HSBC fintek ekosistemini büyütüyor
Bilişim teknolojilerinin iş dünyasına yansıması aşamasında öncü sektör olan finans sektörü, bu konumunu güçlendirerek sürdürüyor. Bu süreçte ise fintekler de önemli bir görev görmeye başladı. Klasik teknolojilerin dışındaki yeni teknolojilerle (yapay zeka, blockchain, metaverse vs) yeni bir dünyaya açılmaya başlayan finans sektörü ve teknoloji ilişkisi ve HSBC’nin bu konuda yaptığı çalışmalar hakkında HSBC Bilgi Teknolojileri Grup Başkanı Funda Öney, sorularımızı yanıtladı.
- Finans alanına yönelik dünyadaki teknolojinin gelişimi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Finans alanında teknolojik tüm gelişmeler uzun yıllardır diğer sektörlere göre çok daha yakından takip edilmekte ve hızla ya iş modeline ya da müşteri deneyimine dönüştürülmektedir. Özellikle yapay zeka ile robotik alanları teknolojik olarak olgunluk seviyesinde kullanıma hazır hale gelerek hem fraud, müşterini tanıma, mali suç risklerini tespit etme, siber güvenliğin sağlanması gibi risk ile ilgili başlıklarda operasyonel yüklerin ve zararların hafifletilmesinde hem de müşteriye değer katacak kişiselleştirilmiş ürünleri ve kampanyaları sunacak noktaya gelmiştir. Bu iki teknolojinin de finans sektöründe artık hijyen faktörü olacağını rahatlıkla söyleyebilirim. Müşteri hizmet alanının genişletilmesi adına roboadvisory, chatbot gibi yapay zeka destekli uygulamalar da interaktif bir ilişki yaşanabilen bir nevi sanal RM’ler haline gelmeye başladı. Bir başka hijyen faktörü niteliğindeki teknoloji de bulut teknolojilerinin kullanımıdır diyebiliriz. Müşterinin taleplerini yerine getirmek için veri merkezlerinde kapasite artırımlarını manuel olarak takip etmek yerine kullandığın kadar öde ilkesiyle otomatik kapasite yönetimi ile ölçeklenebilir bir ortam yaratan bulut teknolojileri için şu anda dünyada 4 büyük bulut hizmet sağlayıcı var. Bu hizmet sağlayıcılar artan güvenlik ihtiyaçlarını da karşılamak için büyük yatırımlar yapıyorlar. Müşteri verisinin güvenli bir şekilde muhafaza etmenin yanında müşterinin sosyal medya dahil her olumlu ya da olumsuz işlemlerde bıraktığı izlerin yani büyük verinin saklanıp değere dönüşeceği büyük veri ortamlarının bulut ile çözülmesi daha verimlidir. Yapılan araştırmalar önemli pazarlardaki firmaların %51’inden fazlasının 2025’e kadar bulut çözümlere geçeceğini gösteriyor. Yine buluta uyumlu yapılar olan microservis mimariye geçiş finans dünyasında teknoloji ekiplerine istenen hızı getirecektir. Değişikliklerin hızla geliştirilip üretim ortamına alınmasını mümkün kılan microservis mimariye geçiş kararları da finans dünyasının öncelikleri arasındadır.
Dünya hiç olmadığı kadar birbirine entegre oldu, firmaların müşterilerini merkeze almasına gerek kalmadı çünkü müşteriler zaten merkeze oturdu. Artık müşterilerin bulundukları yerde ona hizmet sunan firmaların ve ürünlerin arasından müşteri kendine en uygun bulduğu seçeneği tercih edebiliyor. Yani bir başka deyişle artık rekabet tam rekabet! Bunu güvenli bir şekilde yapmayı sağlayan da açık bankacılık yani API dünyası. API dünyasının 2021-2026 arasında yaklaşık %20 büyüyeceği tahmin ediliyor. 2018-2023 büyümesi %33 olarak öngörülürken 2023’te pazarın 5.1 milyon dolara ulaşacağı tahmin ediliyor. Her tür işbirliğine kapı açan API’lar açık bankacılık kavramıyla finans teknoloji şirketlerinin ve aynı zamanda müşterilerin yeni iş modelleriyle buluşmasını sağlayarak hayatı daha da kolaylaştırıyor olacak.
Her alanda artan sayıda mobil uygulama olması yeniden konsolidasyon ihtiyacını doğuruyor. Müşteriler için uçtan uca bir süreci yaşamaya imkan verecek superappler‘in zamanı başlıyor.
