‘İletişim teknolojilerinde Türkiye’yi temsil ediyoruz’
Yerli teknolojinin öneminin her geçen gün arttığı günümüzde Karel, yaptığı Ar-Ge çalışmaları ve geliştirdiği ürünlerle dünya markalarının arasına girmeyi başardı.
Karel, iletişim teknolojileri konusunda yaptığı Ar-Ge çalışmaları, geliştirdiği teknolojiler ve ürünlerle Türkiye’nin dünyaya açılan kapılarından biri haline geldi. Karel, Stratejik Planlama ve Pazarlama Direktörü Gökhan Yazıcı, teknoloji dünyasındaki gelişmeler konusunda sorularımızı yanıtladı.
2018'de iş dünyasına yönelik teknolojiler neler olacak?
2018’e baktığımızda iş dünyasını şekillendirecek yeni teknolojiler arasında yapay zekanın, üç boyutlu deneyimlerin, dijital ikizin, olaya dayalı düşünce ve sürekli uyarlanabilir güvenliğin bir adım öne çıktığını görüyoruz. Önümüzdeki yılda çevremizdeki her şeyin daha da akıllanarak birbirine entegre olacağını, şirketlerin ekosistemleriyle yeni dijital iş modelleri ve akıllı dijital platformlar yoluyla birbirlerine daha da yaklaşacaklarını söyleyebiliriz. Yapay zeka ve öğrenen makine kullanımı iş dünyası için, özellikle de savunma sanayi şirketleri için fantastik bir unsur olmaktan çoktan çıkmış durumda. Bunlara ilave olarak 2018’de, iletişim bant genişliğinin daha verimli kullanılarak, sensörler ve bulut arasındaki gecikmenin ortadan kalktığına da tanıklık edeceğiz. Bu da bulut tabanlı sistemlerde son kullanıcıya götürülen hizmetlerin iyileştirilmesi anlamına geliyor. Öte yandan artırılmış, sanal ve karma gerçekliğin iletişim platformlarıyla birleşerek kullanıcı deneyiminde görülmemiş bir sıçrama yaratacağını düşünüyoruz.
Tüm bu tabloya baktığımızda doğru teknolojiye yatırım yapmanın yanı sıra, çoklu kaynaklardan elde edilen devasa verinin, karar mekanizmalarına katkı sunacak şekilde anlamlandırılmasının kritik derecede önemli olduğunu görüyoruz. Önümüzdeki dönemde, verinin ihtiyaca göre analiz edilmiş olarak karar vericilerin önüne konması, veriye dayalı ve güven temelli stratejik kararların alınmasının vazgeçilmez unsuru olacak.
Bu teknolojilerin şirketlerdeki geri dönüşleri hakkında bilgi verir misiniz?
Yüksek teknoloji, yeni BT uygulamaları, mobil cihazlar ve erişim altyapılarındaki gelişmeler son yıllarda büyük, küçük tüm şirketlerin iş yapış biçimlerinde önemli değişikliklere neden oldu. Özellikle akıllı cihazların yaygın kullanımı, ofis ortamının fiziksel sınırlarıyla çevrili olan iş hayatı anlayışını ortadan kaldırdı. Her şirket daha az kaynakla daha fazla katma değer yaratmak, verimliliğini artırmak ve masraf kalemlerinde sürdürülebilir bir azalma elde etmek istiyor. Dünün kurgu bilim filmlerine konu olan teknolojilerini, bugünün iş dünyasının vazgeçilmezleri arasında görüyoruz. İş dünyası, kullandığımız cihazların sesli komutlar yoluyla uzaktan yönetilebileceği, veriye dayalı olarak bir iş sürecinin en kısa ve en etkin nasıl olması gerektiği kararının anlık olarak verilebileceği, müşteri deneyiminin iyileştirilmesi için elde edilen verilerin ileri seviyede ve çok hızlı analiz edilebileceği yarı otonom veya otonom bir düzene doğru gidiyor. Şirketlerin burada yapması gereken, kendi ölçeklerinde ve ihtiyaçları doğrultusunda bu teknolojileri iş süreçlerine adapte etmek. Kimsenin bundan kaçışı mümkün değil.
Yerli teknolojilerin geliştirilmesi konusunda Türkiye'nin mevcut konumunun daha iyi noktalara gidebilmesi açısından neler yapılmalı?
