İhracatın ‘e-‘ hali
Barlas Consulting Kurucusu Okan Barlas’a göre, markaların e-ihracat sürecini soluklu bir yatırım olarak görmeleri çok önemli.
Pandemi bazı sektörlere hasar verirken, e-ticaret sektöründe tam tersi bir etkiye sebep oldu. Aslında e-ticaret pandemiden önce de yükseliyordu, ama pandemi bu yükselişi arttırdı, alışkanlıkların da değişmesine yol açtı. “Daha önce hiç internetten alışveriş yapmayan kesim online alışverişin güvenlik, kolaylık, hız, hijyen gibi nimetlerini keşfederken, ürün kategorilerinin ve ihtiyaçların farklılaşmasıyla da kullanım alanları arttı” tespitini yapan Barlas Consulting Kurucusu Okan Barlas’a göre, bu yükselişte hiç şüphesiz e-ticaretin değişimlere hızla adapte olabilen bir sektör olmasının da etkisi büyük. Örneğin; salgının erken döneminde daha çok oyuncaklar, oyunlar, maskeler, hijyen ürünleri ve market alışverişleri artarken, zaman geçtikte daha çok spor aletleri, teknolojik ürünler, ev ve bahçe ürünleri tercih edilmeye başlandı. Okan Barlas, taleplerdeki hızlı değişime e-ticaret sektöründe faaliyet gösteren tüm işletmelerin ayak uydurduğunu da vurguladı. Sektörün takip edilmesi, ihtiyaç analizlerinin yapılabilmesi ve değişen ihtiyaçlara hızla adapte olunmasıyla birlikte e-ticaret sektörü bu benzersiz süreçle birlikte büyüdü.
Bu olumlu trende karşılık, Okan Barlas, yaşanan önemli bir soruna da dikkat çekti. Buna göre, pandeminin ilk zamanlarında ürünlerini online pazaryerlerinin depolarına göndererek satış yapan satıcılar, süreçle ilgili ciddi sıkıntılar yaşadı. “Ürünleri, satış hızlarına göre deposuna kabul eden bu pazaryerleri, öncelik vermedikleri ürünlerin satışa çıkmasına yönelik süreçleri uzattı” bilgisini veren Okan Barlas’a göre, bu nedenle kurumsal satıcıların satış stratejilerinde kendilerine ait çalıştıkları bir deponun olması bir avantaj. Bu noktada, Okan Barlas, yeni nesil gönderi merkezi SEND4US markası altında sundukları depo, lojistik ve sipariş yönetimi gibi hizmetler sayesinde kendileriyle çalışan firmaların bu süreçte satışlarında herhangi bir yavaşlama yaşamadığını vurguladı. Okan Barlas ile e-ihracatı konuştuk:
E-ihracat, ne gibi gerekliliklere sahip? Bireyler, KOBİ’ler gibi paydaşlar için nasıl bir küresel potansiyel var?
E-ihracat, ihracatın e-ticaret ile şekillenmiş yeni versiyonu olarak hayatımıza girdi. İhracatla arasında teknik olarak fark yok, ek olarak ilk kez deneyimlemek isteyen firmalar “mikro ihracat” yapabiliyor. Elektronik Ticaret Gümrük Beyannamesi (ETGB) ile işlemlerimiz çok daha hızlı ve kolay gerçekleşiyor. E-ihracatı deneyimlemek isteyen firmalar, 150 kg’ı geçmeyecek ve değer olarak 7 bin 500 avro sınırlarında kalan ürünlerde kolayca başlayabiliyor. Hem e-ticaretin hızla yükselişi hem de pandemi sonrasında Çin’den kesilen tedarik kanallarının, aralarında Türkiye’nin de olduğu farklı ülkelere kaymaya başlamasıyla birlikte Türk üreticilerinin Amerika’ya ürün satma şansı oldukça yükseldi. Buna ek olarak, dolar kurundaki dalgalanmanın etkilerini de gördük. Tüm bu faktörler bir araya geldiğinde, üreticiler başta olmak üzere ticaret yapan orta ve büyük ölçekli firmalar gözünü Amerika gibi pazarlara dikti. Bize gelen danışmanlık taleplerinde de yaklaşık iki kat artış yaşandı. Kapasitemiz dahilinde gelen tüm taleplere yardımcı olmaya çalışıyoruz. Hizmet verdiğimiz markalar ise sadece Black Friday ve Cyber Monday’de yaklaşık 2 milyon dolarlık satış gerçekleştirdi. Birçoğunun bizimle birlikte ilk kez pazara girdiği müşterilerimizin toplamda 10 milyon dolara yakın ciro yapmasına aracılık ettik.
E-ihracat adımları atabilmek için öncelikler neler olmalı, nasıl bir strateji ile ilerlenmeli?
E-ihracat pazarına girerken piyasanın ve rakiplerin iyi analiz edilmesi, doğru hedef kitlenin belirlenmesi ve bu pazara uygun ürünlerin seçilmesi çok önemli. Bu alanda önce danışanlarımıza analiz hizmeti sunuyoruz. Bunun öncelikli nedeni firmanın kötü bir deneyim yaşayıp zarar etmesini engellemek. Pazar analizi yapılmadan, doğru rekabet şartlarını belirlemeden e-ticaret pazarına giren firmalara olumsuz sonuçlarla karşılaşıyor. Danışman firma olarak bizim öncelikli misyonumuz firmaların bu konuda hata yapmalarını önlemek. Bu nedenle doğru rakip firmaları ve doğru rekabet edilecek ürünleri tespit edip bir strateji geliştiriyoruz. Bunu yaptıktan sonra, belirlediğimiz yol haritamıza uyarak başarılı sonuçlar elde ediyoruz. Yol haritasının oluşturulması, planlamaların yapılması ve sonrasında da uygulanmasında firmanın bizimle hareket ederek, hedeflediği geri dönüşleri alması mümkün. E-ihracatla yurtdışına açılmak isteyen markalar, pazara giriş esnasında bazı deneyim ve bilgi eksikliği yaşayabiliyor. Bizim amacımız da onlara bu süreçte destek olmak, bu pazara en doğru stratejiyle girmeleri konusunda onlara danışmanlık vermek ve rekabet gücü elde etmelerini sağlamak.
Peki ya dikkat edilmesi gerekenler neler?
E-ticaret pazarına girerken öncelikle piyasanın ve rakiplerin iyi analiz edilmesi, doğru hedef kitlenin belirlenmesi, bu pazara uygun ürünlerin ve hatta hammaddelerin seçilmesi gerekiyor. Ayrıca global pazarda rekabet edebilmek için fiyat avantajı sağlamak çok kritik. Piyasa koşullarına uygun ve doğru rakip analiziyle en efektif fiyatı belirlemek rekabet için önemli. E-ihracatta dikkate alınması gereken en önemli maliyet kriterlerinden biri kargo ücretleri. Özellikle iade süreçleriyle birlikte beklenmedik kargo maliyetleri ortaya çıkabiliyor. Örneğin; Amerika pazarı için SEND4US gibi uçtan uca e-ticaret operasyon yönetimi sunan firmalar devreye giriyor. Ürünleri Amerika’daki depolardan çıkardıkları için hizmet verdikleri markalar, pazara uzun yıllar önce girmiş markalarla aynı kargo ücretleriyle gönderim yapıyor. İade süreçlerini de yönetiyorlar. Son olarak markaların bu süreci uzun vadeli bir yatırım olarak görmeleri, bu pazara uzun soluklu girmeleri çok önemli.