Bunların yanı sıra dikey ve yatay ilerlemeyi tam manasıyla disruptive (yıkıcı yenilikçi) olarak değiştirip finans teknoloji ortamını bir başka evrene taşıyacak gelişmeler de mevcuttur. Blockchain, akıllı kontratlar, web 3. 0 ile birlikte dağıtık, merkeziyetsiz yapılar sanal ortamda bilgi ve para alışverişinin bireyler arası yapılabildiği, tüm yaşadığımız dünyanın kültürü, etiği, varlıklarıyla birlikte metaverse evrenleri ile oluşmaya başladı. Blockchain’de büyümenin 2025 ile birlikte hızlanmaya başlayacağı ve pazarın 2030’a kadar 17 kat büyüyerek 3.1 trilyon dolara ulaşacağı bekleniyor. Metaverse dijital ortamları ve kavramları bir evrende buluşturuyor. “Code is law” yani “kod kanundur” yaklaşımı ile sadece yazılımın uygulama olmadığı bir yaşam biçimi olduğunu, bizi çevreleyen 3 boyutlu “yeni dünya” olduğunu söyleyebiliriz.
Oyun sektörüne dokunmadan teknoloji konuşmuş olamayacağımızı düşünüyorum. 180 milyar dolarlık hacmiyle metaverse kavramını duymadan önce yaşatan oyun sektörünün kültürü, eğlencesi ve yaşam şekliyle yakın gelecekte finans dünyasının daha fazla içinde olması gerektiğini düşünüyorum. Yaptığımız uygulamalardaki deneyimin, kurumsal firmalarının müşterilerle kurduğu ilişki biçiminin oyuncuların sevdiği metaverse evrenlerine uygun olacak şekilde geliştirilmesi yakın zamanda bizlerin odak noktası olacak.
Bütün bu gelişmelerle bankalar hızla finansal hizmet sağlayan teknoloji firmalarına dönüşüyorlar. Bu nedenle sadece teknolojik gelişimin fonksiyon geliştirmek için değil IT’de yapılan işlerin SecDevOps ile uyumlu şekilde otomasyon ve araçlarla donatılmış olması hem de kültürün, iş yapış biçiminin Agile Framework ile desteklenmiş olması gerekiyor.
- Bu süreçte finketlerin rolünü nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yurt dışında farklı bankaların sistemlerini görme şansım oldu ve şunu söyleyebilirim ki hem teknoloji hem de fonksiyonalite anlamında Türkiye’de müşterilerimize daha ileri bir bankacılık hizmetini sunuyoruz. Türkiye yaklaşık 83 milyon kredi kartı sahipliğiyle dünyada 9. sırada ve 70 milyonun üstünde bireysel dijital bankacılık müşterisi ile geniş bir kullanıcı deneyimine sahip. Ülkemiz açısından önemli bir değer olan finteklerimize 2016’dan 2021’e gelindiğinde yatırım hacminin 5.3 kat artmış olması herkes tarafından son yıllarda buradaki fırsatların görüldüğünün açık bir göstergesi. Bir başka araştırmada (Cornerstone Advisors) 290 firmaya 2019’da firmaları için finteklerle işbirliğinin ne kadar önemli olduğu sorulmuştu. 2019 cevapları 2022 ile karşılaştırıldığında çok önemli ya da önemli diyenlerin yüzdesi 49’dan 89’a yükselmiş yani 1.8 kat artmış durumda. Müşterilerin yüksek hız beklentisi, ticari ve finansal aktivitelerin dijital ortamlara kayması her geçen gün yeni oluşan problemlerin çözümlenmesine odaklanmayı, müşterilerimizin hayatlarına değer katarken etkin çözümler üretmek için doğru teknolojiyi kullanmayı gerektiriyor. Son yıllarda bankalar tek başlarına bu konuda alacakları yolun beklenen hızı karşılamayacağını gördü ve kendi IT kaynaklarıyla sınırlı kalmak yerine hazırda çözüm almayı daha değerli bulmaya başladı. Şimdilerde finteklerin dahi fintek arayışında olduğunu görüyoruz. Yani fırsatlar artıyor, çözülmesi gereken yeni konular için teknolojinin sağladığı imkanların kullanılması ve ekosistemin büyümesi için de legonun parçaları gibi finteklerin en iyi olduğu alanda uzmanlaşıp çözümleri ortaya koyması herkes için kazan kazan bir model yaratıyor. Finteklerin daha çevik olması, belirli konuya odaklı çalışıyor olması sayesinde inovatif, müşterinin deneyimini her geçen gün iyileştiren çözümleri görme hızımız artıyor. Fintekler sayesinde bireylerin, gündelik hayatlarında transferler, ödemeler, alış-veriş, yatırım, bütçe yönetimi gibi finansal aktiviteleri daha güvenli, hızlı ve kolay yapabilme imkanları artarken finans sektörü açısından da verimlilik, ürün çeşitliliği, etkinlik artıyor. Bu gelişmelerin sonucunda şeffaf, güçlü ve dinamik bir finansal sisteme ulaşmak mümkün oluyor. Projeksiyonlar da gösteriyor ki hem Türkiye hem de globalde fintek sayıları 2020’deki rakamların 3 katına çıkacak.
