İletişimin Geçmiş 15, Gelecek 15 Yılı
ÖZELLİKLE, daha çok faydalandıkları için genç nesiller iletişim teknolojilerine daha tutkuyla bağlandılar. Onların sayesinde, ‘İnternet Kültürü’ diyebileceğimiz yeni bir kültür oluştu. Çevremizde bilgisayar ve iletişim cihazları kullanan insanların sayısı arttıkça bilgi ve iletişim teknolojilerinde seri üretim hız kazandı, fiyatlar düştü ve her yerde bulunabilir (ubiquitous) ürün ve servisler ortaya çıktı. Bu aşamalardan geometrik ivmeler ile geçilerek bugünlere gelindi. Örneğin, Motorola’nın İletişim Sistemleri Bölümü Yöneticisi olarak çalışan Martin Cooper, Uzay Yolu adlı TV Serisi’nde Atılgan Uzay Gemisinin Kaptanı James Kirk’in Dr. Leonard McCoy’u ararken elinden düşürmediği cep telefonunun benzerini gerçek hayatta kullanmayı aklına koymuştu. Nitekim, 3 Nisan 1973’te elinde taşınabilir bir telefon ile AT&T Bell Laboratuvarları’nda çalışan arkadaşlarıyla buluştuğunda onlara gösterdiği cep telefonunun bu ilk modeli bugünkülerden hayli farklıydı. Avucunda 850 gram ağırlığında, uzunca bir harici anteni olan ve 3500 dolara mal edilmiş oldukça hantal ve pahalı, üstelik analog bir ürün olan dünyanın ilk mobil telefonu duruyordu.
Motorola’nın DynaTAC adıyla seri üretime geçirdiği model için Dr. Cooper tam on yıl daha çalıştı. Avrupa’da ise her ülke kendi sistemini kurmaya çalışıyordu. Kuzey ülkeleri NMT 450, İngiltere TACS, Almanya C-Netz, Fransa Radiocom 2000, İtalya RTMI/RTMS adlı birbirinden farklı sistemleri ardı ardına duyurdular. 1982 yılında o zamanki Avrupalı Standartlaştırma Kurumu CEPT (Cenference of Eurepean Posts and Telegraphs), Groupe Special Mobil (GSM) adıyla bir çalışma grubu oluşturdu. Avrupa için standart, taşınabilir, uluslararası dolaşımı destekleyen ve ISDN uyumlu bir teknoloji geliştirmekten sorumlu bu grubun çalışmaları 1989 yılında ETSI’ye (European Telecommunication Standards Institute) devredildi. 1991’de ilk ticari uygulaması başladı. Ne var ki; 1994 yılı sonuna gelindiğinde sadece bir milyon aboneye ulaşabilmişti. O tarih küresel mobil iletişim teknolojileri için bir milat oldu.
Son 15 yılda tam bir başarı hikayesine imzasını atan GSM bugün 219 ülkede, 800’e yaklaşan operatör aracılığı ile 4,5 milyar kullanıcının cebine girdi ve sektörde çalışan yaklaşık 2 milyon ailenin ekmek kapısı oldu.
Geçtiğimiz 15 yıl içerisinde tanık olduğumuz bir başka olağanüstü şey de ses iletişiminin yanında veri iletişiminin kazandığı önem olarak açıklanabilir. Masaüstü bilgisayarları 56 kbit hızındaki dial-up modemler, hadi bilemediniz 2×64 kbit hızında ISDN modemlerle internete bağlar ve bilgiyi PALM türü el cihazlarına çevrimdışı yüklerken, bugün çevrimiçi çalışan ve üzerinde gömülü GPRS, EDGE, 3G, WiFi, Bluetooth ya da benzeri antenlerle her yerden, her yere bağlanabilen, taşınabilir cihazları günlük yaşantımızın ayrılmaz bir parçası haline getirdik.
Artık ADSL en çok kullanılan genişbant iletişim teknolojisi olarak evlerimize, okullarımıza ve işyerlerimize girdi. 8 Mbit hızına kadar iletişime olanak veren bu teknoloji VDSL, koax kablo, fiber, uydu, WiFi ve WiMAX gibi alternatif teknolojilerle destekleniyor.
