İklim, 2020’lerin krizi…
Avrupa’nın en şık ve şatafatlı başkentlerinden Madrid’in orta yerindeki, yine Avrupa’nın en şık ve şatafatlı müzelerinden Prado’nun bu yıl kuruluşunun 200’üncü yıldönümü kutlanıyor. İspanya Kralı İkinci Ferdinand’ın, 19 Kasım 1819’da açılışını yaptığı, Kraliyetin tablo kolleksiyonu olarak başlayan müze, gel zaman git zaman İspanya’nın ulusal güzel sanatlar müzesi oldu. Büyük bir parkın kenarında, zarif binası, paha biçilmez eserleriyle yılda 3 milyon ziyaretçi çekiyor (https://bit.ly/2rZTWQh).
Geçen haftalarda Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi (COP25) için Madrid’e doluşan uluslararası uzmanlara ve hükümet temsilcilerine bir sürpriz yapıldı: İklim Krizi’ne ortak bir çözüm bulunamazsa “geri dönüşü olmayacak” bu felaketi simgelemek amacıyla Prado’daki bazı tabloların “İklim Krizi Sonrası Halleri” yeniden resmedildi. [Nitekim, toplantıda ortak bir karar alınamadı. Durumu, en yalın ve anlamlı dille Dünya gazetesi yazarı Didem Eryar Ünlü özetledi: İklim Eylemsizliği].
Prado ile Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) ortaklığında yapılan projedeki tablolardan birini burada görüyorsunuz. İspanya’nın küresel yıldız ressamı Goya’nın 1777 tarihli tablosunda elinde şemsiyesiyle güneşten korunan hanım, İklim Krizi dolayısıyla “İklim Mültecisi” oluyor. Şemsiyesi onu artık güneşten değil, yağan kardan koruyacak mı? (https://bit.ly/34Ot1US).
Diğer tablolar da İklim Krizi’ne uygun temalarla yeniden yapıldı. İspanyol Joachim Patimir’in Antik Yunan mitolojisinden esinlendiği tablosunda Styks Nehri mavi mavi akarken, İklim Krizi’yle kurumuş. Ölülerin ruhlarını Cehenneme götürmekle görevli sandalcı, nehrin kuru yatağında kalakalmış… Bir başka ulu İspanyol ressamı Velazquez’in Kral Dördüncü Philip tablosunda da kral hazretleri bütün haşmetiyle atının üstündeyken, İklim Krizi sonucu beline kadar sulara gömülmüş… Ve Joaquin Sorolla’nın yüzen çocuklar tablosunda İklim Krizi’yle çocuklar balık ölüleri arasında görülüyor.
Madrid’de sonuçsuz kalan İklim Krizi Toplantısı’nda, bir ortak karara varamayan, insanlığa vakit kaybettiren uzmanlar ve hükümetlerin sorumlularına Prado/WWF projesi kadar yenilikçi, buluşçu, yaratıcı bir uyarı yapılamazdı.
Yaratıcılık, buluşçuluk, yenilikçilik/inovasyon, gelişmiş ülkelerin gelişmiş her şeyleri için “hep her şey” oldu. 2023’te, ilk buhar makinesinin 1698’de alınan patentinin 315’inci yılı anılacak. James Watt’tan da önce Thomas Newcomen, madenlerde biriken suları boşaltmak için buharla çalışan ilk makineyi yapmıştı. James Watt’ın inovasyonu sayesinde bu makine daha güvenli ve verimli oldu. Watt, 5 Ocak 1769’da patentini aldı. Birinci Sanayi Devrimi başladı. Osmanlı’da ise “ithal” ilk buhar makinesi, ancak 1839’dan itibaren, 50 yıl kadar gecikmeyle (önce Tüfekhane-i Amire’de) kullanılmaya başlanabildi.
Okuyucuya Mektup:
Bundan 20 yıl önce 3 Ocak 2000’de BTHaber’in 250’inci sayısındaki ilk yazımın başlığı “Geleceği Şekillendiren Çocuklar”dı. Bugünkü 1,250’inci sayıya ulaşana kadar aradan geçen 1,000 sayıda ülkemizde bilişimin toplumsal etkilerine, topluma faydasına (yaratıcılığa, buluşçuluğa, yenilikçiliğe/inovasyona) örnek olsun umuduyla 2,500 kadar irili ufaklı haber yazdım. Bugün, 20’inci yılımı tamamladım. Artık, ayrılma zamanı… Ülkemizin, bilişimi toplumsal fayda yaratmada verimli kullanması umudumu koruyorum. Teşekkürlerim ve saygılarımla, Edip Emil Öymen.