İletişimde stratejik bir yol haritası önem taşıyor
Vodafone, Türkiye’nin dijitalleşme yolculuğunu mercek altına alan raporlar yayınlamaya devam ediyor. Şirket son olarak kendi iç kaynaklarıyla hazırladığı ve Türkiye’nin dijitalleşme vizyonu ve elektronik haberleşme sektörü stratejisine yönelik önerilerden oluşan bir rapor yayınladı.
Raporda, telekomünikasyon sektöründe yatırımların devamlılığı için sektörün stratejik sektör olarak kabul edilmesi ve bir yatırım reformu gerçekleştirilmesi gerektiği üzerinde duruluyor. Bu reformla kaynakların etkin kullanımı ve yatırımların da sağlanacak teşvikler ve adil katkı payı gibi uygulamalar ile desteklenmesine, gelir akışının sürdürülebilir hale getirilmesine ve rekabet ortamının iyileştirilerek öngörülebilir bir yatırım ortamı oluşturulmasına ihtiyaç duyuluyor. Düzenlenen basın toplantısında konuşan Vodafone Türkiye CEO’su Engin Aksoy, şunları söyledi:
İnternet altyapısının yaygınlığı sağlanmalı
“Bu raporda, mobil ve sabit olarak ayırmaksızın, bir bütün olarak, sektörün hak ettiği stratejik öneme ve itibara kavuşması, sektörde yatırımların sürdürülebilirliğini tehdit eden yatırım maliyeti ve gelirleri arasındaki dengesizliğin giderilmesi ve sektörün ihtiyaç duyulan dijital dönüşüm ve değişime gerçekçi ve sağlıklı bir zeminde katkı sağlaması için önerilerimize yer veriyoruz. Ülkemizin kalkınması bakımından kritik role sahip elektronik haberleşme altyapılarının yaygınlaştırılarak dijital dönüşümün hızlandırılması için uzun vadeli hedefleri de kapsayan bir stratejik plan dahilinde hareket edilmesi önem arz ediyor. Bu doğrultuda, dünyadaki gelişmelere ve belirlenen hedeflere paralel olarak ülkemizde de 2030 dijitalleşme vizyonuyla hedef belirleme ve bu hedeflere ilişkin eylem adımlarını somutlaştırma çalışmaları yapılması yüksek politika önceliğine sahip bir adım olacak. Toplumun, devletin ve şirketlerin dijitalleşme hedeflerine ulaşılmasını sağlayacak en önemli bileşen yüksek kapasiteye ve kapsama sahip genişbant internet altyapısı. İnternet altyapısının yaygınlığı, dijitalleşme politikasında öncelikli olarak ele alınmalı.
Öncelikle öngörülebilir bir yatırım ortamı oluşturarak sektör gelirlerinin sürdürülebilir olması sağlanmalı. Bunun için atılması gereken adımların başında etkin bir spektrum yönetiminin hazırlanması geliyor. Sektörümüzün yeni nesil teknolojilere dönüşümü sağlayacak yatırım planlarını oluşturabilmesi ve yatırımların verimliliğini artırabilmesi için bazı adımlar atılması gerekiyor. Örneğin 3G gibi artık ihtiyaca yetmeyen teknolojilerin 4.5G gibi daha yeni ve verimli teknolojilerle güncellenmesi gerekiyor. 5G frekans tahsislerinin yapılması, teknoloji dönüşümüne ilişkin yatırımlarımız açısından çok kritik. 5G’ye geçiş sürecinde, ülkemizde atıl durumda olan 700 MHz bandının 5G geçişi beklenmeden kullanıma sunulmasıyla hem 5G’ye hazırlık sürecine katkı vermesi hem de kullanıcılara daha yüksek kapasite ve kalitede hizmet sunulması sağlanabilir. Frekans tahsislerinin doğru zamanda, doğru miktarda ve uygun koşullarda yapılması, yatırımların sürekliliği ve teknolojinin yaygınlaşması bakımından kritik önem taşıyor. Temelde lisans ve yetkilendirme olarak ifade edilebilecek düzenleyici çerçevenin telekomünikasyon sektörünün dinamizmini ve teknolojik gelişmeleri de dikkate alarak esnek olması, bunun yanında özellikle kıt kaynakların kullanım haklarının uzaması/uzamaması durumuna dair süreç ve kuralların net olması gerekiyor. Lisans süreçleri, bedelleri ve uzatma ile ilgili koşulların, sabit ve mobil hizmetler için sektördeki tüm oyuncular açısından eşit ve adil şekilde belirlenip uygulanması, rekabetin korunması bakımından önemli.
