“İlaç gibi grup” Gripin’de internet ile ilgili projeler de var “İnternetteki tüm platformlardaki sayfalarımızı tek bir noktada buluşturacağız”
Gripin, web sitesi ile uzun süredir ilgilenemese de sosyal medyada çok aktif. Bir milyonu aşan takipçisi olduğu Facebook sayfası ve Twitter hesapları ile sürekli ilgilenen, dinleyenleriyle iletişim halinde olan Gripin’in internete dair birkaç projesi var. Grup, yeni albümüyle beraber tüm bu platformlardaki sayfalarını tek bir noktada buluşturmayı planlıyor.
Son birkaç yılda Türkçe rock sahnesine şöyle bir baktığımızda, “En öne çıkan, en çok büyüme ve gelişme kaydeden gruplar kim” diye sorsak, herkesin cevabında ilk üçe mutlak Gripin girer sanırım. 1999 yılında kurulan, 2004 yılında Hikayeler Anlatıldı adlı ilk albümlerini yayınlayan grup, o günden bu yana hayran kitlesini sürekli genişletirken, ana akım Türkçe rock grupları arasında kendine üstlerde yer buldu her daim. Son albümleri ve özellikle de “Durma Yağmur Durma” şarkılarıyla müzik listelerinin ilk sıralarında yine Gripin’i görüyoruz.
Grup vokalde Birol Namoğlu, gitarlarda Murat Başdoğan, davulda İlker Baliç ve klavyede Arda İnceoğlu’ndan oluşuyor. Grubu temsilen grubun solisti Birol Namoğlu ile konuştuk, özellikle internet tarafında neler yapacaklarını sorduk.
>> Gripin üyeleri için teknolojiye dair bir sınır var mı, teknoloji bir yerden sonra zararlı olabilir diyor musunuz yoksa teknolojinin getirdiği imkanları hem hayatımızda hem müziğimizde sınırsızca ya da olabildiğince kullanırız mı diyorsunuz?
Birol Namoğlu: Teknolojiyle aramız mı? Olabildiğince iyi teknolojiyle aramız. Aslında bazı zamanlarda gereğinden fazla iyi sanırım. Teknoloji faydalı amaçlar için iyi niyetle kullanıldığında yolları kısaltan bir unsur. Dünyayı değiştiren ve paylaşımı artıran bir unsur. Tabii olumsuz yönleri de var ama bu yönlere dikkat edilirse hayatı, paylaşmayı kolaylaştırıyor.
>> Müzikal açıdan bakarsak?
Namoğlu: Müzikal açıdan bakınca en çok kliplerimizde değişik teknolojileri kullandığımızı görebilirsiniz. ‘Sen Gidiyorsun’ ,’Elalem’ ve ‘Dalgalandım da Duruldum’ kliplerimizde değişik teknolojileri kullandık. Kullanmaya da devam edeceğiz. Özellikle ‘Elalem’ renkli bir klip olmuştu.
“Yasal platformlar sponsorların desteğiyle büyüyor”
>>Geniş kitlelere ulaşma, özgürlükler, emek ya da emek hırsızlığı. Tüm bunlar müziğin sayısallaşmasıyla birlikte gün yüzüne çıkan kavramsal tartışmaların öğeleri. Gripin’in bu konudaki bakış açısı nedir, yasal olmayan yollardan şarkılarınıza ulaşılması sizi rahatsız ediyor mu?
Namoğlu: Her zaman söylediğimiz gibi albümün, yapılan müziğin size ulaşması ve üretilmesi için 60 -70 kişilik bir ekip çalışıyor. İşte sayısal müziğin yasadışı kullanımı bu insanların emeğini ve ekmeğini etkiliyor. Ama diğer yandan yasal sayısal müzik platformlarının sponsorların destekleriyle büyümesi ve çoğalması bizi sevindiriyor.
>> Sizin için öne çıkan gruplar kimler, müzikal ve teknolojik açıdan hayranlık duyduğunuz isimler var mı?
Namoğlu: Olmaz mı. Muse mesela. Ya da bir öncesi, Depeche Mode. Birçok müzisyen teknolojiyi müzikal yapılarında kullanıyor, biz onları ilgiyle takip ediyoruz.
>> Web siteniz sık sık güncellenmiyor. Ama sosyal medyadaki sayfalarınıza baktığımızda, Facebook’ta olsun, Twitter’da olsun, büyük bir ilgi ve takip var. İnternet tarafında yeni
dönemde projeleriniz var mı?
Namoğlu: Web sitemiz ile ilgili bir itiraf olsun, çok fazla ilgilenemiyoruz. Ancak 1.200.000 takipçimizin olduğu Facebook sayfamız ve Twitter hesaplarımız ile sürekli ilgileniyor ve dinleyenlerimizle iletişim halinde oluyoruz. Birkaç projemiz var. Tüm bu platformlardaki sayfalarımızı bir noktada buluşturmayı planlıyoruz. Tabii yeni albüm ile beraber.
“iPhone 4 yetiyor”
>> Gripin üyeleriyle yolda karşılaşsak, kulaklarında bir iPod veya kişisel mp3 çalar görür müyüz genelde? Neler dinlemeyi tercih edersiniz en çok, bu aralar hangi albümler gözde sizin için?
Namoğlu: Var. Daha doğrusu bir cihaz var ki tek başına yetiyor ve artıyor. iPhone 4’ten bahsediyorum. Birbirimiz ile olan iletişimimizi biraz baltalamış olmasına üzülsek de onlarla uzun zaman geçiriyoruz. Müzik dinlemek için de onları kullanıyoruz. Ben kendi adıma bu aralar Ferit Odman’ın Nommo albümünü dinliyorum. Bir de Model’in albümü sürekli dönüyor kulaklıklarda.
“Kötü olan teknoloji değil onu kötü yollar için kullanan bizleriz”
Sizce kötü bir teknoloji var mı, yoksa teknolojileri kötüye kullanan bizler miyiz?
Namoğlu: Doğum anında her bireyi programlamak ve kötülüklerden, kötü düşüncelerden, kinden, yalandan, savaşma güdüsünden ve açgözlülükten uzaklaştırmak isterdim.
Ben açıkçası herhangi bir teknolojiyi ortadan kaldırmak istemezdim. Zira kötü olan teknoloji değil onu kötü yollar için kullanan bizleriz. Aynen deprem için söyledikleri gibi. Deprem öldürmez, hatalı yapılmış binalar öldürür. Bu çok doğru. Esas tehlike teknolojiler değil, onu kullanan insanlardan gelebilir.
“Yasaklamak yerine eğitmeliyiz, ama bu zor geliyor herhalde”
Fazla öne çıkarmasanız da Türkiye’de ve dünyada yaşanan olaylarla ilgili bir duruşa sahipsiniz. Son dönemde Türkiye’nin gündem başlıkları arasında yer alan internete filtreli paketler üzerinden erişim ve sansür konusunda ne düşünüyorsunuz, bunun sanat ve müzik dünyasını da etkileyebileceğini düşünüyor musunuz?
Namoğlu: Elbette bazı şeyler ile karşılaşmak için bazı olgunluklar ve belirli bir yaş düzeyi gerekebilir. Ancak bir şeyleri yasaklamanın bizim aklımıza ve ahlakımıza hakaret olduğunu düşünüyorum. Birilerinin bizler adına bir şeyleri yasaklamasını ya da kontrol etmesini anlayamıyorum. Yasaklamak yerine eğitmeliyiz, okutmalıyız. Ama zor geliyor, ya da işimize gelmiyor herhalde.