- Bu noktada HSBC olarak sizin fintek yaklaşımlarınız nasıl şekilleniyor?
HSBC ürünlerini ve müşterilerine sunduğu servisleri geliştirmek için pek çok fintek ile çalışıyor. Bunun sağlanabilmesi için her geçen gün süreçlerini iyileştirmeye devam ediyor. Finteklerin HSBC’nin beklediği teknoloji standartlarını yerine getirebilmesi için firmalara bu konuda eğitimler vererek, mentörlük süreçleri tasarlayarak sistemin güvenli bir şekilde büyümesini sağlamak temel hedef diyebilirim. Hatta bu fintekler ile çalışmayı kolaylaştırmak için yeni bir finteki 10 gün içinde PoC sürecine onboard edecek 6 adımlık bir süreç oluşturmuş durumdayız.
- HSBC’nin dünyada ve Türkiye’de teknoloji yaklaşımını nasıl değerlendiriyorsunuz?
HSBC olarak güncel teknolojileri oldukça yakından takip ediyoruz – HSBC Global’de cloud hizmetlerinin bankacılık açısından güvenli şekilde kullanımına yönelik çalışmalar oldukça ilerlemiş durumda. Bu şekilde hem public cloud hizmetlerinden yararlanma imkanı sağlanıyor hem de data anlamında özellikle bankaların ihtiyaç duyduğu müşteri bilgilerinin güvenliği sağlanmış oluyor. Global stratejide bulut teknolojileri stratejinin ilk bileşeni. 4 büyük bulut teknoloji sağlayıcıları “Amazon, Google, Microsoft Azure ve Ali Baba” ile anlaşmalar sağlanarak public bulut çözümleri güvenli bir şekilde kullanılmaya başlandı. Buna karşılık Türkiye’deki bankacılık regülasyonları public cloud hizmetlerini kullanmamıza izin vermiyor. Son düzenlemeler artık Türkiye’de faaliyet gösteren bir bulut sağlayıcı ile bankacılığa özel bulut hizmetinden faydalanabilecek durumdayız. Sektör olarak buradaki gelişmeleri yakından takip ediyor ve ülkemize ölçek ekonomisinde fayda sağlayacak Türkiye on premise bir bulut çözümünün gelmesini bekliyoruz. HSBC Türkiye olarak bulut altyapılarına dönüşüm için gerekli adımları atıyoruz. Globaldeki gibi biz de microservis mimariyle cloud native uygulama altyapısına geçişi planladık.
Veri HSBC içinde uranyum olarak adlandırılıyor. Bankamız müşteriye kişiselleştirilmiş hizmetin verilebilmesi için veri analizlerinin değerine inanıyor. HSBC müşteri verisinin güvenle saklanması için verinin muhafızı olduğunu biliyor. Bankamız sorumluluklarına uygun hem organizasyonel hem süreç hem de teknolojik açıdan gerekli önlemleri almış durumda. Konsolide ve anonimleştirilmiş veriye kolay, ihtiyaca uygun ulaşımı sağlamak ve verinin anlaşılır bir şekilde katma değere dönüştürebilmesi için de yatırımlarını ve eğitimlerini hazırlayarak çalışanlarını destekliyor. Business Insider’a göre şu anda bankaların %80’i yapay zekanın sağlayacağı faydaların yüksek oranda farkında ve HSBC olarak biz bu alana çok önce yatırım yapmaya başladık: Finansal suç tespitinde, müşteri ihtiyaç analizlerinde, risk analizlerinde ve operasyonel süreç iyileştirmelerinde yapay zekayı etkin şekilde kullanıyoruz. IT alanında da yardım masasına en çok gelen çağrıların tahmin edilebilmesinde kullanılıyor. Özetle mümkün olduğunca veri ve yapay zekayı bir araya getirip veriden değer üretmeye çalışıyoruz.
İngiltere’de HSBC Connected Money bu alanda uzun zamandır oldukça popüler bir uygulama oldu. Tüm bankalardaki hesaplarınızı ve kartlarınızı tek bir mobil platformda görebiliyorsunuz. Dijitalden Müşteri Kazanımı” ve “e-Trader Platformu” projeleri ile müşterilerimizi dijitalin pratikliği ve hızıyla bir araya getiriyoruz.
