İlk adım kesinlikle ‘pazarlama’ değil
'Dijital Dönüşümün Metodolojisi: Şirketlerde Dijital Organizasyonlar' başlığı altında düzenlenen panel Bilişim Zirvesi kapsamında yapıldı. Kadir Has Üniversitesi Yeni Medya Bölümü Öğretim Görevlisi İsmail Hakkı Polat’ın yönettiği panelin katılımcıları ise Hayal Akademisi Bilişim ve İletişim Hizmetleri Kurucu Ortağı ve Dijital İletişim Danışmanı Ercüment Büyükşener, Aras Kargo CIO’su ve Bilgi Teknolojileri Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Con ile Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve CRM Danışmanı Uğur Özmen oldu.
Dijital dönüşümün kapsamının ve ilk adımı nereden atmak gerektiğinin önemine işaret eden İsmail Hakkı Polat, ilk sözü Ercüment Büyükşener’e verdi. “Ben nereden başlanmayacağını söyleyeyim. Bu iş pazarlamayla başlamıyor” diyen Ercüment Büyükşener, şöyle devam etti: “Dijital pazarlama iletişimi üzerine markalara danışmanlık yapıyorum. Biz bir kampanya bir iletişim stratejisi konuşurken, ‘bizim bir dijital dönüşüm projemiz vardı’ diye konuşulmaya başlanıyor. Bir şirketin multidisipliner yapısıyla bu işe başlaması gerekiyor ve bunu bir ‘dijital dönüşüm koalisyonu’ olarak adlandırıyorum. Bu iş yuvarlak masadan başlar. Herkesin birlikte çalışmak zorunda olduğu, onlara üstünlük ya da onların patronu olan birisi değil, onlarla birlikte çalışacak bir lidere ihtiyaç olduğundan bahsediyoruz. Bir dönüşüm için farklı bölümlerdeki insanların gerçek ve tam bir uyum içinde çalışması gerekiyor. Bu işe yeri geliyorsa içerden bir liderin, dışardan bir denetim mekanizmasıyla bu tasarımı yapması gerekiyor. Bizi bizim dönüştürebilmemiz için önce kültürden başlamak gerekiyor. Yani mesele bir yazılım, yapay zeka, robottan önce kültürel bir dönüşüm ve bunu içselleştirmiş bir ekip yapısı. Sonra teknik ve stratejik yatırımlar gelebilir. “CDO benim gözümde bir unvandan çok, bir denge unsuru. Çünkü şirket içinde dijital dönüşüm dediğinizde herkes çok heyecanlanıyor. Sorun şurada başlıyor: Elini kimler taşın altına koyacak? CDO’nun burada görevi elleri birlikte taşın altına sokacak denge ve süreç yönetimi. Sorumlulukların en doğru artık o sorumlulukları dağıtacak kişi ve bunun önemli de geri bildirimde bulunacak kişi olarak tanımlıyorum.”
Dönüşüm kültürün parçası olmalı
“Aynı masanın etrafında olmak yetmiyor” yorumuyla söz alan Uğur Özmen ise şöyle devam etti: “Hedeflerin yakın olması ve tutarlı olması demek hiç risk almamak ve her şeye hayır demekse, ekip oyuncusu olacak yerde, performansı ‘hayır’ demeye odaklanan departmanlar varsa bu iş olmaz. Sadece iyi örneklerden alınmış ve insanın kendisine türeteceğine dair yapılan modeller var. Dijital dönüşüm kültürün bir parçasıysa, burada zaten hepimizin içerden oluşturması gerekiyor.”
Yol haritamızı çizdik
Aras Kargo hakkında bilgiler vererek konuşmasına başlayan Mustafa Con da şu yorumları yaptı: “İnsanı dönüştürerek başladığımız yolculuğumuzda tüm Türkiye'deki çalışanlarımızı kapsayan eğitimlerimizi sona erdirdik, stratejimizi koyduk. Dijital dönüşüm ile 5-10 yıl arasında devam etmesi öngörülen yolculuğa başladık. Her projede dikkat edilmesi gereken konulardan biri büyük düşünüp küçük küçük uygulamak. Kültürel değişimin altı ayda olmayacağını hepimiz biliyoruz. Sonuç olarak insanın yeniliğe, değişime karşı tepkisi, kabullenme ve uyum sağlama süreci oluyor. İnsansız bazı işleri nasıl yapabileceğimizi tasarladık. Daha fazla verim sağlayabilecek bize rekabet avantajı sağlayacak olan birazcık daha kolay sonuç verecekleri önceliklendirdik. Bunu ekonomik rakamsal sonuçlara dönüştürelim, buradan öğrendiğimiz derslerle de bir sonraki adımı planlayalım istedik. Burada en doğruyu şirketler kendileri belirleyecekler. Dijital dönüşüm, uçtan uca şirketin iş süreçlerinin daha verimli, daha az kaynakla sonuç üreten hale getirilmesi. Biz öncelikle dijital dönüşümün lafta kalmaması için çok ciddi strateji dokümanı hazırladık. Manifesto içinde belirlenen hedefler rakamsal hale getirildi ve bir endeks oluşturuldu. Bu endeks içinde icradan sorumlu her bir yöneticimizin kendi hedefleri içinde dijital hedeflerinin konulmasını sağladık. Dolayısıyla tek bir CDO’nun veya altındaki ekibin yapabileceği bir yük değil, tüm şirketin üst yöneticisinden başlayarak beyaz yaka, gerekirse ulaşabildiğimiz kadarıyla mavi yakalara ulaşabildiğimiz kültürel dönüşümü sağlamamız gerekiyor.”