IMD WCY 2014
Merkezi İsviçre’de olan Uluslararası Yönetim Geliştirme Enstitüsü’nün (IMD) 2014 Küresel Rekabetçilik Yıllığı açıklandı: Türkiye, 60 ülke arasında 40. sırada. (IMD World Competitiveness Yearbook 2014). Geçen yıla göre 3 puan aşağıya indik. Bu yıl İspanya ve Meksika arasındayız. İspanyolca konuşan iki komşumuz var.
Rapor, Türkiye’nin küresel rekabetçiliğine dair 20 sayfa veriyle dolu. Bir iktisatçı için zengin bir hazine.
• Türkiye’ye ayrılan ilk sayfada ülkemizin 2014 içinde karşılaşacağı tehditler sıralanmış:
Siyasi belirsizlik. Hukuk sistemindeki belirsizlik. Kayıtdışı ekonomi. İşçilik maliyetleri. Vergi politikası.
• Küresel rekabetçilikte Türkiye’nin cazibe kaynaklarına 4 örnek:
Ekonomideki dinamizm
yüzde 75.
Kaliteli işgücü yüzde 67,3
Maliyet rekabeti yüzde 55,8
İş yapma kolaylığı yüzde 28,8
Genel ekonomik performans: Geçen yıl 30. sıradan, şimdi 23’e çıktık.
Kamu verimliliği: Geçen yıl 16. sıradayken, şimdi 27’ye indik.
Özel sektör verimliliği: Geçen yıl 35 idi, şimdi 32’ye çıktık.
Altyapı: Geçen yıl 42’yken şimdi 44’e indik azıcık.
• Türkiye, yabancı sermaye ve yatırımlarını çekmede ne kadar cazip? En cazip adres Singapur, 8.92 puanla birinci sırada. Onu Almanya, İrlanda, Birleşik Arap Emirlikleri izliyor. Türkiye, 35. sırada Letonya ve Litvanya arasında. Bizden daha aşağıda ise şu ülkeler var: Belçika. İsrail. İspanya. Portekiz. Rusya. İtalya. Fransa.
Bilişim değer katıyor
BThaber okurunu ilgilendirecek ayrıntılar burada:
• İngiltere’de toplam istihdam 30.15 milyon. Yaratıcı “ekonomide” çalışanların sayısı 2012’de 2.55 milyon. Bunun da 1.68 milyonu yaratıcı “sanayide.” 870 bin kişi iki klasmanın dışında, ama ilişkili olarak çalşıyor: Örneğin, bir finans kurumunda reklam servisinde çalışan biri, bu üçüncü klasmanda.
• Yaratıcı “ekonomi” sınıfında en kalabalık nüfus, bilişim sektöründe. 2012’de sayıları 791 bin. Yaratıcı ekonomi istihdamının yüzde 31’i.
• Bu sayı, 2011’de 709 bindi. Bir yılda 82 bin kişi arttı. Artış oranı yüzde 11,6.
• Yaratıcı “sanayi” olarak tanımlanan alt kırılımda ise bilişim yine en kalabalık: 558 bin kişi. Bir yıl önceye göre istihdam artışı yüzde 15,6. Tasarım (endüstriyel, grafik ve moda) ile atbaşı.
• Katma değer hesabına gelince: Yaratıcı “sanayi” sınıfında bilişim, 2008’de 26 milyar Sterlin katma değer sağlarken, 2012’de bu, 30.9 milyara çıktı. 9 tane sanayi dalında en yüksek katma değeri bilişim teknolojileri sağladı. Onu açık ara 10.2 milyar Sterlin’le reklamcılık/pazarlama izliyor.
• İhracatta durum: BİT sektörü 2008’de 5.8 milyar Sterlin ihracat yapmış. Yazılım, donanım, hizmet olarak. 2011’deki ihracatı (son veri bu) 7.2 milyar Sterlin. Yine 9 sanayi dalında en yüksek ihracat BİT’te: Tüm ihracat içindeki payı yüzde 46,5. (İkinci sırada film, tv, video, v.b. var: 4.3 milyar Sterlin).
• Oyun yazılımında 2012’de çalışan sayısı 15 bin. Bir önceki yıla göre yüzde 18,8 artış olmuş.
• Sadece oyun yazılımından ülke ekonomisine katma değer 2012’de 540 milyon Sterlin. Geçen yıl daha da fazlaymış: 946 milyon!
Rapor, bir bilgi toplumunda devletin, veriyi nasıl toplayıp nasıl sunduğunun şablonu. Veriyi vatandaştan gizlemeden, her şeyi tek tek tanımlayıp, sayarak, hesabını açıkça yaparak…
GREAT yaratıcılık
Etkinliğin adındaki GREAT, hem yapılan işlerin “önemine” hem de bu işlerin Büyük Britanya (Great Britain) kaynaklı olduğuna işaret eden bir sözcük cambazlığıydı.
Yoğun ve ilginç oturumlarda Türkler ve İngilizler, iş ortaklıkları kurmak için görüşme fırsatı da buldular. Zaten bir salon 9-12 arasında bu işe ayrılmıştı. İngilizlerin mobil bir mini-fuar gibi hazırladıkları bu etkinlik, 18-20 Kasım’da Hong Kong’a taşınacak. Ama, Hong Kong’daki çalışma dünyasının ihtiyaçlarına göre farklı İngiliz şirketleri ve kurumlar oraya gidecek. Sonra da seneye 3-5 Mart’ta Şanghay’a…
Bir ülkenin tanıtımı, simetrik bir iletişim planıyla yapılamayacak kadar karmaşık artık. Yani, ben sana bir şey anlatayım/göstereyim, sen dinle/gör türü tanıtım artık öldü. Stand açalım, müşteri gelsin diye bekleyelim çoktan bitti. Onun yerine, GREAT gibi girişken, hızlı ve esnek örgütlenmeli kamu-özel-ve mümkünse stk katılımlı asimetrik iletişim gerekiyor. İngilizler, “satacakları” yaratıcı ekonomi ve sanayi ürünlerini böyle tanıtıyor, böyle pazar buluyor.