Söz konusu projelerimizle müşterilerimiz ve bankamız için hem süreç etkinliği hem de kaynak etkinliğini artırıyoruz. Ayrıca bu tür dijital projelerimizle karbon ayak izinin azaltılmasına da katkı sağlıyoruz. Dijital ve sürdürülebilirlik konularına dokunan bu tarz İkiz Transformasyon etkisine sahip (Twin Transformation) projelerimizin başarısı farklı platformlar tarafından da takdir ediliyor. Teknoloji alanında projeleri ödüllendiren IDC Türkiye Finans Teknoloji Ödülleri’nde Dijital Kanallar kategorisinde “Dijitalden Müşteri Kazanımı” ve “e-Trader Platformu” projelerimiz ile ikincilik ödülüne layık görüldük. Kazandığımız ödüller hem bu alandaki stratejimizin doğruluğunu teyid ediyor hem de daha da iyilerini hayata geçirmek için bize cesaret, motivasyon veriyor.
Türkiye ‘de özellikle yakından takip ettiğimiz diğer bir konu da Açık Bankacılık – özellikle finteklerle işbirliğinin önünü açması ve teknoloji şirketlerinin hızını, yeni teknoloji uygulamalarını finans kuruluşlarıyla birleştirmesi bizim ilgimizi çeken bir alan, bu nedenle önem verdiğimiz bir konu. Biliyorsunuz bu konuda bankaların çalışma yapısını oluşturan kurallar ve yönetmelikler yayınlandı. Biz de bu kurallara uygun bir altyapı kurmak için çalışmalara başladık.
Ayrıca Türkiye’deki fintekleri yakından takip etmek ve hangi teknoloji çözümlerini uygulayabilirizi değerlendirmek için fintekleri konuk ettiğimiz HSBC Teknoloji Festivali düzenliyoruz. Bu şekilde hem finteklere destek sağlamış oluyoruz hem de müşterilerimize sunabileceğimiz teknolojileri yakından takip ediyoruz. Bu yıl 3.sünü düzenlediğimiz festivalde yapay zeka, blockchain & NFT, superappler, dijital platformlar önceliklendirdiğimiz alanlar oldu.
Bunun yanında blockchain teknolojilerinin özellikle uluslararası ticaret alanında kullanımları HSBC Global’de kullanımda olan bir alan. HSBC global olarak 40 bankanın bir araya gelmesi ile oluşan R3 konsorsiyumunun üyesiyiz. Biz de HSBC Türkiye olarak bu konularda yatırım yapmayı değerlendiriyoruz ve gerçekten müşterilerimizle teknolojik çözümün buluştuğu ve müşterilerimize fayda yaratacak konulara odaklanarak ilerlemek istiyoruz.
- Teknolojinin finans dünyasındaki yansımaları ve regülasyonlar, bu çalışmaları nasıl etkiliyor?
2021 sonunda yayınlanan bir araştırmaya göre şirketlerde iş birimi bölümleri dahil çalışanların %51’i teknoloji işleri yapıyor. Dijitalleşmeyi sadece optimizasyon ve dolayısıyla maliyet düşürücü olarak değil daha iyi müşteri deneyimi yaratmak için bir fırsat olarak değerlendiren firmalar artık fintekleri de “bir alanda en iyi deneyimi yaratmak için” birlikte çalışacağı iş ortağı olarak görüyor. Artan teknolojik çözümler ve dijital kanalların daha fazla kullanımı regülasyonların da buna uygun düzenlenmesini gerektirdi. Uzaktan bankacılık işlemleri, sadece dijital olarak çalışan NeoBank – Dijital Bankacılık ve servis modeli bankacılığı ile açık bankacılığı düzenleyen regülasyonlar sayesinde Türkiye’de bu gelişime ayak uydurdu. Nisan ayında yayınlanan “Türkiye bilişim sektörünün uluslararasılaştırılması ve bilişimin yıldızları programı hakkında karar” da bacasız ihracat olarak tanımladığımız turizmden sonra Türkiye yazılım sektörünün ve teknolojinin ihraç edilebilir bir alan olarak ortaya çıkabileceğine işaret ediyor. Bu büyük potansiyelin artık finans ve fintek dünyası ile daha da büyüyüp müşterilere de kaliteli hizmet vereceğini değerlendiriyorum.
Tüm dünyayı etkileyen kripto paraların son bir yılda Google’da aranma sayısının %300 arttığı söyleniyor. Metaverse dünyasının olmazsa olmazlarından olan kripto paralar hakkında yapılacak düzenlemeler ülkemizde tüm sektör tarafından merakla beklenmektedir.
Startup Genome’un küresel startup ekosistemlerini karşılaştıran 2021 raporuna göre İstanbul küresel olarak gelişmekte olan 100 ekosistem arasında 15. sırada yer almıştır. Raporda İstanbul finansa erişimde tam puan alırken, yetenek ve pazarlara erişimde de yüksek puanlar almıştır. Teknolojinin geldiği nokta ve bu alanlardaki deneyimi ve regülasyonların da desteği ile Türkiye olarak yazılım geliştirme ihraç edebileceğimiz en kıymetli hazinelerimizden biri olarak karşımıza iyi bir fırsat olarak çıkmaktadır.