Hyperconvergedleştiremediklerimizden misiniz?
Sistemler değişiyor, ülkeler değişiyor, insanlar değişiyor. Hiçbir şey artık eskisi gibi olamayacak. Yapılan bir araştırmaya göre çocuklarımız daha keşfedilmemiş işlerden emekli olacak. 20 sene sonra kimse şu an çalıştığı işten emekli olamayacak. Çünkü ya uğraştığı iş yok olacak ya da yaptığı işin şekli değişecek.
Yandaki resim yaklaşık 100 sene önce İngiltere de çekilmiş. Dünyanın yaradılışından bu yana düşündüğümüzde 100 sene çok çok kısa bir süre.
Ama bu 100 sene içinde resimdeki kişinin yapmış olduğu meslek artık yapılmıyor.
Peki bu kişi ne mi yapıyor? Bilmeyenler için söyleyelim bu kişinin mesleği “Uyandırıcılık”. Sanayi devrimi döneminde işe geç gitme lüksü ve çalar saati olmayan işçileri uyandırmak için kurulan dünyanın en ilginç işlerinden biri.
Artık değişim bilgi teknolojileri alt yapı sistemlerine geldi. Klasik altyapılardan Hyperconverged sistemlere geçiş hızlanacak.
Peki Hyperconverged Sistem (Hiper Bütünleşik Sistem) Nedir?
Hyperconverged sistemleri ben aslında İsviçre çakısına benzetirim. Birçok ihtiyacınızı tek bir yerden çözmenizi sağlayan mucize bir sistemdir. Ben yazının bu kısmında herhangi bir üretici / ürün tanıtımı yapmadan sadece gerçekleştirdiğimiz Hyperconverged projesinin detaylarından bahsetmek istiyorum.
İhtiyacımız Neydi?
- Elektronik Miyadını Dolduran Cihazlar
Almış olduğumuz sunucu ve yedekleme / depolama cihazları teknolojik gelişmelere zamanla cevap verememeye başlamıştı. Ayrıca cihazların bozulması durumunda yedek parça temininde de sıkıntı yaşayabilirdik.
- Dolu Kapasite Oranları
Data artış hızı parabolik bir şekilde artıyordu. Son bir yılda üretilen veri ondan önceki 4 seneye eşdeğerdi. Ayrıca yedekleme sistemimiz iki sene önce dolup ikinci bir yedekleme sistemi kullanmaya başlamıştık. Bu hızlı artış mevcut yapı ile sürdürülebilir bir sistem olamıyordu.
- Uzun Yedekleme Süreleri
Bazı yedeklerimizi tüm, bazı yedeklerimizi incremental şeklinde almaktaydık. Yaklaşık 75 makinanın tüm yedeğini yedekleme sistemine almak istersek nerdeyse bir gün sürüyordu.
- İş Sürekliliği (High Avalibity )
Bazı donanımlarımız tek çalışıyordu. Ayrıca sanallaştırma katmanlarındaki hostlardan biri veya daha fazlası fail olması durumda kalan hostlar mevcut yapıyı aynı performans ile kaldıramayacaklardı.
- Yedek Adetleri
Gün içinde ancak bir kere yedek alabiliyorduk. 7×24 çalışan bir fabrikada yedekten dönmemiz gerekeceği bir durumda bir gün önceye dönmek bize çok büyük bir sorun yaşatabilirdi.
- Geri Dönememe Riski
Alınan yedeklerin günlük olarak test edilmesi imkansızdı. Doluluktan dolayı aldığımız yedekleri dönebileceğimiz ortamımız yoktu.
- Felaket Kurtarma Merkezi (Disaster Site)
Her makinamızı felaket kurtarma merkezine yollayamıyorduk. Felaket kurtarma merkezini senede bir kere tam sağlıklı olmadan test etmeye çalışıyorduk.
- Lisans Takibi
7×24 çalışan bir fabrikamız olduğu için iş sürekliliği içinde kümeleme yapmak durumunda kalıyorduk, bu durumda bize kurumsal lisans olarak geri dönüyordu.
