İnovasyon felsefesini benimseme zamanı
TÜSİAD, 2011 yılında fikri haklar konusunda kapsamlı seminer dizisi düzenleyecek.
TÜSİAD tarafından, bu kapsamda ilk seminer, 25 Şubat’ta ‘Fikri Hak Yönetimi Seminerleri 1: Rekabette Keşfedilmemiş Değerler’ başlığında düzenlendi. Seminerin açılış konuşmasını, TÜSİAD Fikri Haklar Çalışma Grubu Başkanı Murat Peksavaş yaptı. Türkiye’de Ar-Ge harcamalarının öneminin arttığına, ama gerek Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde gerekse ABD’de bu harcamaların milli gelire oranının çok daha yüksek olduğuna dikkat çeken Peksavaş, “Sanayi için önemli olan; Ar-Ge ile ortaya bir ürün, bir patent çıkması” dedi. Patentin ilk şartının ‘bir yeniliği sağlamak’ olduğunu, söyleyen Peksavaş, şöyle devam etti:
“Patent sayısı artışı, Ar-Ge’ye yapılan harcamaların gerisinde kalıyor. Fikri haklar ve Ar-Ge birbiriyle bağlantılı, ama biz ayrı görüyoruz. İnovasyonda yükselmek için Ar-Ge’ye ve bu sürece bakış açımızı geliştirmemiz gerek. Oysa bazı şirketler patent başvurusu yapmıyor veya bu konuda geç kalıyorlar. Fikri hakları da buna bütünleştirmeyenler, özgün ürün ortaya çıkartamıyor. Bu konuda Türkiye’de bilgi eksikliği var. İnovasyon yapmıyorsanız, Ar-Ge bütçesini artırarak rekabet gücü kazanamazsınız. Fikri haklar konusunda çalışan uzman sayısı da, bu kişileri istihdam eden şirket sayısı da az.”
Yasal boşluk önemli bir sorun
Açılış konuşmasında söz alan TÜSİAD Şirket İşleri Komisyonu Başkanı Cansen Başaran Symes da, gelişmekte olan ülkeler arasındaki rekabetin önemine dikkat çekerek, bu yapıda Türkiye’nin geride kalmasına dikkat çekti. Türk iş dünyasının Ar-Ge yapmasına rağmen, bu konuda bir metodolojisinin olmadığı eleştirisini yapan Symes, şu bilgileri verdi:
“Anayasa Mahkemesi, Patent ve Faydalı Modeller ile Endüstriyel Tasarımlara ilişkin kanun hükmünde kararnamelerin bir kısım cezai hükümlerini iptal etti. Mahkeme yeni düzenlemenin yürürlüğe girmesi için bir sene süre tanıdı ve bu süre de 6 Haziran 2010’da doldu. Bu tarihten beri hukuki bir boşluk var, binlerce dava düşüyor. TÜSİAD olarak fikri hakların önemine geçen sene dikkat çektik. Çünkü fikri haklar alanında geçtiğimiz yıl 133 ülke arasında 117’nci sıraya geriledik. Gerekli uygulamaları hayata geçirmemiz şart.”
Tüm ülkeler bir yarış içinde
Seminerin açılışında son konuşmayı ise Türk Patent Enstitüsü Başkan Yardımcısı Ahmet Koçer yaptı. TÜSİAD’ın bu konuya verdiği önemin kendileri için de önemli olduğunu belirten Koçer, şöyle devam etti:
“Yoğun rekabet, Ar-Ge’yi gerekli kılıyor. Sınai mülkiyet hakları da önemli. Tüm ülkelerde bu konularda yarış var. Lizbon Stratejisi, 2016 yılında Ar-Ge’ye ayrılan kaynağın yüzde 3’e çıkarılmasını öngörüyor. Avrupa’nın hedefi ABD ve Japonya’yı aşmak. Ama esas mesele Çin. 2007’de Çin, 70 milyar dolarlık Ar-Ge harcaması yaptı. Bu kaynağı da sürekli artırıyor. Türkiye’nin de rakiplerini yakalaması ve onların önüne geçebilmesi lazım. Geçen sene Türkiye’de 85 bin marka başvurusu ile, Fransa’nın ardından ikinci oldu. Patentlerde de benzer bir durum var. Türkiye’nin bu yönde geleceğinden umutluyuz. Dakikada iki patent başvurusu yapılan bir dünyada yaşıyoruz. Yürümek değil, artık koşmak gerekiyor.”