Genişbant yaygınlaştıkça yetenekli servisler çeşitleniyor, uygulama alanları genişliyor, konfor artıyor. 15 yıldır gündemimize kalıcı olarak giren ve şirketlerin adlarıyla bütünleşen servisler arasında kuşkusuz en bilinenler Google, Yahoo, Amazon, Kazaa, eBay, YouTube, Facebook, SecondLife, LinkedIn, Twitter’dir. Arama motorları, sosyal ağlar, RFID (temassız) kartlar, navigasyon cihazları, sayısal uydu yayıncılığı, ‘chat’ odaları, forumlar, e-ticaret, e-eğitim, e-devlet, müzik/video indirme siteleri son 15 yıldır en çok konuştuğumuz konular arasına girdi. Bu süre içerisinde belki de son 150 yıldır kaydedilen teknolojik gelişme kadar ileriye gidildi.
Geçmişten geleceğe köprü
Bundan sonraki 15 yıl içerisinde olacakları kestirmek için geride kalan son 15 yılda olanları referans almak, ama onu 10 kat daha öteye götürmek gerekebilir. Örneğin, yeni genişbant servisler önemini artırdıkça gerek bakır, fiber, koax kablo gibi karasal, gerekse LTE (Long Term evolution) gibi kablosuz iletişim sistemleri herkesin, her yerden, her hizmeti almasına yardımcı olacak. Çok yakın bir zamanda herkese ortalama 100 Mbit hızında iletişim sağlamak sıradanlaşacak.
Kullanıcıların modem cihazlarına benzeyen kendi küçük ‘femtocell’leri olacak. Mağazalardan ekmek gibi alınabilecek bu cihazlar bir operatöre kaydettirilecek. Kullanıcı operatörün sunduğu hizmetlere kendi kişisel katma değerli hizmetlerini de ekleyebilecek. Bu hizmetlerden kendileri yararlandığı gibi başkalarını da ücreti karşılığı yararlandırabilecek ve gelirden pay alacak.
Servis programları ve işletim sistemleri bulutsal bilgiişlem (cloud computing) imkanlarıyla büyük veri merkezlerinde saklanacak. Bu yüzden önümüzdeki 15 yıl içinde cep telefonları ve note/netbooklar sadece dokunmatik ekran ve antenden ibaret olacak. Minimum yazılım ile sürekli güncellenebilen uygulama programlarına her yerden erişilebilecek. Her şeffaf ve parlak zemin iletişim ekranı olarak kullanılabilecek. Aynalar, otomobil camları, cam masalar, cam kapılar, pencereler bunların başında gelecek. Klavyeler, sunu cihazları, ‘mouse’lar, kredi kartları, CD’ler, DVD’ler ortadan kalkacak. Operatörlerin birleşmeleri hızlanacak. Büyük ve güçlü operatörlerin sayısı artacak, küçüklerin sayısı azalacak. Sanal operatörler önemini yitirecek. Bireysel banka ve yatırım hesaplarını yönetecek, sağlık ve seyahat acentası servislerini otomatik olarak yerine getirecek. Güvenlik çözümleri çok gelişecek. Sensörlerle insanların niyetlerini uzaktan sezinlemek mümkün olacak. Biyometrik tanımlamalar yaşamın her alanına girecek.
Önümüzdeki yıllarda önce reklam panolarında kurgulanmış 3 boyutlu videolar, daha sonra gerçek zamanlı akan (streaming) 3 boyutlu videolar çıplak gözle izlenebilecek. Çevrimiçi alışverişle 3 boyutlu görüntüyü kullanarak beğendiğiniz giysiyi oturduğunuz yerde, kendi üzerinizde 3 boyutlu görüp, ondan sonra satın alabileceksiniz.
Bellek kapasiteleri çok artacak. Anlamsal (semantik) arama motorlarıyla bilgiye erişim daha kolaylaşacak. Evde iş, evde eğitim, evde alışveriş, evde eğlence yaygınlaşacak. Sosyal ağların içerisinde yapay zeka kullanan sanal kişilikler olacak.
İklime dikkat
Değişen iklim koşullarına karşı enerji kaynakları en öncelikli konular arasına yerleşecek. Kablosuz şarj, alternatif pil gibi konular araştırılıp geliştirilecek. Her eve fiber bağlantısı hedefine önümüzdeki 15 yıllık süreç içerisinde pek çok ülkede ulaşılmış olacak. İletişim konularının yanısıra bilgi teknolojilerinde de uluslararası regülasyonlar yapılandırılmaya çalışılacak.
Kısacası, nasıl ki; 15 yıl öncesi bugünleri hayal etmekte zorlandıysak, 15 yıl sonrasını hayal etmek de kolay değil. Ama şu var ki; 15 yıl sonra bilgi ve iletişim dünyası bugünkünden tamamen farklı olacak.
mustafa.aykut@turktelekom.com.tr