Türkiye, teknoloji alanında yüksek kalitede yerli üretim için ihtiyaç duyulan insan gücüne, mühendislik bilgisine ve donanımına sahip önemli bir pazar. Konusunda bizim gibi çok yetkin, Ar-Ge destekli üretim modelini kullanan Türk markaları mevcut. Ancak bunun yaygınlaşması gerekiyor. Zira, çoğunluğu ithalata dayalı bir sektörün uzun vadeli katma değer yaratmasını bekleyemeyiz.
Öte yandan, devletin de önem verdiğini belirttiği üzere, yerli ürüne destek çok önemli. Kamu alımlarının kaldıraç gücünü kullanarak yerli teknoloji ve üretimi geliştirmek amaçlanmalı, Ar-Ge ve yenilik faaliyetlerine katkı sağlayacak; yeniliği, yerlileştirmeyi, yenilikçi girişimciliği teşvik edecek etkili bir politika aracına dönüştürülmeli. Sektörü canlandırmak için Ar-Ge harcamalarına ve üretim yatırımlarına verilen destek kadar, yerli ürüne de benzer bir desteğin kesintisiz olarak verilmesi gerekiyor. Bunun yolu, en başta kendi ürününüzü kendi ülkenizde, öncelikli olarak da kamuda kullanmaktan geçiyor. Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, Türkiye’de de bu konuda geliştirilen politikaların uygulama sırasında düzenli ve istikrarlı bir biçimde takip edilmesi ve denetlenmesi şart.
Geliştirilen bu teknolojilerin bölgeye ve dünyaya sunulması konusu üzerine ülke olarak atmamız gereken adımların neler olacağı konusundaki görüşleriniz?
Marka olmak ve onun getirdiği sorumluluğu yerine getirerek markayı sürdürülebilir kılmak, rekabet avantajının temelini oluşturan en önemli unsur. Markalaşmanın çift yönlü bir bağlılık yarattığını söyleyebiliriz. Marka, müşterinin tercihini ve talebini kendine doğru çeker ve müşteriye fayda sağlarken, yarattığı pazar payı ve fırsatla şirketin arz gücünü ve piyasaya tutunma şansını artırır. Tüketicinin satın alma sürecini etkileyen, özellikle ürün ve hizmetleri birbirinden ayıran marka, pazarlama ve reklam faaliyetlerinin de çıkış noktasıdır. Bu yüzden markayı, entegre ve stratejik yaklaşımlarla yönetilmesi gereken bir şirket varlığı ve gelişen bir organizma olarak görmek gerekiyor. Ancak o zaman markanın bir “değer” olması mümkündür ki, Karel olarak uyguladığımız strateji budur.
Karel olarak bu konudaki konumunuz ve yaptığınız çalışmalar hakkında bilgi verebilir misiniz?
Telekomünikasyon alanında çeşitli teknoloji, özellik ve kapasitelerde PBX sistemleri ve bu sistemlere ait, yüzlerce çevre birimini geliştirip tasarlıyor, üretiyor ve bu ürünleri yurtiçi ve yurtdışı pazarlara sunuyoruz. Kurumsal müşterilere sunduğumuz Tümleşik İletişim ve Çağrı Merkezi çözümlerimizle yakınsama alanında öncülük ediyoruz. Kurumsal kullanıcıların iş yapış biçimlerini kolaylaştıracak, tasarruf ve verimlilik sağlayacak, yeni nesil internet uygulamalarını kapsayan Karel bulut çözümleri geliştirip pazara sunuyor ve bu alanda da öncülük yapıyoruz. Görüntülü iletişim ve güvenlik sistemleri alanındaki çözümlerimize ek olarak, iletişim altyapısı konusunda kamu ve özel sektör kuruluşlarına anahtar teslimi projeler ve savunma sanayine yönelik ürün ve çözümler üretiyoruz.
Karel, bugün telekomünikasyon teknolojileri alanında Türkiye’yi temsil eden dünya markalarından biri haline geldi. Dünya standartlarındaki Ar-Ge’si ve üretimiyle, 1700’ü aşkın çalışanıyla, 300 yetkili satıcı ve 1500’ün üzerinde satış noktasıyla istihdama yarattığı katkıyla bugün, sadece Türkiye’nin değil alanında dünyanın önemli oyuncularından biri ve Türkiye’nin yüz akı yerli markası konumunda.