet veren kurum ile müşterinin fiziksel olarak bir araya geldiği ve müşterinin hizmete erişebilmesi için gerekli bilgi ve belgeleri kuruma elden teslim ettiği, doğrulamanın da bu belgeler aracılığıyla yapıldığı işlemlerdeki güvenlik zafiyetlerinin hepsine ek önlem olarak hayata geçirilmiş bir uygulama. Geleneksel yöntem ile başta sahtecilik ve dolandırıcılık olmak üzere güvenlik riskinin en yüksek olduğu iki sorun, kullanılan kimlik belgesi ve başvuruda bulunan kişiydi. Uzaktan kimlik doğrulamada ise kimlik tespitinde ilgili kişinin bulunması ve teyit edilmesi gerektiği için bu iki risk bertaraf edilmiş oluyor. Bu bilgileri paylaşan Identify Türkiye Genel Müdürü Ali Haydar Ünsal, 1 Mayıs 2021 itibariyle bankalar ile başlayan bu yeni süreçte mevzuat gereği yeni çipli T.C. kimlik kartlarının kullanılabildiğini de hatırlattı. Ali Haydar Ünsal’ın dikkat çektiği gibi, yeni kimlik kartları sahtecilik ve dolandırıcılık teşebbüslerine karşı daha fazla güvenlik öğesi içeriyor. Kopyalanması veya sahtesinin üretilmesi de oldukça güç. Bu arada, uzaktan kimlik tespitinde bu yeni kimlik kartlarının kullanılmasının yanı sıra bu kartların taşıdığı güvenlik ögelerinin de standartlara uygun olup olmadığı, üzerinde değişiklik yapılıp yapılmadığı ve ilgili kimlik kartını vermeye yetkili kimlik doğrulama kurumu kontrol sağlayabiliyor. “Bu kontrol aşamalarında yapay zeka ve makine öğrenmesi teknolojileri kullanılıyor. Ayrıca resmi kurumların veri tabanlarından sorgulama ile karttaki bilgilerin doğruluğu teyit ediliyor. Böylece sahte kimlik ile işlem yapabilmek imkansız hale geliyor” bilgisini paylaşan Ali Haydar Ünsal’a göre, uzaktan kimlik tespitinde sahtecilik ve dolandırıcılık teşebbüsleri ileri düzeyde teknolojik altyapı ve bilgi gerektiriyor. Görüntü ve ses verilerinin sahteleri oluşturulabilse de, bunları kontrol eden sistemlerin de atlatılabilmesini sağlayacak teknolojik düzeyde olması gerekiyor. “Mevzuatta bu tip teşebbüslere karşı önlem olarak canlı video görüşmesi bulunuyor. Müşteri temsilcileri, kişiler ile canlı video görüşmesi yapıyor ve teknolojik olarak üretilmiş bir içerik olmadığına dair işlemler gerçekleştiriyorlar. Yapay olarak üretilmiş kişi ve video kayıtları bu adımla tespit edilebiliyor” bilgisini veren Ali Haydar Ünsal, Identify Türkiye hakkında bilgi verirken, hedeflerini de anlattı:
Odaklandığınız başlıklar hakkında bilgi verir misiniz?
Identify Türkiye; bankacılık-finans, sigorta, telekomünikasyon, e-ticaret, oyun ve araç kiralama gibi sektörlerde faaliyet gösteren kurumlara regülasyonlara uygun olarak Uzaktan Müşteri Edinimi ve Müşteri Tanıma (KYC) çözümleri sunuyor. Türk-Alman mühendis ve uzmanlardan oluşan bir ekiple geliştirilen Identify IMPaaS platformu ile uçtan uca müşteri tanımlama, müşteri tanıma gibi kritik süreçleri yönetip değerlendirme imkanı sunuluyor. Ar-Ge gücümüz ve uzman kadromuzla son 4 yılda Almanya’da alanımızın en önemli oyuncuları arasında yer aldık. Türkiye’yi nitelikli Ar-Ge mühendislerinden oluşan bir yazılım üssü haline getirmeyi, buradan tüm dünyaya teknoloji ihraç etmeyi hedefliyoruz. Regtech deneyimiyle de şirketlerin ilgili regülasyonlara uyumunu sağlıyoruz. Türkiye’de ayrıca Avrupa’ya açılmak isteyen startup’lara da regülasyon desteği sunuyoruz.
Bu mimariyi hangi sektörler, hangi ölçekte şirketler tercih ediyor?
Uzaktan kimlik tespiti, yani dijital onboarding ya da KYC olarak adlandırdığımız bu süreç aslında müşteriye dokunan her sektörde kritik bir öneme sahip. Özellikle pandemi döneminde talepleri önemli ölçüde değişen, daha dijital hale gelen bir müşteri tipiyle karşılaştığımızı ve bu müşteri tipinin artık fiziki bir banka şubesine, iletişim merkezine, sigorta acentesine gitmek istemediğini göz önüne aldığımızda vazgeçilmez hale gelmesi de doğal. Türkiye özelinde baktığımızda Temmuz 2020’den bu yana bankacılık başta olmak üzere, e-ticaret, telekomünikasyon, finans kuruluşları, sermaye piyasaları gibi sektörlerde düzenlemelerin planlandığını, yavaş yavaş da uygulanmaya başlandığını görüyoruz. Bu sektör çeşitliliği giderek artacaktır. Çünkü uzaktan müşteri edinimi dediğimiz uygulamalar, ciddi anlamda yeni iş fikirlerini, yeni alanları, yeni dönüşümleri beraberinde getirecek nitelikte ve hemen hemen her sektöre sirayet etmesi, özellikle Türkiye özelinde düşündüğümüzde kaçınılmaz.
