İçerik uyarısı yaptı
Başkan Obama, Hampton (Virginia) Üniversitesi’nden yaptığı bir konuşmada çağdaş iletişim araçlarına değindi:
“Bir 24/7 ortamda yaşıyoruz. Her türlü içerikle bizi sürekli bombardıman altında tutuyor. Bizi her türlü tartışmaya sokuyor. Bunların bir çoğu, gerçek konular bile olmuyor. iPod’lar, iPad’ler, Xbox’lar, PlayStation’ların nasıl işlediğini bilmiyorum, nasıl kullanıldığını bilmiyorum. Ama bunlarla ilgili bilgi (enformasyon), insanı güçlendireceğine, kuvvet vereceğine, onu özgürleştireceğine, dikkat dağıtıcı bir öğe oluyor. Bir sapma, bir tür eğlence oluyor. Bu değişimi durduramayız. Ama ona uyum sağlayabiliriz.”
Her ne kadar PlayStation’lar iletişim aracı değilse de, Obama’nın ne demek istediği açık: Çağdaş cihazlarla “içi dolu” ve anlamlı iletişime eyvallah. Ama laf ebeliği, laklak ve geyiğe hayır. Onun derdi, iletişimin içeriğiyle ilgili. Cihazlarla değil. Başkanlığını zaten, bu çağdaş cihazları kullanan milyonlarca kişinin, “Evet, Yapabiliriz” sloganının içini doldurarak kazandırdığını unutmadı elbette.
Eleştirisine Twitter’i neden koymadı acaba? Çünkü isim isim saydığı cihazların yararı belli. İçeriğinin kofluğu ve anlamsızlığıyla hep dalga geçilen Twitter bile aslında modern çağın telgrafı. Bir olayı anında haber yapan hızlı bir dağıtım şebekesi. Telgraf bedava değildi. Kullanılan sözcük sayısına göre ücreti vardı. Hatta, az sözcükle çok şey ifade etsin diye “telgraf sözlüğü” bile yapılmıştı. Twitter ise bedava. 140 karakterle sınırlı, ama üst üste kaç 140 karakter yazıp yollamakta bir sınır yok. Bunu, habercilikte kullananlar var. Bu özelliği sayesinde medyanın gözbebeği oldu. Zaten yaşamı hız ve aciliyet üzerine kurulu medya, sözcük dağarcığı da dar ve zayıf olduğundan, Twitter’’da “kendini buldu.”
Ama pek büyük çoğunluk için twitter, kendi camiasındaki geyik muhabbetine yarıyor: Telefona, bilgisayara, e-postaya veya RSS’e de yollanabildiğinden telgraftan daha yaygın bir erişim ağına sahip. Bir tür “kitlesel yayın” bu. Sosyal medyayı izleyen Mashable sitesi, geçen Mart’ta 10 milyarıncı “tweet”in (herhalde sadece ABD’de?) yollandığını açıkladı. Acaba tüm dünyadaki sayı nedir? Böyle bir iletişim olayını daha önce yaşamadık.
Ve Türkiye’de Twitter’ı, “apolitik Türk gencinin nasıl çatır çatır siyaset tartıştığı, herkesin kendi bilgisi ölçüsünde nasıl konuya müdahil olduğu” bir ortam olarak tanımlayanlar bile var (Rahşan Gülşan, HaberTurk,14/5).