Lisans rejimi daha esnek hale gelmeli
Sektörün finansal sürdürülebilirliğinin sağlanabilmesi için yeni politikaların benimsenmesine, mevcut sektörel ve genel düzenleyici yapının gözden geçirilmesine ve gerekli adımların atılmasına ihtiyaç bulunuyor. Düzenleme süreçlerinde ihtiyaç odaklı yaklaşımın benimsenmesi ve sektörel yükümlülüklerin neden olduğu baskı ve maliyetlerin azaltılması gerekiyor. Bu amaçla operatörler üzerine sorumluluk yükleyen yatırım yükümlülükleri ile sektörün karşılaması mümkün olmayan kapsama koşulları ile tüketici hakları yaklaşımında bütüncül bir bakış açısıyla değişime ihtiyaç var. Lisans rejiminin daha esnek hale gelmesi ve teknolojik gelişmelere uyum sağlayacak hızda olması için sadeleştirilmesine ihtiyaç var. 2G, 3G, 4.5G gibi farklı farklı lisans ve yetkilendirmelerde her birinin kapsama ve yatırım yükümlülükleri üst üste toplanarak devam ediyor. Oysa, değişen teknoloji ve tüketici ihtiyaçlarına göre uyumlanmalı ve güncellenebilmeli. Fiber yatırımı tek şirkete bırakılacak bir iş değil, tüm hanelere fiber götürülmesi mevcut yatırım hızıyla 2050’yi bulacak. Bunun için altyapı kurulum mevzuatının iyileştirilmesi, fiber altyapı kurulumunun hızlandırılması ve fibere erişim konusunda rekabetin sağlanması amacıyla ortak altyapı şirketi dahil farklı modellerin değerlendirilmesi, fibere erişim koşullarının sektördeki tüm oyuncuların adil fiyat ve hizmet kalitesi seviyesinde hizmet sunmasını sağlayacak düzeye getirilmesi gerekiyor. Mevcut politikalar ve yapı ile devam edilirse, ülkemizin dijitalleşmesi ile ilgili ortaya koyduğumuz 2030 hedeflerine ulaşılması mümkün olmayacak, dünyanın gerisinde kalma riski ile karşı karşıyayız. Gelinen noktada, hem rekabet koşullarının hem de yatırım ikliminin doğru politika tercihleri ve düzenleyici müdahalelerle zaman kaybedilmeksizin geliştirilmesi elzem. Bu noktada sektörü etkileyen politikalara ilişkin karar mekanizmasının adil ve tüm oyunculara eşit mesafede olması yüksek önem taşıyor. Ülkemizin dijitalleşme yolculuğunda uluslararası rekabeti yakalaması için yatırımların hızlanması şart. Yatırımların hızlanabilmesi için de sektörde öngörülebilir ve adil bir yatırım ortamı tesis edilmesi gerekiyor. Bunun için sektörde aksak rekabetin ortadan kaldırılması ve yatırımların artması için yapısal değişikliklerin hayata geçirilmesi gerekiyor.”
Bu hedeflere ulaşılmış olmalı!
Engin Aksoy, 2030 yılına gelindiğinde elektronik haberleşme sektörünün ulaşması gereken kilometretaşlarını ise şu şekilde sıraladı:
- 5G teknolojisinin hayata geçmiş olması
- 6G teknolojisi için hazırlıkların yapılmış olması, teknoloji ekosisteminin oluşması
- Ülke çapında 2 milyon km fiber ağına ulaşılması
- Spektrum politikasının sektör ile istişare yoluyla yatırımları teşvik edecek şekilde belirlenmesi, hem abonelerin kapasite ihtiyacını karşılayacak şekilde hem de gelecek teknolojileri destekleyecek bir plan dahilinde sunulması
- Düzenleyici çerçevenin yeni teknolojilere yatırımı kolaylaştırması ve 2G, 3G gibi zamanla abone talebini karşılamakta yetersiz kalan teknolojilere yatırım ile ilgili yükümlülüklerin kaldırılması ve/veya gözden geçirilmiş olması
- Uydu teknolojilerinin tamamlayıcı olarak hem yedeklilik hem de kırsal ve kapsama boşluğu olan alanlarda abonelere hizmet sunulması için kullanıma geçmiş olması
- Bulut teknolojisi ve çözümlerinin küreselleşmenin getirdiği fırsatları da gözetecek şekilde özel sektör ve kamuda yaygınlaşmış olması
- Veri merkezi yatırımlarınn veri ihtiyacını karşılayacak kapasiteye ulaşması ve ülkemizin bir bölgesel merkez haline gelmiş olması
- Denizaltı fiber kablolar ile uluslararası bağlantıların yapılmış olması
- Abonelerin akıllı cihaz penetrasyonunun %100 olması ve akıllı cihazların lüks ürün olmaktan çıkarılması