İnovasyon ve bulut kültürünün önde gelen düşünürlerinden Charles Leadbeater: “Gelecekle ilgili hem iyimserim hem de kötümser”
Bilişim Zirvesi’nde etkileyici bir sunum gerçekleştiren inovasyon ve bulut kültürünün en önemli fikir adamlarından Charles Leadbeater, inovasyonun önündeki en büyük iki engel olarak zihinsel durgunluğu ve tekelleşmeyi gösterdi. Leadbeater, geçtiğimiz on yıl boyunca yaşanan büyük değişimler gibi önümüzdeki on yılda da büyük dönüşümlere tanık olacağımızı öngörürken, gelecekle ilgili hem iyimser hem de kötümser olduğunu ifade etti.
Bilişim Zirvesi 2010’da büyük ilgi gören konuşmacılardan biri Charles Leadbeater oldu. Leadbeater, ilk yönetim düşünürlerinden, İngiltere’nin eski Başbakanlarından Tony Blair’in danışmanı, inovasyon ve yaratıcılık alanlarının lider otoritesi olarak tanınıyor. New York Times tarafından yılın en iyi fikrini üreten kişi olarak da ödüllendirilmiş Leadbeater, aynı zamanda dünya çapında şirketlere, kentlere ve hükümetlere inovasyon stratejileri konusunda danışmanlık yapan bir isim. Bilişim Zirvesi’ndeki sunumunda kitlesel katılımcı yaklaşım, kitle yaratıcılığının gücü, bulut kültürü, bulut kapitalizmi gibi kavramlar üstünde duran, bugüne ve geleceğe dair öngörülerini paylaşan Leadbeater ile bulut kültürü, inovasyon ve kitlesel yaratımın gücü üstüne konuştuk.
Çağımızın artık bir bulut kültürü çağı olduğundan bahsediyorsunuz? Bulut kültürünün ve internet dünyasının en önemli avantajları neler sizce?
İnternetin ve bulut kültürünün en önemli avantajı ve etkisi, insanların birlikte bir şeyler yapabilmeye, birşeyleri ortak yaratabilmeye ve birlikte birşeyleri başarabilmeye sağladığı olumlu etkidir bence. Bulut kültürü bize seçme ve değişimleri talep etme olanağı verdiği kadar bunları takip etme olanağı da veriyor
Herşey gibi bulut kültürü ve bulut bilişim çağı da bazı sakıncaları beraberinde getiriyor ama değil mi? Bunlar neler peki?
Tabii. Baktığımız her yerde, özgürce müzik, film, fikir ve bilgiyi paylaşmak isteyenler arasında ve ister para kazanmak isteyen kurumlar olsun ister tartışma ve demokrasiden korkan hükümetler olsun, bu eylemleri kontrol etmek isteyecekler arasında tartışmalar olacak. Bulut olayı örneğin hükümetlere bazen cazip gelebiliyor. Bulutu kontrol etmek isteyen güçler oluşabiliyor. Bence sosyal ağlarda oluşan yeni toplum, kendi kurallarını kendi yaratacak.
İnovasyonun önündeki en büyük engeller neler peki sizce?
İnovasyonun önündeki en büyük iki engel bence zihinlerdeki durgunluk ve tekelleşmedir. Durgunluk hali derken değişime karşı dirençli olmayı, mevcutun ötesine geçmek istemeyen zihinsel yapıdan bahsediyorum. Diğer bir sıkıntı ise tekelleşme. Tekelleşme hem şu an için mevcut bir durum hem de aynı zamanda gelecek dönem için olası bir tehdit. Bulut kültürü çağında da bazı tekeller oluşabiliyor doğal olarak. Önümüzdeki dönemde de oluşabilir.
Bulut ve internet çağında insanlar büyük birer kaya mı yoksa küçük çakıl taşları mı sizce?
İnsanların sadece okuduğu ve izlediği bir dönemden artık bunların yanı sıra paylaşabildiği bir ortama geçtik. Bunun büyük sonuçları görülmeye devam edecek. Büyük bir kaya mıyız, yoksa küçük çakıl taşları mı? Günümüzün dünyasında artık küçük çakıltaşlarının biraraya gelip büyük kayaları oluşturduğu bir döneme girdik. Buluta eklenen her şey adeta küçük bir çakıl taşı gibi. CIO’ların Facebook, Twitter hesapları olduğunu görüyoruz. Niye bu insanlar buradalar peki. Temel sebep şu; çünkü burada küçük çakıltaşlarını takip ediyorlar. Yeni dünya düzeni insanlar gibi tüm endüstrileri de birbirine bağlıyor.
Daha az maliyetle ve daha az volümlerle daha yüksek etkilerden bahsediyorsunuz. Bu konudaki bakış açınızı bize aktarabilir misiniz?
Politika ve geleneksel pazarlama gibi yüksek volümlü kanallar bir şeyler anlatıyor. İnsanların dikkatini çekmeye çalışıyor. Ama yüksek yatırım ve yüksek volümlere rağmen düşük etkiler görülebiliyor. Örneğin geleneksel pazarlama yöntemlerinde yüksek yatırım ama düşük etkin görülebilir. İnternette ise düşük yatırım ama yüksek etki oluşabiliyor. Dönüşümsel inovasyon yüksek miktarda dahiliyetlerle düşük volum ve hacimlerle olabiliyor. Çoktan aza giden bir yapı söz konusu.