- Yedekleme ve Replikasyon Yazılımları
Ayrı bir yedekleme ve replikasyon yazılımlarımız vardı ve bu yazılımları yönetmek için vakit ve nakit harcamak zorundaydık.
- Bakım Maliyetleri
Tüm sunucu, depolama ve yedekleme üniteleri için yıllık bakım anlaşmalarını yapmak zorundaydık. Ayrıca kullanılan yazılımlarında yıllık yenileme ücreti vardı.
İhtiyaçlarımızı Nasıl Çözdük?
- Hızlanan Sistemler
Yeni alınan sistemler ile çok ciddi performans artışı sağladık. SAP de ay kapanışımız 8 saatten 1 saate düştü. 45 dakika çalışan Muhasebe raporlarımız 7 dakikaya düştü.
- İş Sürekliliği
Merkeze kurduğumuz 3 node ile iş sürekliliği sağladık. 3 node’un bir tanesi tamamen gitse bile diğer 2 node tüm yükü kaldırıp aynı performans ile sıfır data kaybı ile çalışmaya devam etmekte.
- Sıkıştırma ve Tekilleştirme Oranı
Hyperconverged sistemlerin bence en önemli özelliği datayı sıkıştırıp ve tekilleştirmeleri. Mesela bizim 720 TB ‘lık datamız diskte sadece 25 TB yer almakta. 1’e 28 gibi bir sıkıştırma / tekilleştirme oranına sahibiz!
- Yedekleme Adetleri
Kritik sistemleri her saat başı yedekliyoruz. Mesela her saat başı aldığımız ERP sistemimizin yedeğini sadece 15 saniyede alabiliyoruz. Ayrıca aradaki yedekleri veya ilk alının tüm yedeği tamamen silsek bile hiçbir sorun olmuyor, çünkü tüm alınan yedekler sanki tüm yedekmiş gibi çalışıyor.
- Yedekleme Süreleri
Tüm verileri yedek almak istediğimizde tüm sistemlerimizi ancak 21 saatte yedekleyebiliyorduk. Şimdi ise bu süre 1 saat 15 dakika.
- Felaket Kurtarma Merkezi
Her makinamızı felaket kurtarma merkezine yollayabiliyoruz hem de internet hızımızı değiştirmeden. Felaket kurtarma merkezindeki herhangi bir makinayı ayağa kaldırmamız sadece 1,5 dakika, geri dönme hızımızda yine 1,5 dakika.
- Geri Dönüş Hızları
Aldığımız yedekleri geri dönme hızımız dakikalar seviyesine düştü. Mesela sıfırdan ERP sistemimizi aldığımız yedeklerden 2 dakikada geri dönüp çalıştırabiliyoruz.
- Lisans Takibi
Cluster altyapıyı ve dolayısıyla kurumsal lisansları iptal ettik. Bu işlem maliyet avantajı olarak bize geri döndü.
- Yedekleme ve Replikasyon Yazılımları
Ekstradan herhangi bir yedekleme ve replikasyon yazılımları kullanmıyoruz. Bu işlemde bize maliyet avantajı olarak bize geri döndü.
- Uygun Maliyetler
Proje sonunda oluşturulan yeni altyapıyı eğer klasik bir mimaride yapsaydık bize maliyeti ne olur diye hesapladık, harcadığımız maliyetin 3 katı kadar harcama yapmamız gerekiyordu.
Sonuç olarak 7×24 çalışan bir ortamda neredeyse sıfır duruş vererek ve sıfır data kaybı ile bu projeyi tamamladık. İlk başta açık bypass ameliyatı yapacağımızı biliyorduk ama proje kalp nakline döndü. Ama bizi yarı yolda bırakmayan Hyperconverged sistemimizi beğenmedik adeta aşık olduk.
Hakan Cem Topal – Flokser Dijital Dönüşüm Müdürü