BDDK düzenlemesi bu başlıkta çalışmalarınızı nasıl etkiledi? Bu alanda finans sektörü bazında beklenti ve stratejinizi paylaşır mısınız?
Almanya’da uzaktan kimlik tespitine ilişkin çözümlerimiz 4 yılı aşkın süredir kullanımdaydı. Türkiye’de yoğun dijitalleşme adımlarıyla birlikte KYC ve Digital Onboarding olarak da adlandırılan uzaktan müşteri edinim çalışmalarının öneminin giderek artığının farkındaydık. Özellikle pandemi bu süreçlere ilişkin talebi pekiştiriyordu. Bir regülasyon şirketi olarak BDDK’nın bu alanda çalışma yaptığını ve pazarın da henüz Türkiye’de oluşmadığını gözlemleyerek Eylül 2020’de Türkiye açılımımızı gerçekleştirdik. 4-5 aylık süreçte aslında Türkiye’deki kullanıcılarla Almanya’daki kullanıcıların KYC özelinde farklı istekleri olduğunu keşfettik ve BDDK yönetmeliği yayınlanmadan önce Türkiye’ye özel ve tamamen Türk mühendislerin katkısıyla geliştirdiğimiz KYC Hybrid ürünümüzü kullanıma sunduk. BDDK yönetmeliği bizim pazara yeni ürün sunmamızı, farklı sektörler için yeni çalışmalar yapmamızı, yeni hedefler koymamızı sağladı diyebilirim.
Bu yapıyı nasıl geliştireceksiniz?
1 Mayıs’ta BDDK yönetmeliğiyle BDDK’ya bağlı finansal kuruluşlar için yasal hale gelen, sermaye piyasası aracı kurumları, sigorta ve reasürans şirketleri, faktoring şirketleri ve ödeme kuruluşları için de regülasyonların çıkmak üzere olduğu süreçler aslında araç kiralamadan e-ticarete, online eğitimden finansa hatta oyundan kripto para borsalarına kadar hemen hemen her sektör için önemli avantajlar sunuyor. Finans sektörü özelinde baktığımızda ise özellikle müşteri deneyimini doğrudan etkileyen bir süreçle karşı karşıyayız. Araştırmalar, bir şirkete online olarak katılmak isteyen 10 kullanıcıdan 6’sının beklediğinden uzun sürdüğü için süreci terk ettiğini gösteriyor. Biz özellikle KYC Hybrid ürünümüzle tamamen dönüşüm oranlarını artırmaya odaklanıyoruz. Müşterinin memnun kalmadığı noktada süreci terk etmesini engelleyerek ona canlı destek önerisi sunuyoruz ya da başka bir tarihte müşteri müfettişiyle birlikte yeniden denemesi için randevu veriyoruz. Almanya’da edindiğimiz rakamlar ortalamanın çok üzerinde. Bunu Türkiye’ye de uyarlayacağımızdan şüphemiz yok. Türkiye’de kimlik doğrulama sürecini 4-5 dakikaya indirip yüksek dönüşüm oranlarına ulaşmayı hedefliyoruz. İşbirliği yapacağımız kurumların müşteri deneyimlerinde birkaç adım öne geçmelerine destek sunacağız. Bu alanda bir diğer stratejimiz ise pazarın gelişimini sağlamak. KYC çok kritik bir konu ve yetkin teknolojiye sahip şirketlerin başarabileceği bir süreç. Bu nedenle pazara KYC’yi anlatmaya, fırsatlarını aktarmaya ve teknolojide yetkin olmadan bu süreci başarıya ulaştıramayacaklarını göstermeye odaklandık. KYC ile pek çok sektörde bambaşka fırsatlar olduğunu biliyoruz. Bunu tüm sektörleri oyuncularına anlatarak bu alanda Türkiye’nin Avrupa’ya öncü olması için çalışacağız.
Stratejilerinizi paylaşır mısınız?
2021 yılı itibariyle pek çok sektörün kritik oyuncularıyla görüşme şansı elde ettik. Pek çoğuyla işbirliğine başlamak üzereyiz. Bunun yanında sunduğumuz çözüm, kurmayı hayal ettiğimiz ekip ve iş motivasyonumuz geleceğe cesaretle bakmamızı sağlıyor. Türkiye’de ve Almanya’da işini severek yapan, süreçleri geliştirmeye odaklanan, girişim ruhunun enerjik yapısına sahip bir ekip kurmayı hedefliyoruz. Yakın gelecekteki en önemli hedefimiz bu diyebilirim. Uzun vadede ise KYC’ye ihtiyaç duyan tüm kurumlara hizmet vermeyi, hatta onların bu hizmeti kimden aldıklarını unutturacak kadar işini iyi yapan bir şirket haline gelmeyi istiyoruz. Ve elbette her girişimin hayal ettiği gibi geleceğin unicorn’u olmayı istiyoruz.