İçerik kontrolü artık robotlara emanet!
We Are Social ve Hootsuite tarafından hazırlanan ‘Digital 2021‘ raporuna göre, dünyada sosyal medya kullanıcı sayısı 2021 yılında 4,88 milyarı buldu. Bu rakam, dünya nüfusunun yüzde 61,8’ine denk geliyor. Sarpaş Danışmanlık ve Girişim Savaşçısı kurucusu Berke Sarpaş, içeriklerin %90’ının robotların kontrolünde ve neyin yayınlanıp yayınlanmayacağına karar verenlerin de robotlar olduğunu söyledi. Berke Sarpaş, “Bu kalabalık ortamda telifli içerikler, yalan ve nefret yayan söylemler, 18 yaş altı pornografik içerikler insanların görmesinden çok öncesinde yapay zeka tarafından tespit ediliyor ve derhal engelleniyor. Facebook bu şekilde her gün 17 milyon dolayındaki sahte hesabı tespit ediyor ve bunları otomatikman siliyor. Twitter son 6 ayda 2.9 milyon tweeti sildi. YouTube geçen çeyrekte 11.4 milyon adet video içeriği sildi. 2016 ve 2017 yıllarında kaldırılan içeriklerin kaldırılma sebeplerinin başında ilgili içeriğin ülkelerin ulusal güvenliklerini tehdit etmesi geliyordu ancak 2019-2021’de birinci sebep telif ihlali halini aldı” bilgisini verdi.
Yapay zekanın insanların hepsinden daha hızlı çalıştığını ve sorunlu içeriklerin %90’ını anında tespit ederek engellediğini vurgulayan Sarpaş, şöyle devam etti:
“Bu filtreleme işleminin insandan ziyade robotlar tarafından yapılmasının en büyük getirisi hızlı oluşunun yanında şeffaflığı. Salt verilerle hareket eden robotların engelledikleri içeriklerle belirli bir zümreyi kayırması duygusal zekaya sahip insanın bunu yapma ihtimalinden çok daha düşük. Diğer taraftan konunun bir de gözden kaçan psikolojik boyutu var. Facebook geçen yıl Mayıs ayında 11 bin 250 adet moderatörüne tam 52 milyon dolar ödeme yaptı. Sebebi bu moderatörlerin sorunlu içerikleri incelemek zorunda kalması neticesinde gördükleri karşısında travma yaşamaları ve psikolojilerinin bozulması. İçeriklerin %90’ı robotların kontrolünde. Yani neyin yayınlanıp yayınlanmayacağına karar veren aslında onlar. Bugün datalarımızın robotlardan ziyade insanların eline geçmesinden daha fazla endişe ediyoruz. Çünkü robotlarda biriken tüm data karmakarışık ve bunu anlamlı hale getirebilen de aslında yine robotun kendisi. Yani bir robotun yaptığını bir başka robot tercüme ediyor ki insan gerçekte neler olup bittiğini tam olarak kavrayabilsin. Dolayısı ile datasetler arttıkça veriler komplikeleşiyor ve böylece konular insanların müdahalesinden de uzaklaşıyor. Böylece bizler de zaman geçtikçe robotların kararlarına insanların kararlarından daha fazla güvenir hale geliyoruz. Robotun hakemliğini daha geçerli görüyoruz. Hatta öyle ki sırf bu sebepten sosyal medyanın ücretli olması gerektiğini düşünenler bile var. Bu düzen değiştirilebilir. Mesela sosyal medya platformları çok rahatlıkla ücretli birer bulut sisteme dönüştürülebilirler. Bugün Microsoft tüm gelirlerinin 1/3’ünü bulut bilişim hizmetlerinden elde ediyor. Öyle ki firmanın buluttan kazandığı para Windows programı ve sahibi olduğu Linkedin plaformunun gelirlerinin toplamından bile daha fazla. Benzer şekilde Amazon AWS altyapısı ve Google Workspace sistemi ile bugün bulut üzerinden ciddi gelir elde ediyorlar. Aynı mantıkla sosyal medya şirketlerinin kullanımı da ücretli olsa, böylece bulut gelirleri bu firmaların da ana dayanağı haline gelse ve datadan para kazanmasalar, hem robotlar reklamcılığı çok daha şeffaf yönetir, hem tekelleşmenin önüne geçilir hem de içerikler çok daha hızlı biçimde filtre edilebilir. En önemlisi de datalarımızın kontrolü bizde olur.”